28 Aralık 2011 Çarşamba

İran'la Hürmüz Boğazı gerilimi tırmanıyor

ABD Deniz Kuvvetleri'ne bağlı Beşinci Filo, Hürmüz Boğazı'nda deniz trafiğinin aksamasının önleneceğini açıkladı. İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammet Rıza Rahimi, dün yaptığı açıklamada İran'ın petrol ihracatına yönelik yaptırımların genişletilmesi halinde Hürmüz Boğazı'ndan petrol geçişini engelleyeceğini söylemişti. Hürmüz Boğazı'ndan günde 15 süper tanker geçerken, tankerlerin büyük bölümü Japonya, Güney Kore, Hindistan ve Çin'e petrol taşıyor. İşlemlerin yıl sonu nedeniyle sınırlı gerçekleşmesi, pek çok piyasada işlem yapılmaması ham petrol fiyatlarında gerilemeye yol açtı. Brent petrolü fiyatı yüzde 1.82 düşüşle 107.28 dolara indi.

Rumlar denizde doğalgaz havzası buldu

Kıbrıs Rum Kesimi, denizde yaptığı doğalgaz aramalarında büyük bir gaz havzasına ulaştı. Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Hristofyas, doğalgaz aramalarını yürüten ABD'li Noble şirketinin 5800 metre derinlikte 227 milyar metreküplük doğalgaz sahasına ulaştığını açıkladı. Hristofyas, doğalgaz bulunmasının ülkenin ekonomik geleceğine önemli katkıda bulunacağını öngördü. Türkiye, Kıbrıs Rum Kesimi'nin gaz aramalarına karşı çıkarak, Piri Reis gemisini sismik arama çalışmaları için Doğu Akdeniz'e göndermiş, ancak aramalarda sonuç alınamamıştı.

Türkiye Güney Akım'a destek verdi

Türkiye, Hazar bölgesinden Avrupa'ya yılda 63 milyar metreküp doğalgaz taşıması beklenen Güney Akım Projesi'ne destek verdi. Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Türkiye'nin Güney Akım Hattı'nın Karadeniz'deki münhasır ekonomik bölgeden geçmesine izin verildiği için Türkiye'ye teşekkür etti. Anlaşmanın imza töreninde konuşan Putin, Türkiye ile enerjide işbirliğinin süreceği mesajını verdi. Türkiye ve Rusya arasında 2 doğalgaz alım anlaşmasının geçerlilikleri ise 2021 ve 2025 yıllarına uzatıldı. Anlaşma çerçevesinde yılda Türkiye'ye gaz sevkiyatının 2 milyar metreküp artırılarak 27 milyar metreküpe çıkarılması bekleniyor.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Fitch: AB'nin borçlanması 1.83 trilyon $'a inecek

Derecelendirme kuruluşu Fitch, 2012'de Avrupa'da borçlanma miktarının 2011'e oranla ciddi değişiklik göstermeyeceğini öngördü. Fitch, yayınladığı raporda, borçlanma ihtiyacının yüzde 1.2 gerileyerek 1 trilyon 826 milyar Euro'ya ineceğini öngördü. raporda, en fazla borçlanması öngörülen ülkeler Fransa, İngiltere ve Almanya olarak sıralandı. Raporda, Euro Bölgesi ülkelerinde borçlanmanın yıllık bazda yüzde 6.5 gerileyeceği öngörülürken, bu düzey GSYH'nin yüzde 15.5'ine denk geliyor.

Avrupa'da tahvil ihraçları 2011'de yüzde 30 geriledi

Avrupa krizinin etkisiyle Avrupa bankalarının yeni tahvil ihraçları yüzde 30 gerileyerek 2003'ten bu yana en düşük düzeye indi. Araştırma şirketi Dealogic'in verilerine göre, 3518 tahvil ihracıyla 424.6 milyar dolarlık tahvil satılırken, 2010 yılında yeni tahvil ihraçları 604.3 milyar dolar düzeyindeydi.

AMB'den bankalara 489 milyar Euro'luk kaynak

Avrupa Merkez Bankası'nın piyasalara istikrar sağlamak üzere sağladığı fon imkanına bankalardan yüksek talep geldi. Euro Bölgesi bankaları AMB'den 3 yıl vadeli yüzde 1 faizli olmak üzere 489 milyar Euro borçlandı. Avrupa Merkez Bankası'nın yeni başkanı Mario Draghi'nin ay başında açıkladığı önlem paketi çerçevesinde sağlanan imkandan yararlanan bankalar, kredi için teminat gösterdi. AMB son 3 yılın en yüksek fonlamasını gerçekleştirirken, euro/dolar paritesi 1.3197 ile günün en yüksek düzeyine çıktı. Analistler, uzun vadeli repo imkanına gelen yüksek talebin güveni artırarak riskli yatırım araçlarına ilgiyi yükselteceğini öngörürken, Avrupa genelinde bir likidite krizi yaşanmayacağına yönelik güvenin arttığını ifade ettiler. Repo işlemi öncesinde bankalara yapılacak fonlamanın 200-300 milyar Euro olacağı öngörülüyordu. İşlemler sonrası, Avrupa ülkelerinde tahvil faizleri geriledi. İspanya'nın 2 yıllık tahvil faizi yüzde 3.28'e İtalya'nın 2 yıllık tahvil faizi ise yüzde 4.98'e geriledi. Avrupa Merkez Bankası'nın benzer bir operasyonu 2012 Şubat ayında tekrarlaması bekleniyor.

7 Aralık 2011 Çarşamba

IMF'den Türkiye'ye sert sözler

Uluslararası Para Fonu, Türkiye'ye yönelik 4. Madde çerçevesinde hazırladığı raporu yayınladı. Rapor çerçevesinde Merkez Bankası tarafından uygulanan politikaların fiyat ve finansal istikrara yeterince katkı yapmadığı ifade edilirken, cari açığın milli gelire oranının yüzde 8 düzeyinde dengelenebileceği kaydedildi. Raporda, Türkiye'de enflasyonun yüzde 6.5'e çıkacağı öngörülürken, "Yüzde 6.5'lik enflasyon Türkiye'nin rekabet edebilirliğini sınırlayacak" ifadesine yer verildi. Raporda, Türkiye'nin gelecek yıl yüzde 2 büyüyeceği de vurgulandı. Raporun ayrıntılarına ulaşmak için tıklayınız.

S&P, AB ve Avrupa bankalarını negatif izlemeye aldı

Kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Avrupa Birliği ve Avrupa'nın önde gelen tüm bankalarının kredi notunu olası bir indirim için negatif izlemeye aldı. Standard and Poor's'un aldığı görünüm değişikliği kararı New York Borsası'nda satışla karşılanırken, Dow Jones Endeksi 12 bin puana geriledi. S&P'nin notunu olası indirim için izlemeye aldığı bankalar arasında Deutsche Bank, Banca Intesa, Societe Generale, Natixis, Unicredit, BNP Paribas ve Commerzbank da yer alıyor.

5 Aralık 2011 Pazartesi

S&P'den Euro Bölgesi'ne negatif izleme

Derecelendirme kuruluşu S&P, Avrupa ortak para birimi Euro'yu kullanan 17 ülkenin oluşturduğu Euro Bölgesi'ni negatif izlemeye aldı. Kuruluşunun kararında, Avrupa ekonomisinde zayıflayan mali yapı ve krizle etkin şekilde mücadele edilememesi etkili oldu. Negatif izleme gelecek üç ayda kredi notunda indirim olasılığını yüzde 50 olarak belirliyor. Not görünümündeki bozulma AAA notuna sahip altı ülkeyi olumsuz etkileyecek. Bu ülkeler ise şunlar: Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya, Finlandiya ve Lüksemburg.

Merkel ve Sarkozy'den yeni AB'ye doğru ilk adım

Avrupa'nın çevre ülkelerinde başlayan ve günden güne farklı kanallarla merkezdeki ülkelere ilerleyen krizi frenlemek üzere, siyasi alanda ilk adım atıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, bütçe açıklarının frenlenmesi ve mali düzenlemeleri içeren AB müktesebatındaki değişiklik konusunda anlaştı. Haftasonu Brüksel'de yapılacak AB liderler zirvesinde netleştirilmesi beklenen düzenlemeler, ilk aşamada Euro Bölgesi'ne üye 17 ülke için geçerli olacak. Sarkozy, Merkel ile birlikte Paris'teki görüşmesi ardından yaptığı açıklamada, "Mali birliğe yönelik anlaşma için bir zorlama yok. 17'ler dışında diğer AB ülkeleri de anlaşmaya katılabilir" dedi. Sarkozy, düzenlemelerin 2012 Mart ayına kadar hayata geçirilmesinin planlandığını söyledi.
ANLAŞMA NE GETİRECEK?
Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Avrupa ortak tahviline karşı duruşunu yineleyerek, "Kriz döneminde ortak tahvil söz konusu olamaz. Ortak tahvil en az diğer ülke tahvilleri kadar itibarı yüksek olmalı" dedi. Sarkozy ve Merkel'in uzlaştığı taslak anlaşmaya göre, Euro Bölgesi üyesi ülkeler bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3'ün üzerine çıkması halinde otomatik sınırlamalarla karşı karşıya kalacak. Ülkeler ayrıca, denk bütçe konusunda Avrupa Adalet Divanı'nca gözetilecek anayasal çerçeveye uyum göstermek zorunda kalacak.

1 Aralık 2011 Perşembe

Ortak müdahale piyasaları 'yatıştırdı', ya sonra???

ABD Merkez Bankası başta olmak üzere önde gelen 6 merkez bankası, aldıkları müdahale kararıyla deyim yerindeyse piyasaları 'yatıştırdı'. 1 Ekim 2008'de Lehman Brothers'in batmasından kısa bir süre sonra, alınan karar çerçevesinde yaratılan kredi imkanları dünya finans sisteminin erimesinin önüne geçmişti. O dönemde attığı tüm adımları 'Asya piyasaları açılmadan önce (Before the Asia opens)' prensibi çerçevesinde kuşluk saati açıklayan ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, bu defa da Wall Street'in açılmasına 1 saat kala ortak müdahale kararını açıkladı. Swap faizlerinde 50 baz puanlık indirim kararı, gelişmiş ülkelerin finans sisteminde kırılmaya karşı önleyici bir adım olarak nitelendirilebilir. Avrupa bankaları dolar cinsinden 2 trilyonluk borç servisini yapmakta güçlükler yaşarken, Avrupa bankalarına fon imkanının yeniden artırılması hedefleniyor. Derecelendirme kuruluşu Fitch'in verilerine göre, ABD fonları Fransız bankalarına sağladığı likiditeyi yüzde 69, Alman bankalarına sağladığı miktarı ise yüzde 50 azaltmış durumda.
NEDEN AŞIRI TEPKİ?
Piyasaların müdahaleye verdiği aşırı tepki ise son dönemde birbiri ardına gelen olumsuz haberlerle bozulan morallerin iyileşmesi şeklinde de değerlendirmek mümkün. Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, "Bernanke elbette Avrupa'ya destek verecekti, swap faizlerindeki indirimin teknik bir niteliği var, başka bir özelliği yok" derken, bu gelişmenin yeni başka gelişmelerin habercisi olup olmadığını soruyor. Gerçekten de bir anda, ortak müdahale 'altın vuruşu' ile krizdeki Avrupa köşeyi dönmeyi başardı mı? Yoksa İtalya'nın 10 yıllık tahvil faizleri hala yüzde 7'nin üzerinde, Alman tahvil faizleri negatifte değil mi? Unutmayalım, para, sadece teskin eder, tedavi etmez.

Moody's'den Türkiye'ye hem övgü, hem uyarı

Derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'de son yıllarda bütçe performansının güçlenmesiyle, ülke ekonomisinin dış şoklara karşı dayanıklılığını artırdığını açıkladı. Moody's, Türkiye ekonomisine yönelik yaptığı değerlendirmede, Türk ekonomisindeki en önemli konunun cari işlemler açığının yüksekliği ve bunun finansmanı olduğunu kaydetti. Moody's, Türkiye'nin güçlü maliye ve para politikalarını kalıcı hale getirmesiyle kredi notu artırımıyla karşılaşabileceğini ifade ederken, "İç ve dış dengede kırılganlığın devam etmesi halinde, not görünümünün baskı altında kalması söz konusu olabilir" dedi.

Faturanın tamamı Bernanke'ye kesiliyor

Wall Street Journal'da önceki gün yayınlanan karikatür, ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke'nin daha uzun yıllar eleştirilerle karşılaşacağına işaret ediyor. (RESİMALTI: ABD ile ilgili en güzel şeylerden biri, ekonomi nasıl seyrederse etsin, her zaman FED Başkanı'nı suçlama imkanının bulunması.)

30 Kasım 2011 Çarşamba

Merkez bankalarından 'altın vuruş'

Avrupa'da yaşanan borç krizinin giderek Fransa, İtalya gibi AB'nin merkez ülkelerine ilerlemesi, dünyanın önde gelen merkez bankalarını ortak müdahaleye yöneltti. ABD Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası, İngiltere, Japonya, İsviçre ve Kanada merkez bankaları aldıkları kararla dolar swap işlemlerinde faizi 50 baz puan düşürdü. Merkez bankaları peşpeşe yaptıkları açıklamada, bu işlemin piyasalarda Avrupa'dan kaynaklanan gerilimin önüne geçmek için atıldığı kaydedildi. Merkez bankaları, kendi ülkelerindeki finans kurumlarının herhangi bir dolar likiditesi sorunu olmadığını ifade etti. Önde gelen merkez bankaları, bundan önce 1 Ekim 2008'de ortak müdahale kararı alarak, Lehman Brothers'ın iflası sonrası ortak kredi imkanları yaratmış, swap işlemleriyle dolar likiditesini artırma yoluna gitmişti. Merkez bankalarının ortak müdahale kararı ardından, Avrupa borsalarındaki yükseliş yüzde 5'i aşarken, Wall Street'te Dow Jones Endeksi yüzde 4,2 yükseldi. Kararın etkisiyle euro/dolar paritesi 1.35'e yükseldi. İMKB 100 Endeksi günü yüzde 3 artışla kapatırken, sepet kur 2.15 TL'nin altına geriledi.

ABD Merkez Bankası'ndan Avrupa'ya yardım eli

Avrupa'da krizin derinleşmesi karşısında ABD Merkez Bankası, swap faizlerinin indirimiyle finans sektörünün likidite ihtiyacını çözdü. ABD ekonomisinin kendi dengelerini kriz sonrası yeterince iyileştiremediği bir ortamda attığı adım, eleştirilere de neden oldu.

29 Kasım 2011 Salı

MB: Kredi hacmi artışı hız kesti, makul düzeye indi

Merkez Bankası, kredi hacmi genişlemesinin yılın üçüncü çeyreğinde hız kestiğini belirterek, bunun cari açığın zayıflamasına olumlu katkıda bulunduğunu kaydetti. Merkez Bankası yayınladığı yılın ikinci Finansal İstikrar Raporu'nda, gelişmiş ülkelerin kamu borçlarındaki ve para miktarlarındaki aşırı artışın, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarındaki oynaklığı da artırdığını ifade etti. Rapordan mesajlar satır başlarıyla şöyle: - Tasarrufları artırıcı ve enerjide dış bağımlılığı azaltıcı yapısal reformlar gerekiyor - Cari açıktaki iyileşmenin sürmesi için kredi artışı makul düzeyde kalmalı - Kredi hacmi artışındaki zayıflama cari açığı olumlu etkileyecek - Döviz satım ihalelerinde 2 günlük tutarın üst sınırı açıklanacak - Yurtdışı yükümlülüklerimizi karşılamak konusunda sorun yaşamayacağız - 2012'de bankaların dış borçlarını karşılama konusunda sorun yaşaması beklenmiyor - Alınan önlemlerle iç ve dış talep dengelenmeye başlandı - Kredi hacminde artış hız kesti ve makul düzeye indi

28 Kasım 2011 Pazartesi

Bankalar offshore için hukuk mücadelesine girdi

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin "Yurtbank'ın offshore bankası olan Yurt Security Off-Shore Bank'ta hesabı bulunan kişiye zararının faiziyle birlikte ödenmesine" karar vermesi sonucu ING Bank, offshorezede'ye yaptığı 1,2 milyon liralık ödemeyi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan talep etti. TMSF ise karara itiraz edecek. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, yargının offshore kararıyla ilgili olarak, "Ben toplum adına bu karara üzüldüm. Yargı offshore'cu lehine bir karar vermeyebilirdi. Çünkü biz hakim ortaktan normal alacağımızı almakta güçlük çekerken, bir de offshore nedeniyle kamuyu yeni bir maliyetin altına sokmanın bir anlamı yok" dedi. Şakir Ercan Gül, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, "Bu konuda Yargının TMSF aleyhine herhangi bir kararı bulunmamakla birlikte banka devir protokollerine dayanılarak dolaylı yoldan bu maliyet Fon'a yıkılmaya çalışılmaktadır" dedi.

OECD, Türkiye için yüzde 3 büyüme öngördü

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD, yayınladığı Ekonomik Görünüm Raporu'nda 2012 yılında Türkiye için yüzde 3 büyüme öngördü. Raporda, özel tüketim ve yatırımlarla 2011 yılında gerçekleşen ekonomik büyümenin, 2012'de kredilerin dizginlenmesi politikaları ve küresel ekonomik koşulların kötüleşmesiyle bir önceki yıl kadar olamayacağı ifade edildi. Raporda, bununla birlikte, 2013 yılında dış gelişmelerin iyileşmesiyle, tekrar ekonomik büyümenin toparlanacağı kaydedildi. Raporda, "2011'de kur oranlarındaki oynamanın, 2012'de cari açığın düşmesine ve iç ve dış talebinin adım adım dengeli bir hale gelmesine yardımcı olacağı" ifadesine yer verildi.

OECD 'durgunluk' dedi, büyüme tahminini düşürdü

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD, dünya ekonomisinde büyümenin bu yıl yüzde 1.6, gelecek yıl yüzde 2.3 olacağını öngördü. OECD, daha önceki raporunda 2011'de yüzde 2.3, 2012'de yüzde 2.8 büyüme tahmininde bulunmuştu. OECD Başekonomisti Pier Carlo Padoan, rapor sonrası yaptığı değerlendirmede Avrupa ülkelerinin hızla önlem almaması halinde Avrupa ekonomisinin 2013'te yüzde 3'e varan oranda daralacağını öngördü. "Euro Bölgesi'nde ılımlı bir daralma başladı" diyen Padoan, Avrupa Kurtarma Fonu'nun hızla devreye girmesi gerektiğini, Avrupa Merkez Bankası'nın EFSF'nin görevini yapamayacağını kaydetti. OECD'nin yıllık raporuna ilişkin sunuma ulaşmak için tıklayınız.

23 Kasım 2011 Çarşamba

Merkez Bankası faizi değiştirmedi, %5.75'te bıraktı

Faiz koridoru ile uyguladığı para politikasını geçen ay farklılaştıran Merkez Bankası, politika faizlerinde değişiklik yapmayarak yüzde 5.75'te bıraktı. Merkez Bankası'nın politika faizi niteliğindeki 1 haftalık repo faizi aynen korunurken, yüzde 5.75'le yüzde 12.5 arasındaki faiz koridorunda değişiklik yapılmadı. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 26 Ekim'de Türk Lirası'nı güçlendirecek politika önlemlerini açıklarken, günlük gelişmeler çerçevesinde faiz koridorunun etkin şekilde kullanılıacağını ifade etmişti. Bankadan yapılan açıklamada, baz etkisi nedeniyle enflasyonda yükseliş yaşanabileceği ifade edilirken, açıklanan verilerin iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin sürdüğü vurgulandı. Açıklamada, cari dengedeki iyileşmenin kademeli olarak süreceği kaydedildi. Ekim ayı itibariyle tüketici fiyatları yıllık bazda yüzde 7.7 düzeyinde bulunurken, Merkez Bankası yıl sonunda enflasyonun yüzde 5.5'lik hedefi aşarak yüzde 8.3'ten yılı tamamlamasını öngörüyor. Merkez Bankası'nın faizleri değiştirmeme kararı ardından piyasada gösterge faiz yüzde 10.6 düzeyine çıkarken, bankalararası piyasada dolar/TL 1.8670'e yükseldi.

26 Ekim 2011 Çarşamba

Merkez Bankası'ndan TL'yi güçlendirme planı

Sıklıkla yaptığı politika değişiklikleriyle kredibilite yitirdiği değerlendirmesi yapılan Merkez Bankası, Türk Lirası'nı güçlendirmek üzere plan açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın yılın dördüncü enflasyon raporu yanısıra TL'yi güçlendirme planı için verdiği mesajlar şöyle sıralandı: - Enflasyonun önümüzdeki dönemde belirgin şekilde yükselmesini bekliyoruz, parasal sıkılaştırmaya başladık - TL zorunlu karşılıklar konusunda karar hazır, AB zirvesi bekleniyor. TL zorunlu karşılıkların yüzde 40'lık bölümünün döviz, yüzde 10'luk bölümünün altın olarak tutulması mümkün olabilecek - Alınan kararlar bankaları olumlu etkileyecek, bankaları kalıcı likiditeye kavuşturup rahatlatacağız - Döviz istikrarı için dalgalı kur rejimiyle çelişmemek üzere ihale ve doğrudan satım yapılabilir. Gerekirse döviz depo piyasasında aracılık faaliyetlerine geri dönemiliriz - Kredi hacmindeki genişleme yılın kalan bölümünde zayıflamalı - Faiz koridoru ile etkin likidite yönetimi finansal istikrarı destekler GEREKİRSE DÖVİZİ GERİ SATARIZ Merkez Bankası'nın yeni bir para politikası anlayışına geçmesi gerektiğini söyleyen başçı, olası döviz müdahaleleri konusunda "Piyasadan aldığımız 26 milyar doları gerekirse tamamını geri satarız. Yapılan müdahale döviz daha yukarı gitmez demektir" dedi. Döviz piyasasında yapılan satışların büyük bölümünün yerleşiklere yapıldığını belirten Başçı, Türkiye'den ciddi bir döviz çıkışı yapanmadığını kaydetti. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını kaydeden Merkez Bankası Başkanı Başçı, "Fiyat istikrarını sağlamak için gereken her türlü adım atılacak, orta vadeli enflasyon görünümünün bozulmasına izin verilmeyecek" dedi. Yıl sonu enflasyon tahmin aralığının orta nokta yüzde 8.3 olmak üzere yüzde 7.8 ile 8.8 arasında olduğuna işaret eden Başçı, politika önlemlerinin alınmaması halinde enflasyonun yıl sonunda yüzde 10.1'e çıkacağını da sözlerine ekledi.

Hükümetten ÖTV'de geri adım

Tütün ve tütün mamullerinde yüzde 69 olarak uygulanan Özel Tüketim Vergisi'nin (ÖTV), 2012 yılı sonuna kadar yüzde 65 olarak uygulanmasına karar verildi. Resmi Gazete'de yayımlanan karar ardından, bazı sigara şirketleri yaptıkları zamların bir bölümünü geri almayı kararlaştırdı. Diğer yandan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, sigaraya yapılan ÖTV zamlarının enflasyona 0.6 puanlık katkı yapacağını söyledi. Türkiye'nin toplam vergi gelirlerinin yüzde 36'lık bölümünü sigara ve içkiden alınan Özel Tüketim Vergisi oluşturuyor.

17 Ekim 2011 Pazartesi

FT, ekonomide kırılganlığa karşı uyardı

İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times, Türkiye'nin AKP döneminde güçlü bir ekonomik başarı elde etmiş olmasına karşılık; yurtdışındaki dalgalanma karşısında ekonomik temellerinin sarsılabileceği uyarısında bulundu. Gazetenin görüş aldığı Istanbul Analytics danışmanlık şirketi ortağı, ekonomist Murat Üçer, Türkiye ekonomisinin kırılganlığı yüksek bir makroekonomik yapıya sahip olduğunu söyledi. Dolar cinsinden gelirlerin artmasının ithalatı körüklediğine işaret eden Üçer, bu durumun yüksek verimlilikle telafi edilebilir büyüklüğü aştığını kaydetti. Gazetenin analizinde, yüksek performansta 2001-2002 döneminde Kemal Derviş tarafından hazırlanıp uygulamaya konulan ekonomik programın, AKP hükümetlerince uygulanmasının başarı getirdiğine işaret edilirken, yüksek cari açığın ekonominin yumuşak karnı olmayı sürdürdüğü vurgulandı.
KRİZE EN DUYARLI ÜLKE
Hükümetin ÖTV ve KDV'lerde yaptığı 'ayarlama' ile cari açığın frenlenmesine çalıştığına dikkat çekilen yazıda, kredi hacmindeki hızlı büyümenin de Türkiye'yi G20 ülkeleri arasında krize karşı en duyarlı ülke konumuna getirdiği vurgulandı. Gazeteye konuşan bir uzman, Türkiye'yi Avrupa Birliği'nin gemisine bağlı cankurtaran filikasına benzeterek, "Ancak ikisini birbirine bağlayan ipin uzunluğu son derece kısa. Eğer büyük gemi batarsa, yapılabilecek çok az şey var" dedi.

Eylemcilerin yeni hedefi Londra

ABD'de gelir dağılımı adaletsizliği ve bankacılık sektörüne yönelik verilen yüksek desteği protesto etmek üzere Wall Street'in işgaline çalışan eylemlerin bir benzeri İngiltere'nin başkenti Londra'da gözleniyor. Londra Borsası'nı işgal etmeyi planlayan eylemciler, Avrupa genelinde başgösteren kapitalizm karşıtı protestolara destek veriyor. Sayıları bini aşan eylemciler Cumartesi gününden bu yana Londra'nın sembolleri arasında yer alan St. Paul Katedrali önünü mesken tutmuş durumda.

AB zirvesi, krize nihai çözüm olmayacak

Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, 23 Ekim'de yapılacak Avrupa Birliği zirve toplantısında, Avrupa'nın borç krizi için nihai bir çözüm sunulmayacağını söyledi. Schaeuble, Berlin’de yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın borç krizinin, ancak bu ülkenin borçlarının daha büyük miktarının silinmesiyle çözülebileceğini ve hükümetlerin bankaları buna kabule ikna etmeye çalıştıklarını söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in sözcüsü Steffen Seibert de Merkel'in, zirve öncesinde üst düzey banka yöneticileriyle görüşme şeklinde somut bir planı bulunmadığını belirtti. Avrupa Birliği, 23 Ekim'de yapacağı zirve toplantısında Yunanistan'ın borç miktarını düşürerek euro bölgesi borç krizine kesin bir çözüm getirmesi için çok ağır baskı altında bulunuyor.

İşsizlik 2005'ten bu yana en düşük düzeye indi

Türkiye'de işsizlik oranı Temmuz ayında yüzde 9.1'le aylık verilerin yayınlanmaya başlandığı Şubat 2005'ten bu yana en düşük düzeye geriledi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı verilere göre, Haziran - Temmuz - Ağustos döneminde tarım dışı istihdam 18 milyon 248 bin olarak gerçekleşti. Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre tarım dışı işgücü 789 bin (yüzde 4), tarım dışı istihdam ise 1 milyon 54 bin kişi (yüzde 6.1) artış gösterirken; tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13.6'dan yüzde 11.8'e geriledi. Bahçeşehir Üniversitesi'ne bağlı araştırma merkezi BETAM'ın yayınladığı değerlendirmede de, Haziran dönemine oranla tarım dışı işgücündeki yıllık artışın yavaşlaması ve tarım dışı istihdam artışının devam etmesinin tarım dışı iişsiz sayısını 2 milyon 441 bin düzeyine indirdiği vurgulandı. İşsizlik oranında iyileşme gözlenirken, Türkiye'nin işsizlik oranı OECD verilerine oranla yüksek seyretmeyi sürdürüyor. (GRAFİK)

IMF Başkanı Lagarde: Kaynaklar yeterli

Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde, Fon'un şu anda sahip olduğu sermayesinin yeterli olduğunu söyledi. Europe 1 radyosunda konuşan Lagarde, "Bugün için IMF'nin imkanları yeterlidir" dedi. G20 grubundan gelişmekte olan bir ülkenin temsilcisi Cuma günü yaptığı açıklamada, ekonomik krizle mücadeleye destekvermek için IMF'nin 350 milyar dolar dolayında bir sermaye katkısı yapmak zorunda kalabileceğini söylemişti. Bankaların öncelikle hissedarlarından sermaye bulmaları gerektiğini kaydeden Lagarde, "Ancak bu imkanlar yoksa veya yeterli değilse o zaman gerekiyorsa devlet müdahalesi gibi daha kolektif bir formül uygulanabilir" dedi.

11 Ekim 2011 Salı

Yunanistan beklediği yardıma Kasım'da ulaşacak

Yunanistan, Kasım ayı başında beklediği kredi yardım dilimine ulaşacak. Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu temsilcileri tarafından yapılan ortak açıklamada, Kasım ayının ilk günlerinde Yunanistan'ın 8 milyar Euro'luk yardım alabileceği kaydedildi. Yunanistan'a verilecek kredi diliminin 5.8 milyar Euro'luk bölümü Avrupa Birliği üyelerinden, 2.2 milyar Euro'luk bölümü Uluslararası Para Fonu'ndan sağlanacak. Troyka açıklamasında, yardım planına kamu sektörü yanında özel sektör katılımının da beklendiği ifade edilirken, özel sektör katılımını sağlayacak Avrupa Kurtarma Fonu'nun 21 Temmuz'da alınan kararlar çerçevesinde hayata geçirilmesinin hedeflendiği vurgulandı. Troyka açıklamasını değerlendiren Yunanistan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, açıklamanın olumlu ve dengeli olduğunu söyledi. Venizelos, "Reformlardaki gecikmeyi telafi etmekte kararlıyız. 23 Ekim'de yapılacak AB zirvesi öncesinde gerekli tedbirleri alacağız" dedi. Yunanistan Maliye Bakanı, 2012 mali hedeflerine ulaşılacağını da sözlerine ekledi.

Trichet'ten 'sistemik kriz' uyarısı

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, Euro Bölgesi'nde yaşananların sistemik kriz boyutuna ulaştığına işaret ederek, AB hükümetlerinin yapısal reformları hızla hayata geçirmesi gerektiğini söyledi. Trichet, Brüksel'de katıldığı Avrupa Sistemik Risk Komisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa bankalarının eşgüdüm içinde yeniden sermayelendirilmesini istedi. "Küresel krizin merkez üssündeyiz" diyen Trichet, ülkelerdeki borç krizinin bankacılık krizine dönüştüğüne dikkat çekerek, krizin çevre ülkelere yayılma riski olduğunu vurguladı. Trichet'in açıklamaları, geçen hafta Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu ardından yapılan açıklamalardan daha açık ve net ifadeler taşıyor. Trichet, daha önce yaptığı konuşmalarda bankacılık sektörüne yönelik dramatik ifadelerden kaçınmıştı.

10 Ekim 2011 Pazartesi

Nobel Ekonomi Ödülü Sims ve Sargent'in oldu

Dünyanın en prestijli ödülü Nobel'i, ekonomi alanında Thomas J. Sargent (solda) ve Christopher A. Sims (sağda) paylaştı. İsviçre Bilimler Akademisi'nden yapılan açıklamaya göre, New York Üniversitesi Profesörü Sargent ve Princeton Üniversitesi Profesörü Sims, siyasi kararların makro ekonomiyi nasıl etkilediğine yönelik çalışmalarıyla Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazandı. Ekonomi politikasının makro ekonomiye etkileri konusunda 1970 ve 80'lerde yapılan çalışmalarıyla büyük ilgi gören Sargent ve Sims'in araştırmaları, pek çok ekonomistin araştırmalarına da zemin oluşturdu. İsviçre Bilimler Akademisi'nden yapılan açıklamada da, Sargent ve Sims tarafından geliştirilen metodların makroekonomik analiz için vazgeçilmez araçlar haline geldiği ifade edildi.

7 Ekim 2011 Cuma

Wall Street işgali Monopoly'de

Arap ülkelerini etkisi altına alan eylemlerin bir benzeri, krizle birlikte 14 milyon kişinin işsiz kaldığı, üzerinden 3 yıl geçmesine karşılık işsizlik oranlarının yüzde 9'un altına indirilemediği ABD'de yaşanıyor. Sendikaların da destek verdiği eylemler çerçevesinde binlerce kişi kapitalizmin kalbi niteliğindeki Wall Street'i işgal etmeye çalışıyor. New York Borsası'nın kurulu olduğu Wall Street'in işgali, vergi ödeyenlerin parasıyla kurtarılan banka ve finans kuruluşlarının yeniden yapılandırılmamasına, 'batamayacak kadar büyük' yapısını bırakmamasına tepki niteliğini de taşıyor. Olayların devam ettiği bu dönemde yapılan grafik çalışmaları dikkat çekiyor.

6 Ekim 2011 Perşembe

Teknoloji vizyoneri Steve Jobs kansere yenildi

Kurduğu Apple şirketiyle teknoloji sektöründe çığır açan, geliştirdiği ürünlerle milyonların bilgisayar kullanımı ve müzik dinleme alışkanlıklarını değiştiren Steve Jobs hayatını kaybetti. 2005 yılından bu yana pankreas kanseriyle mücadele eden Steve Jobs, 56 yaşındaydı. 1976 yılında Apple I modeliyle bilgisayar dünyasına giren, Apple II ile kişisel bilgisayarları evlere sokan Jobs, iki ay önce sağlık durumunun iyi olmaması nedeniyle Apple'in CEO'luğu görevini Tim Cook'a bırakmıştı. Apple, dün de iPhone'nun yeni modeli iPhone 4S'in tanıtımını gerçekleştirmişti. Dünyanın en değerli şirketleri arasında yer alan Apple'nın 75 milyar dolar nakiti bulunuyor.

Steve Jobs'un Stanford Üniversitesi'nde

Apple kurucusu Steve Jobs'un 2005 yılında, yani pankreas kanseri olduğunu öğrendikten hemen sonra, Stanford Üniversitesi'nde yaptığı konuşma Jobs'un üzerine en fazla konuşulan, en fazla alıntı yapılan konuşmaları arasında yer alıyor.

Steve Jobs adına 317 patent var

Milyonlarca insanı iPod, iPhone ve iPad'le tanıştıran, milyonlarca Macintosh bilgisayarla hayatımıza giren Steve Jobs'un ABD Patent Bürosu'nca kaydedilen 317 patenti bulunuyor. New York Times gazetesinin verilerden derlediği liste görülmeye değer. Sayfaya erişmek için tıklayınız.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Merkel'den bankalara sermaye desteği sinyali

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa genelinde gerekli olması halinde bankaların sermayelendirilmesine destek verileceğini söyledi. Brüksel'de AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile basın toplantısı düzenleyen Merkel, "Bankaların sermayelendirilmesine gerek varsa, destek verebiliriz" dedi. Merkel, Avrupa bankalarının sermayelendirilmesine yönelik çerçevenin netleştirilmesini, bunun için ayrıca danışmanlık alınabileceğini kaydetti. AB Komisyonu Başkanı Barroso da, bankacılık sektörüne derhal destek verilmesi gerektiğini belirterek, "Zaman hızla bitiyor" dedi.

Merkez Bankası'ndan dövize hızlı adım

Avrupa Birliği'nde borç krizinin derinleşmesiyle dövizdeki yükseliş, Merkez Bankası'nı harekete geçirdi. 1 milyar 350 milyon dolarlık döviz alım ihalesi açan merkez bankası, 750 milyon dolarlık satış yaptı. İhaleye 1.8 milyar dolarlık teklif gelirken, Merkez Bankası yaptığı açıklamada, "Yüksek miktarlı satışlar sürebilir" dedi. Merkez Bankası daha sonra yaptığı açıklamada da, Türk Lirası munzam karşılıklarda yabancı para cinsinden tutulabilecek miktarı yüzde 10'dan 20'ye çıkarttı. Banka, böylece 3.6 milyar dolar rezerv artırmayı hedefliyor. Merkez Bankası, sabah saatlerinde de döviz hesaplarında munzam karşılık oranını 50 baz puan düşürerek yüzde 6'ya çekmişti.

IMF'ten Avrupa'ya hızlı müdahale çağrısı

IMF Avrupa Direktörü Antonio Borges, Avrupa ülkelerinin güven krizini frenlemek üzere hızla bankaları sermayelendirmeye yönelmesini istedi.

IMF, Euro Bölgesi tahvillerini almaya hazır

Uluslararası Para Fonu, Avrupa borç krizinin derinleşmesi karşısında daha etkin şekilde devreye girmesi hazırlanıyor. Avrupa ekonomisine yönelik bölgesel raporu açıklayan IMF Avrupa Direktörü Antonio Borges, IMF'nin piyasalara güven vermek üzere Euro Bölgesi ülkelerinin tahvillerini almak için devreye girmeye hazır olduğunu söyledi. AB Komisyonu'nun ekonomiden sorumlu üyesi Olli Rehn, haftabaşında yaptığı açıklamada, AB maliye bakanlarının bankaların yeniden sermayelendirilmesini görüştüğünü söylemişti. Fransa ve Belçika hükümetleri Dexia bankasına mevduat güvencesi verirken, bankanın likidite ihtiyacının giderileceğini ifade etmişti. IMF Avrupa Direktörü Antonio Borges, Avrupa genelinde bankalara yönelik güven krizinin giderilmemesi halinde zayıflamaya başlayan AB ekonomisinin hızla güç kaybedeceği uyarısında bulundu. Bloomberg'e söyleşi veren Borges, "Piyasalara güven vermenin en hızlı yolu, bankalara sermaye aktarımından geçiyor" dedi.

4 Ekim 2011 Salı

Bernanke'den ekonomiye karamsar değerlendirme

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, ekonomiye gerektiğinde daha fazla destek sağlamaya hazır olduğunu söyleyerek, zayıf toparlanma hakkında şimdiye kadar en karamsar değerlendirmeyi yaptı. ABD Kongresi’nin Ekonomi Komisyonu’nda konuşan Bernanke, "ABD Merkez Bankası Açık Piyasa Komitesi, ekonomideki gelişmeleri yakından izlemeyi sürdürecek” dedi. Fiyat istikrarını koruyarak ekonomiyi desteklemek için gerekli adımların atılacağını kaydeden Bernanke, ekonomiye yeni destek verilebileceği sinyalini verdi. Bernanke, politikacılardan da harcamaları kısa vadede çok hızlı aşağı çekmemelerini istedi. Bernanke'nin açıklamasında, Federal Açık Piyasa Komitesi'nin kısa bir süre önceki açıklamasına kıyasla daha kesin konuştuğu gözlendi. Federal Açık Piyasa Komitesi'nin açıklamasında görünümün izleneceği ve araçların uygun şekilde kullanılması için hazır olunduğu belirtilmişti.

27 Eylül 2011 Salı

Socar, BP'nin yeni hattını değerlendirecek

Azerbaycan'ın kamuya ait şirketi SOCAR, İngiliz petrol şirketi BP'nin uzanacak boru hattı önerisini değerlendirileceğini söyledi. BP'nin dün açıkladığı Güneydoğu Avrupa Boru Hattı Projesi, Hazar Denizi'ndeki doğalgaz yataklarını Avusturya'ya bağlayacak. Türkiye'nin batısından geçecek boru hattı Bulgaristan ve Romanya'ya ulaşacak boru hattı, Avrupa Birliği tarafından desteklenen Nabucco projesine alternatif niteliği taşıyor. BP halen Azerbaycan'ın en büyük doğalgaz sahası Şahdeniz'i işletiyor. Şahdeniz doğalgazını Avrupa pazarına taşıyacak projelerin 1 Ekim'e kadar netleştirilmesi gerekiyor. Yıl sonundan önce Socar'ın karar vereceği projeler çerçevesinde yarışanlar arasında Nabucco da yer alıyor.

Rogoff: Yunanistan temerrüte düşecek

Yunanistan kredi diliminin serbest bırakılması için yeni önlemleri kabul ettirmeye çalışırken, Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Kenneth Rogoff, Yunanistan'ın temerrüte düşeceğini öngördü. BBC'ye söyleşi veren IMF eski Başekonomisti Kenneth Rogoff, Euro Bölgesi'nde borç krizinin yayılmasını önleyecek nitelikte kapsamlı bir plan ortaya koyulmasını isterken, plan çerçevesinde borç ödeme kabiliyeti zayıflayan ülkelerin ayrılması gerektiğini söyledi. Yunanistan'ın borçlarının büyük bölümünün silinmesi gerektiğini belirten Rogoff, "yunanistan sonrasında sorunların diğer ülkelere yayılmasını önlemek için güçlü bir siyasi irade gerekiyor" dedi. Rogoff, Avrupa liderlerinin artan sorunlar karşısında karar alamamasını ise 'siyasetçiler felç olmuş görünüyor" şeklinde değerlendirdi. IMF eski başekonomisti Rogoff, İngiltere'de alınan yapısal reform kararlarının hızla uygulamaya geçmemesi halinde, piyasaların ülke ekonomisine olan güveninde ciddi zayıflama olacağını kaydetti. İspanya'nın reform programının yolunda olduğunu söyleyen Rogoff, İtalya'nın da aldığı reform kararlarını uygulaması halinde herhangi bir sorunla karşılaşmayacağını vurguladı.

26 Eylül 2011 Pazartesi

Almanya'da IFO endeksi alarm veriyor

Almanya'da iş dünyasının güvenini gösteren IFO endeksi, Eylül'de son 15 ayın en düşük düzeyine geriledi. IFO Enstitüsü'nce hesaplanan güven endeksi 108.7'den 107.5'e inerken, cari duruma ilişkin yatırımcı güven endeksi 118.1'den 117.9'a geriledi. Güvenin en hızlı zayıfladığı sektörlerin başında yüzde 7.5'lik düşüşle ticaret yer alırken, imalat sanayi endeksi yüzde 10.6 geriledi. Ekonomistler, dünya piyasalarında bozulan görünümün, şirketlerin beklentilerini zayıflattığına işaret ederken; zayıflamaya karşılık yılın üçüncü çeyreğinde büyümenin yüzde 0.3, yıl sonunda yüzde 2.9 olacağı görüşündeler. IFO Enstitüsü Başkanı Hans Werner Sinn,, Bloomberg'e yaptığı değerlendirmede, Avrupa'da artan tedirginlikle Almanya'da durgunluk olmayacağını belirterek, ABD ekonomisinde durgunluk olasılığını yüzde 50 olarak kaydetti. Verileri değerlendiren Almanya Ekonomi Bakanı Philipp Roesler de, Alman ekonomisinin yavaşlama yoluna girdiğini belirterek, durgunluğun görülmeyeceğini öngördü. "Risklerin artmasına karşılık, ılımlı büyüme dönemine girdik" diyen Roesler, güçlü iç talebin istikrarlı büyümeyi destekleyeceğini vurguladı.

23 Eylül 2011 Cuma

DTÖ, dünya ticaretinde büyüme tahminini düşürdü

Küresel ekonomik krize yönelik beklentilerin bozulması, dünya ticaretine yönelik tahminlerin de değişmesine yol açtı. Daha önce dünya ticaretinin bu yıl yüzde 6.5 büyüyeceğini öngören Dünya Ticaret Örgütü, büyüme tahminini yüzde 5.8'e indirdi. Dünya Ticaret Örgütü Genel Sekreteri Pascal Lamy, artan tedirginlik ortamında hükümetlerin korumacı önlemlere yönelmemesi gerektiğini söyledi. Geçen yıl kriz sonrasında yüzde 14.1 büyüyen dünya ticaret hacminde zayıflamanın önüne geçilmesi gerektiğini söyleyen Lamy, "ticaret sistemini korumak için korumacılığın önüne geçilmeli" dedi. Pascal Lamy, Avrupa'da yaşanmakta olan borç krizinin derinleşmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, böylesi bir durumun Lehman Brothers'in battığı 2008 Eylül ayındakine benzer yeni riskler yaratabileceğini ifade etti. Pascal Lamy, dünya ticaretine yeni şekil verecek doha roundu görüşmelerinin sonuçlandırılması çağrısında da bulundu.

Moody's 8 Yunan bankasının notunu düşürdü

Yunanistan'daki borç krizinin derinleşmesi karşısında ülkedeki bankaların durumu giderek güçleşiyor. Derecelendirme kuruluşu Moody's, 25 Temmuz'da değerlendirmeye başladığı 8 Yunan bankasının notunu ikişer kademe düşürdü. Moody's'in not indirimi yaptığı bankalardan NBG, EFG Eurobank, Alpha Bank, Pireus Bank, ATE ve Attica bankalarının notu B3'ten Caa2'ye indirildi. Emporiki ve Geniki bankalarının notları ise B1'den B3'e düşürüldü. Türk bankası Finansbank'ın sahibi NBG olurken, EFG Eurobank'ın da Eurobank Tekfen'de payı bulunuyor. Yunanistan'ın toplam borçları 453 milyar doları bulurken, bu rakam Arjantin'in 2001 yılında borçlarını ödeyemeyerek temerrüte düştüğü 95 milyar dolarlık düzeyin 5 katı seviyesinde bulunuyor. Yunanistan'a iki ayrı aşamada Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu tarafından destek verilirken; kredinin yeni diliminin Ekim başında serbest bırakılması bekleniyor.

22 Eylül 2011 Perşembe

Sarkozy, yuanın SDR'ye eklenmesini önerdi

Dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Çin'in finans sisteminde etkinliğini artırmasına yönelik destek Fransa'dan geldi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, New York'ta ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmede, Çin para birimi yuanın IMF özel çekim hakkına eklenmesi gerektiğini söyledi. G-20 dönem başkanlığı görevini de yürüten Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, yılbaşından bu yana küresel finans sistemine yeni bir çerçeve vermeye yönelik çaba gösteriyor. Halen IMF'nin para birimi niteliğindeki özel çekim hakkı SDR'de dolar, yen, sterlin ve euro yer alıyor. SDR kur sepetini oluşturan para birimlerinin ağırlıkları beş yılda bir IMF Yönetim Kurulu'nca belirleniyor. SDR'de yapılan değişik Ocak ayında yürürlüğe girecek. Fransa Cumhurbaşkanlığı'ndan bir üst düzey yetkili, yuan'ın SDR'ye eklenmesinin Çin'in dünya ekonomisine entegrasyonunu hızlandıracağını söyledi. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, yuan'ın eklenmesinin tartışılmaya değer olduğunu söyledi. ABD Maliye Bakanı Tim Geithner ise, yuan'ın eklenmesi için dalgalı kur rejiminin uygulanması gerektiğini, Çin'de ise bu tür bir sistemin olmadığını vurguladı. .

21 Eylül 2011 Çarşamba

ABD Merkez Bankası uzun vadeli tahvil alacak

ABD Merkez Bankası, zayıflayan ülke ekonomisini güçlendirmek üzere yeni önlemleri açıkladı. İki gün süren Açık Piyasa Komitesi sonrasında alınan kararlar çerçevesinde, ABD Merkez Bankası kısa vadeli tahvilleri satıp uzun vadeli tahvillere yatırım yapacak. FED'in açıklamasında, 2012 Temmuz ayına kadar toplam 400 milyar dolarlık tahvil alımı yapılacağı ifade edilirken, ekonomideki zayıf görünümün devam ettiği vurgulandı. FED'in altığı karara Plosser, Kocherlakota, Fisher itiraz etti. Açıklama öncesinde 18 puan aşağıda olan sonrasında Dow Jones Sanayi Endeksi'nde gerileme sürerken, endeksteki kayıp 40 puana ulaştı. FED açıklamasının tam metni için tıklayınız.

IMF'den finansal istikrar uyarısı

Küresel Finansal İstikrar Raporu'nu yayınlayan IMF, gelişen ve gelişmekte olan ülkelere finans sistemini iyileştirme çağrısında bulundu.

IMF: Riskler tırmanıyor, harekete geçme zamanı

Uluslararası Para Fonu, küresel ekonominin geleceğine yönelik finansal risklerin arttığına işaret ederek, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hızla harekete geçmesi çağrısında bulundu. IMF/Dünya Bankası toplantıları öncesi Küresel Finansal İstikrar Raporu'nu açıklayan IMF, Avrupa piyasalarındaki karışıklık ve ABD'nin kredi notunun düşürülmesinin küresel finans sistemine yönelik tedirginliği tırmandığını vurguladı. Raporu açıklayan IMF Para ve Sermaye Piyasaları Direktörü Jose Vinals, piyasaların siyasetçilerin karar verme kabiliyetini sorgulamaya başladığına işaret ederken, "Bir güven krizinin ortasındayız ve bu güven krizi hem ekonomiyi hem finans sistemini vuruyor" dedi. Raporda, Avrupa bankalarının sermayelerini 410 milyar dolar artırmak zorunda kalabileceği ifade edilirken, gerek ülkelerin gerekse hane halklarının borçlarının tırmandığı ve varlıklarının hızlı değer kaybına uğradığı vurgulandı.

20 Eylül 2011 Salı

IMF: Küresel büyüme tehlikeli sürece girdi

IMF Başekonomisti Olivier Blanchard, küresel büyüme tahmininin yüzde 4.3'ten yüzde 4'e çekildiğini ancak Avrupa'da görünümün bozulmasıyla bu rakama ulaşmanın güçleşeceğini söyledi.

IMF 2011 büyüme tahminini yüzde 4'e düşürdü

Uluslararası Para Fonu, Euro Bölgesi'nin çevre ülkelerinde hakim olan borç krizinin bankaların sağlığını bozarak bir bankacılık krizi yaşanmasından endişe ederken, küresel büyüme beklentilerini aşağı çekti. ABD'nin başkenti Washington'daki IMF - Dünya Bankası yarıyıl toplantıları öncesinde açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm raporunda, 2011 büyüme hızı beklentisi yüzde 4.3'ten yüzde 4'e çekildi. 2012 büyüme tahmini ise yüzde 4.5'ten yüzde 4'e düşürüldü. Tahminleri açıklayan IMF Başekonomisti Olivier Blanchard, "Küresel görünümü iyileştirmek ve riskleri aşağı çekmek için güçlü politikalara ihtiyaç var. Siyasetçilerin zaman kaybetmek gibi bir lüksü yok" dedi. Gelişmiş ülkelerin istikrarı korumakta zorlanacağını kaydeden IMF, ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 1.5, Japonya'nın yüzde 0.5 daralacağını öngördü. IMF, Euro Bölgesi büyüme beklentisini yüzde 1.6'ya düşürdü. Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin devam edeceğini, ancak 2010 yılındaki kadar güçlü olmayacağı kaydedilen IMF raporunda, Çin'in yüzde 9.5, Hindistan'ın ise yüzde 7.8 büyüyeceği öngörüldü. Türkiye'nin büyüme hızı tahmini ise yüzde 6.6 olarak açıklandı. Raporun ayrıntılı tablolarına ulaşmak için tıklayınız.

Ankara terör saldırısıyla sarsıldı

Ankara Kızılay'daki Çankaya Kaymakamlığı önünde bir araçta meydana gelen büyük bir patlama sonucu 3 kişi öldü, 3'ü ağır 34 kişi yaralandı. İlköğretim okulu yanında saat 11 civarında meydana gelen patlama sırasında öğrencilerin derste olması bir faciayı önledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yapılan incelemelerde olayı 'terör olayı' olarak değerlendirdi.

Siemens, Fransız bankası yerine 'AMB' dedi

Alman sanayi devi Siemens, büyük bir Fransız bankasındaki hesabında yer alan parasının bir kısmını iki hafta önce çekerek Avrupa Merkez Bankası'na yatırdı. Financial Times'in haberinde Siemens'in yaklaşık yarım milyar euro tutarında nakit mevduatı bir Fransız bankasından çektiği kaydedilirken, Siemens toplamda 4 ile 6 milyar euro arasındaki tutarı bir haftalık vadelerle Avrupa Merkez Bankası'nda tutuyor. Gazetenin haberinde, bankanın gelecekteki mali durumu hakkındaki endişeler ve AMB'nin verdiği daha yüksek faizler nedeniyle Siemens'in parayı bu bankadan çektiği belirtildi.

Trichet'ten giderayak Euro'ya tam destek

Görevini İtalyan meslektaşı, İtalya Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'ye bırakmaya hazırlanan Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, Avrupa'nın içinde bulunduğu zor duruma karşılık Euro ve Euro Bölgesi'nde makroekonomik temellerin sağlam olduğunu söyledi. İspanyol Expansion gazetesinin sorularını yanıtlayan Trichet, Euro Bölgesi'ndeki tüm ülkelerin bütçe açıklarını düşürmek üzere sorumluluklarının gereğini hızla yerine getirmesi çağrısında bulundu. İngilizce yapılan söyleşiyi izlemek için tıklayınız. Söyleşinin İngilizce deşifresine ulaşmak için tıklayınız.

S&P, İtalya'nın kredi notunu bir kademe düşürdü

Derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's İtalya'nın kredi notunu bir kademe düşürerek A/A-1'e çekti, görünümü ise negatif olarak açıkladı. Kuruluşun açıklamasında, İtalya'nın büyüme görünümünde gözlenen bozulmaya ve siyasi belirsizliğin verdiği zarara dikkat çekilirken, "Büyüme hızındaki zayıflama hükümetin revize edilmiş mali hedefleri yakalamasını güçleştirebilir" denildi. Moody's, İtalya'nın ekonomik ve mali açıdan koşulların zorlu olduğu bir döneme girdiğini ve kredi notu hakkındaki değerlendirmeyi gelecek ay tamamlayacağını Cuma günü açıklamıştı. Moody's İtalya'nın kredi notunu Haziran ayında 3 aylık bir değerlendirmeye almıştı.

18 Eylül 2011 Pazar

UBS, zarar tutarını 2.3 milyar dolara çıkardı

İsviçre'nin en büyük bankası UBS, Londra'da gözaltına alınan 31 yaşındaki trader Kweku Adaboli'nin yetkili olmadığı işlemleri sonucu 2.3 milyar dolar zarar ettiğini açıkladı. Banka'dan Pazar günü yapılan açıklamada, Perşembe günü açıklanan 2 milyar dolarlık zarar miktarı 2.3 milyar dolara yükseltildi. Açıklamada, zararın son üç aylık dönemde S&P 500, EuroStoxx ve Dax endeksi üzerinde yazılan kontratlar sonucu olduğu ifade edilirken, bu tür işlemlerin daha önce belirlenen riskler çerçevesinde olduğu kaydedildi. Sistemdeki işlemlerin ileri vadeli sanal endeks fonları ve sanal vadeli kontratlarla gizlendiği kaydedilirken, bu işlemlerle birlikte UBS'in risk limitlerinin aşıldığı vurgulandı. Aşırı riskli uygulamalar ardından yapılan iç soruşturmada Adoboli'nin 14 Eylül'de işlemlerine son verilirken, bankanın denetim için özel bir çalışma grubu oluşturduğu vurgulandı. Diğer yandan, UBS CEO'su Oscar Gruebel, İsviçre gazetesi der Sonntag'a yaptığı açıklamada, "Bankada olan herşeyden sorumluyum, ancak bu olayda kendimi suçlu hissetmiyorum, istifayı da düşünmüyorum" dedi. Perşembe günü tutuklanan Adoboli, 22 Eylül'de Londra'da mahkemeye çıkarılana kadar tutuklu tutulacak.

15 Eylül 2011 Perşembe

AMB, AMB ile birlikte dolar swap hattı oluşturdu

Avrupa Merkez Bankası, borç krizinin derinleşmesi nedeniyle Avrupa bankalarına yönelik artan endişeleri dengelemek amacıyla adım attı. Avrupa Merkez Bankası, ABD Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası, İsviçre Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası ile koordineli şekilde piyasalara dolar likiditesi sağlayacak. Bankanın bu açıklaması ardından, Avrupa borsalarında yükseliş yüzde 4'e yaklaşırken, İstanbul Borsası'nda alımlarla endeks yüzde 2 yükseldi. Avrupa bankaları, koordineli işlemler çerçevesinde 12 Ekim, 9 Kasım ve 7 Aralık'ta üçer aylık dolar kredi imkanından yararlanabilecek.

Yetkisiz işlemin UBS'e maliyeti 2 milyar dolar

İsviçre finans sektörünün en büyük temsilcisi UBS, yetkisi olmayan bir personelin yaptığı işlemlerle 2 milyar dolar zarar etti. UBS'ten yapılan açıklamada, işlem sonucu oluşan zarardan müşteri portföylerinin etkilenmediği kaydedilirken; işlem zararının bankanın üçüncü çeyrek bilançosunda zarar açıklamasına yol açabileceği vurgulandı. UBS CEO'su Oswald Gruebel, yaptığı açıklamada, işlem zararının bankanın gücünü etkilemeyeceği vurgulanırken, "Risk yönetimi birimiyle birlikte sorunların çözülmesi için başlatılan araştırmayı en kısa sürede sonuçlandıracağız" dedi. Olayın ardından Londra Polisi, UBS'in yatırım bankacılığı bölümünde çalışan 31 yaşındaki bir traderi işlemlerden sorumlu olduğu şüphesiyle gözaltına aldı. UBS'in hisse senetleri yüzde 10'a varan oranda düşüş gösterirken, analistler 2 milyarlık zararın yönetilebilir büyüklükte olduğunu ifade ediyorlar. Geçen ay toplam personel sayısının yüzde 5'lik bölümünün işine son verileceğini açıklayan UBS'in sermaye yeterlilik oranı yüzde 16.1 düzeyinde bulunuyor. UBS'in yatırım bankacılığı biriminde 18 bin kişi çalışıyor. 2008 yılında Fransız bankası Societe Generale'de görev yapan Jerome Kerviel adlı bir trader, yetkisi olmadığı halde yaptığı işlemlerle bankayı 6.7 milyar dolar zarar ettirmişti. Kerviel, Ekim 2010'da 3 yıl hapse çarptırılmıştı. 1995 yılında da İngiliz Kraliçesi 2. Elizabeth'in işlemlerini de yapan Barings Bankası, trader Nick Leeson'un yaptığı işlemler sonucu batmıştı.

14 Eylül 2011 Çarşamba

İş Bankası GM:Reel sektöre destek artarak sürüyor

Ortadoğu'da siyasi gerilimin artmasına karşılık, yeni yatırım fırsatları beliriyor. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Ortadoğu ile "birlikte kartlar yeniden karılıyor, Türk girişimcisi fırsatları iyi değerlendirmeli" dedi. Dünya Gazetesi işbirliğiyle Trabzon'da düzenlenen İş'le buluşmalar toplantısında konuşan Adnan Bali, "Ortadoğu'da geçmiş dönemin birikimleri halkın refahına ve karşılanamamış ihtiyaçlarına doğru akacak. Hepimiz etrafımızdaki oluşumun farkında olmalıyız" dedi. Adnan Bali, İş Bankası'nın 77 milyar liralık toplam kredi hacmiyle Türkiye'nin en fazla kredi veren bankası olduğunu belirterek, "Her koşulda reel ekonomiyi desteklemeye devam edeceğiz" dedi. Ticari kredilerin 54 milyar lirayı aştığını kaydeden Bali, "artan krediler, reel sektöre verdiğimiz taahüdün bir karşılığıdır" dedi. İş Bankası Genel Müdürü Bali, Türk bankacılık sektörünün 2001'den çok farklı olduğunu belirterek, sektörün açık pozisyonu olmadığını, toplam özkaynağın ise 85 milyar dolar olduğunu vurguladı.

Moody's Fransız bankalarının notlarını düşürdü

Yunanistan'ın temerrüde düşebileceğine yönelik beklentilerin artması, Fransız bankalarında not indirimlerine yol açtı. Derecelendirme kuruluşu Moody's Yunanistan tahvillerinden kaynaklanan riskler nedeniyle Societe Generale ve Credit Agricole'nin kredi notlarını düşürdü, BNP Paribas'ı negatif izlemede tutmayı kararlaştırdı. Moody's, Credit Agricole'un notunu bir kademe düşürerek AA1'den AA2'ye indirirken, Societe Generale'nin notunu AA2'den AA3'e düşürdü. Moody's başkan Yardımcısı Nicholas Hill, Paris'te yaptığı açıklamada, "Yunanistan riskinin artması karşısında bankacılık sisteminin kırılganlığını dikkate alarak not indirimleri yapıldı" dedi. Fransız bankalarının toplam Yunanistan riski 40.1 milyar Euro düzeyinde bulunuyor. Moody's, Societe Generale ve Credit Agricole'ün, Yunanistan, Portekiz ve Almanya'dan kaynaklanan riskleri karşılayabilecek sermaye gücüne sahip olduğu kaydedildi. Fransa'nın en büyük bankası konumundaki BNP Paribas da, portföyündeki riskli varlıkları 70 milyar Euro azaltmayı kararlaştırdığını ifade etti. Banka, sermaye yeterlilik oranını da 2013 yılına kadar yüzde 9 düzeyine çıkarmayı hedeflediğini vurguladı. Diğer yandan, Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve Fransa Merkez Bankası Başkanı Christian Noyer, Fransız bankalarının herhangi bir ek sermaye ihtiyacı olmadığını söyledi. Noyer, bankaların millileştirilmesinin anlamlı olmayacağını da kaydetti.

13 Eylül 2011 Salı

Sigorta sektöründe prim üretimi 4.3 trilyon $'a çıktı

Küresel ekonomide kriz yılı olan 2008'in yaralarını sarmakta zorlanan sigorta sektörü 2010 yılında hızlı toparlandı. Dünya ekonomisinde iyileşmenin katkısıyla 2010 yılında küresel bazda sigorta prim üretimi yüzde 2.7 artışla 4.3 trilyon dolara ulaştı. Sigorta sektörü 2009 yılında yüzde 1.1 daralırken, toplam prim üretimi 4.1 trilyon dolar olmuştu. Swiss Re verilerine göre, 2010'da gelişmiş ülkelerdeki toplam prim üretimi yüzde 1.4 artışla 3.7 trilyon dolara ulaştı. En yüksek büyüme Japonya ve gelişmekte olan Asya ülkelerinde gözlenirken, ABD ve bazı kıta Avrupası ülkelerinde büyüme sınırlı kaldı. 2009'da dünya prim üretiminin yüzde 87'si gelişmiş ülkelerden oluşurken, 2010 yılında bu oran yüzde 85'e geriledi. Swiss Re verilerine göre, 2010 yılında hayat branşında prim üretimi yüzde 3.2 artışla 2.5 trilyon dolara çıkarken, bu rakam son 10 yıllık ortalamanın üzerinde seyrediyor. Hayat branşında en fazla büyüyen ülkeler gelişmekte olan Asya ülkeleri oldu. Çin'de 2009 yılında 163 milyar dolar olan prim üretimi, 2010 yılında 214.6 milyar dolara çıktı.

12 Eylül 2011 Pazartesi

Cari açık Temmuz'da 5.3 milyar dolara geriledi

Ekonominin kirilganlik kaynagi olarak görülen cari açik, Temmuz ayinda hiz kesti. Merkez Bankasi'nin açikladigi ödemeler dengesi bilançosu verilerine göre, cari açik Temmuz ayinda 5.3 milyar dolara geriledi. Temmuz ayi itibariyle yilliklandirilmis cari açik 74.6 milyar dolar olurken, Ocak-Temmuz döneminde cari açik 50.7 milyar dolar oldu. Merkez Bankasi Baskani Erdem Basçi, yilin ikinci yarisinda cari açigin 2010 yilina yakin sekilde 27.5 milyar dolar olacagini öngörmüstü. Ekonomistler, cari açigin Temmuz'da 5.3 milyar dolara gerilemesinde mevsimsel etkilerin etkili oldugunu ifade ederken, düsük petrol fiyatlarinin etkisiyle iyilesmenin devam edebilecegini kaydettiler. Yilliklandirilmis cari açik 74.6 milyar dolarla yurtiçi milli hasilanin yüzde 10'u düzeyine çikarken, net hata noksan 7 aylik dönemde 10.2 milyar dolara ulasti. Net hata noksan, geçen yilin ayni döneminde 7.6 milyar dolardi.

Türk ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 8.8 büyüdü

Avrupa'daki borç krizi öncesinde asiri isinma korkusunun öne çiktigi Türk ekonomisi, yilin ikinci çeyreginde büyüme ivmesini korudu. Yilin ilk çeyreginde yüzde 11.1 büyüyen Türk ekonomisi yilin ikinci çeyreginde yillik bazda yüzde 8.8 büyüdü. Bloomberg'in anketinde ikinci çeyrekte büyümenin yüzde 6.3 olmasi bekleniyordu. Merkez Bankasi Baskani Erdem Basçi, geçen ay, Avrupa ekonomilerinde krizin derinlesmesi ve Türkiye'de büyüme hizinin zayiflayacagina yönelik beklentilerle gösterge faiz oranini yüzde 5.75 düzeyine çekmisti. Türkiye'nin en büyük ticaret partneri Avrupa Birligi konumunda. Mevsimsellikten arindirilmis büyüme orani bir önceki çeyrege göre yüzde 1.3 olurken, ilk çeyrek rakami da yüzde 1.4'ten yüzde 1.7'ye güncellendi. Yilin ikinci çeyreginde özel sektör tüketim harcamalari yüzde 9 artarken, yatirim harcamalari yillik bazda 28.9 artti. Özel sektör tüketim verileri ikinci çeyrekte kriz öncesindeki özel sektör yatirimlarini geride birakti. Imalat sanayi üretim artisi ikinci çeyrekte yillik bazda yüzde 7.6'ya gerilerken, hizmetler sektörü yüzde 10.7 büyüdü. Büyüme verilerini degerlendiren Ekonomi Bakani Zafer Çaglayan, Türkiye'nin yili yüzde 7-8 arasinda büyüme ile tamamlayacagini öngördü. Çaglayan, 2. çeyrekte büyüme hizinin tüm sektörlerde 10 yillik ortalamalarin üzerinde oldugunu kaydetti.

9 Eylül 2011 Cuma

Sanayi üretimi Temmuz'da beklentileri aştı

Sanayi üretimi Temmuz ayında sürpriz yaptı. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre sanayi üretimi Temmuz'da yüzde 6.9 oranında artarak beklentileri aştı. Bloomberg'in anketine katılan ekonomistler üretimin yüzde 4 oranında artmasını bekliyordu. Sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 0.1 oranında gerilese de, mevsimsellikten arındırılmış rakamlar sanayi üretiminin Temmuz'daki gücüne işaret ediyor. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 5 aradan sonra ilk kez yüzde 2.7 ile artış gösterdi. Alt kalemler itibariyle bakıldığında yıllık bazda imalat sanayi yüzde 7.2, madencilik yüzde 1.1, elektrik, gaz yüzde 7.1 oranında büyüdü. Bu arada Ağustos ayına yönelik bazı öncü göstergeler, üretimin Ağustos'ta hız kesebileceğine işaret ediyor. Otomotiv Sanayicileri Derneği verilerine göre, otomotiv üretimi Ağustos ayında yüzde 16 azalarak 50 bin 518 oldu. Dernekten yapılan açıklamada, üretimdeki düşüşte kur artışı ve merkez bankası önlemelrinin etkili olduğu kaydedildi. Yılın 8 ayındaki sanayi üretimi ise yüzde 13 artışla 780 bini aştı.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

İsviçre Merkez Bankası'ndan sürpriz faiz artışı

İsviçre Frangı'nın Euro ve dolar karşısında aşırı değerlenmesinden endişe eden İsviçre Merkez Bankası, faizlerde sürpriz indirim yaptı. İsviçre Merkez Bankası, yaptığı açıklamada, 3 aylık Frank cinsi Libor faiz aralığını yüzde 0-0.75 düzeyinden yüzde 0-0.25 düzeyine çekti. "Frangın değerlenmesi İsviçre ekonomisinde büyümeyi tehdit ediyor" değerlendirmesinde bulunan banka, kurdaki artışın fiyat istikrarını olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. Merkez Bankası'nın yeni önlemler alınabileceği açıklamaları ardından, İsviçre Frangı, Euro karşısında yüzde 2, dolar karşısında yüzde 1 geriledi. İsviçre Merkez Bankası repo ihalelerini yenilemeyeceğini kaydererken, küresel ekonomik görünümün Haziran ayından bu yana ciddi oranda bozulduğu ifade edildi. Fon yöneticileri, Avrupa'da borç krizinin derinleşmesinden ötürü güvenli liman olarak görülen İsviçre Frangı'na yatırımı tercih ediyorlar. Ülke ekonomisinde ihracatın payı yüzde 50'yi bulurken, hükümet cari fazla ve bütçe fazlasısının 2015 yılına kadar kesintisiz sürmesini bekliyor.

Moody's'den Türkiye'ye kırılganlık uyarısı

Derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin cari açığa karşı aldığı önlemlerin zayıf kalmasının ülke notunu olumsuz etkileyebileceğini açıkladı. Moody's yayınladığı ülke raporunda, Türkiye'nin seçim sonrası izleyeceği para ve maliye politikasının yönünün not açısından önemli olduğu vurgulandı. Moody's raporunda, büyüyen iç ve dış dengesizliklerin kredi notunu olumsuz etkilediği kaydedilirken, "Türkiye ani şoklara karşı kırılgan. Kırılganlığın zayıflaması için uluslararası rezervlerin artırılması gerekiyor" denildi.

27 Temmuz 2011 Çarşamba

FED: Büyüme daha ılımlı hale geldi

ABD'de iki kez parasal genişlemeye başvurarak ekonomiyi canlandırmaya çalışan Merkez Bankası, ekonomide büyümenin hız kestiğini açıkladı. Açıkladığı Bej Kitap'la Haziran ve Temmuz ayının ilk yarısına ilişkin ekonomik değerlendirmelerde bulunan ABD Merkez Bankası, 12 merkez bankasından 8'nin bulunduğu bölgelerde ekonomik faaliyetin zayıfladığını açıkladı. ABD Merkez Bankası'nın faizleri değerlendirdiği Açık Piyasa Komitesi toplantısından iki hafta önce açıklanan Bej Kitap'ta, tüketim harcamaları ve sanayi üretiminin hız kestiği vurgulandı. Merkez Bankası değerlendirmesinde enflasyon beklentilerinin zayıfladığı kaydedilirken, kredi talebinin önceki değerlendirmeye oranla daha karışık bir görüntü verdiği ifade edildi. Ocak ayı başında 6.77 trilyon dolar olan kredi hacmi, 13 Temmuz itibariyle 6.78 trliyon dolar oldu. ABD'de tüketici fiyatları ise Mayıs'taki artış sonrasında Haziran ayında yüzde 0.2 gerilerken, Haziran itibariyle son bir yıllık enflasyon yüzde 3.6 düzeyinde bulunuyor. Aynı dönemde çekirdek enflasyon ise yüzde 1.6 artmış durumda. Ekonomistler, açıklamaların piyasa beklentileri çerçevesinde geldiğini değerlendirirken; borç tavanındaki gelişmelerin yakından izlendiğini ifade ediyorlar. ABD Kongresi'nin 14.2 trilyon dolarlık borç tavanını artırmak amacıyla 2 Ağustos'a kadar zamanı bulunuyor.

S&P: Türk ekonomisi sert inişe yönelmiş olabilir

Derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's, yılın ilk çeyreğinde yüzde 11 büyüme gösteren Türk ekonomisinin sert bir inişe doğru yönelmiş olabileceğini öngördü. Bloomberg Ajansı'na konuşan Standard and Poor's analisti Frank Gill, Türkiye'ye fon girişinin durmasının risk yaratabileceğini ifade ederek, "Fon akışındaki zayıflama ile ekonomide sert bir iniş olasılığı var" dedi. Gill, fon akımının durmusanının kamu finansmanı üzerinde olumsuz etkisi olabileceğini söyledi. Standard & Poor’s analisti Frank Gill, Türkiye'nin ekonomide aşırı ısınmaya karşı daha yüksek bir faiz dışı bütçe fazlası ya da borç oranlarında bir düşüşü içerebilecek önlemleri izlediğini belirterek, bu önlemlerin kredi notu açısından destekleyici olacağını söyledi. Artan enerji maliyetlerinin de etkisiyle cari açık 1984 yılında kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana en yüksek düzeyde bulunuyor. IMF, cari açığın bu yıl gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 10.5'ine kadar genişleyebileceğini öngörüyor. Gill, Türkiye’nin mali pozisyonunun “fazla gevşek” olduğunu ve Merkez Bankası'nın aldığı önlemlerin kredilerdeki artışı yavaşlatmada başarılı olup olmadığını söylemek için çok erken olduğunu söyledi. Gill, S&P’nin dalgalı kur rejimi nedeniyle Türk ekonomisine yönelik sistemik bir şok riski bulunmadığını düşündüğünü belirtti. Türkiye'nin S&P'den kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin iki kademe altında BB düzeyinde bulunuyor.

S&P Yunanistan'ın notunu kırdı, 'temerrüt' dedi

Derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's, geçen hafta AB, Avrupa Merkez Bankası ve IMF desteğiyle Yunanistan'a verilen yardıma karşılık; bu ülkenin notunu CCC'den CC'ye indirdi. Kuruluş, yaptığı açıklamada, "Borç yapılandırması nedeniyle seçici temerrüt durumu söz konusu" değerlendirmesinde bulundu. Diğer yandan, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, Yunanistan'a verilen desteğin bir vadede geri dönüşü olacağını belirterek, "Yunanistan'ın geleceğine yatırım yapıyoruz" dedi. Fransız Le Point dergisine konuşan Trichet, "Yapılan yardımın meyvesini vereceğine inanıyoruz" dedi. IMF, AB ve AMB geçen hafta Yunanistan'a 160 milyar Euro'luk yardım verilmesini kararlaştırmıştı.

26 Temmuz 2011 Salı

Para Sihirbazı Soros fon yönetiminden çıkıyor

Aldığı yatırım kararlarıyla 1992 yılında İngiltere Merkez Bankası'nın Avrupa Kur Mekanizması dışında kalmasına neden olan, ünlü fon yöneticisi George Soros fon yönetiminden çekiliyor. Soros, böylece 38 yıldan bu yana yönettiği, büyüklüğü 26 milyar doları bulan Quantum Fonları'nı yatırıma kapatmış olacak. Alınan bu karar çerçevesinde yıl sonuna kadar yatırımcılara 750 milyon dolarlık ödeme yapılması bekleniyor. Soros'un hedge fonlarını kapatmasında özellikle ABD Sermaye Piyasası Komisyonu'nun fon piyasasını daha sıkı denetlemek üzere aldığı kararların etkili olduğu ifade ediliyor. Wall Street'i yeniden düzenleyen reform yasaları çerçevesinde portföy büyüklüğü 150 milyon doları aşan hedge fonların ne tür varlıkları nasıl yönettikleri konusunda ayrıntılı raporlar düzenlemesi gerekiyor. Soros Fon Yönetimi Başkan Yardımcsısı Keith Anderson, yatırımcılara gönderdiği mektupta, "Yaklaşık 40 yıldır Soros Fonlarına güvenen yatırımcılara teşekkür ediyoruz" dedi. 1973 yılında George Soros tarafından kurulan Quantum Fonu, agresif yatırım kararlarıyla bilinirken, fon'un yıllık getirisi ortalama yüzde 20'yi aşıyor.

IMF, ABD'yi borç tavanı konusunda uyardı

Uluslararası Para Fonu, artan bütçe açıklarına çözüm bulmak üzere ABD ve Avrupa Birliği liderlerine çağrıda bulundu. New York'ta konuşan IMF Başkanı Christine Lagarde, dünya ekonomisinde yeni kırılganlık ve krizlere neden olmamak için ABD ve Avrupa Birliği liderlerinin yüksek ulusal borçlara çözüm bulması gerektiğini söyledi. Lagarde, ABD'nin 14.2 trilyon dolarlık borç tavanının en kısa sürede artırılması için siyasi çözümün bulunması gerektiğini söyledi. IMF Başkanı, "Çözüm bulunmaması, dünya ekonomisinde ciddi sorunlar yaratabilir" derken, bunun diğer ülkelere yeni krizlere yol açabileceği uyarısında bulundu. ABD'nin bütçe açığını düşürecek, güvenilir bir taslak plana ihtiyacı olduğunu belirten IMF Başkanı, "Güçlü plan ülkenin işsizlik sorununa çözüm için katkıda bulunacaktır" dedi. Avrupa Birliği'nin de bütçe açıkları konusunda hızıl hareket etmesini isteyen IMF Başkanı, geçen hafta AB liderler zirvesinde alınan kararların uygulamaya geçirilmesini istedi. AB liderleri, geçen hafta Yunnaistan'a 160 milyar Euro'luk yardım verilmesini kararlaştırmıştı. Yunanistan'ın yardım planına piyasanın yaklaşımının çok karışık olduğunu ifade eden Lagarde, "üstesinden gelinen türbülans yeniden kolaylıkla yeniden belirebilir" dedi.

Amerikan otomotiv devleri kara dönmeye çalışıyor

Küresel krizden ciddi zarar gören Amerikan otomotiv şirketleri başta Çin olmak üzere Asya'da yaptıkları satışlarla karlılığa dönmeye çalışıyor. ABD'nin en büyük otomotiv şirketlerinden Ford, yılın ikinci çeyreğinde 2.4 milyar dolar kar açıkladı. Böylece şirketin karı bir önceki döneme göre yüzde 8 geriledi. Kar rakamının analist beklentilerinin altında kalmasında, yüksek çelik fiyatlarındaki yükselişle artan üretim maliyetleri etkili oldu. Ford Finans Müdürü Lewis Booth, şirketin yakın gelecekte yeniden yatırım yapılabilir düzeye geri döneceğini öngördü. Ford'un rakibi otomotiv şirketi Chrysler ise, ikinci çeyrekte 370 milyon dolar zarar açıkladı. Chrysler yönetimi, bilançonun iyileşmeye başladığını ifade ederken, kriz döneminde ABD ve Kanada hükümetlerinden alınan 551 milyon doların geri ödenmesi nedeniyle ikinci çeyrekte zarar edildiğini açıkladı. Kriz sonrası İtalyan otomotiv şirketi Fiat'ın kontrolüne geçen Chrysler, ödemelerin yapılmaması halinde şirketin 181 milyon dolar kar edebileceğini kaydetti. ABD'nin en büyük otomotiv şirketi General Motors ise 2. çeyrek bilançosunu 4 Ağustos'ta açıklayacak.

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Saman alevi ve Amy Winehouse

'Hayat bilimi' ekonomi dışında başka şeylere de zaman ayırmak, deyim yerindeyse 'nefes almak' gerekiyor. Dinah Washington'un sesi, Aretha Franklin'in gücünü bir araya getiren İngiliz solist Amy Winehouse, 27 yaşında hayata veda etti. Sadece iki albümle milyonlarca hayran kitlesi edinen, kısacık ömrüne pek çok ödülü sığdıran Amy Winehose, Janis Joplin, Kurt Cobain, Jim Morrison ve Jimmy Hendrix gibi 27 yaşında hayattan ayrılan müzisyenler arasına katıldı. Sırbistan'daki konserini yarıda kesen, daha sonra İstanbul'a konser vermek üzere gelmesine karşılık turneyi iptal eden Amy Winehouse Türk izleyicilerle bulumamıştı. Amy Winehouse'un anısına "Love is a Losing Game" ekte yer aliyor.

27 Haziran 2011 Pazartesi

BIS'ten merkez bankalarına faiz artır uyarısı

Merkez bankalarının bankası konumundaki uluslararası ödemeler bankası BIS, merkez bankalarını artan enflasyon riskine işaret ederek, dünya ekonomisinde büyüme hızının yavaşlatılmasını istedi. BIS Başkanı Jamie Caruana, kuruluşun yıllık değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada, "enflasyona karşı merkez bankaları politika faizlerini artırmalı. Bankalar, geçmiş dönemlere oranla daha hızlı hareket etmek zorunda kalabilir" dedi. Enflasyon olmadan bir büyüme imkanının son derece zayıf olduğuna dikkat çeken BIS Başkanı, para politikasının kriz öncesi düzeye çekilmesi tavsiyesinde bulunurken, ülkelerin hızla bütçe açıklarını frenlemek üzere önlemlere hız vermesi gerektiğini söyledi. Son dönemde Asya ve Latin Amerika merkez bankalarının politika faizlerini artırdığı gözlenirken, ABD Merkez Bankası, İngiltere ve Japonya merkez bankaları bir süre daha düşük faiz politikasına devam edileceği sinyalini veriyor. Avrupa Merkez Bankası ise nisan ayında faiz oranlarını 25 baz puan artırarak yüzde 1.25'e çekmişti. Ham petrol fiyatları son 1 yıllık dönemde yüzde 12 artarken; IMF verilerine göre, küresel bazda enflasyon 2010 Nisan ayına göre yüzde 3.5 arttı.

17 Haziran 2011 Cuma

Almanya ve Fransa'dan Yunanistan'a ılımlı yaklaşım

Yunanistan kriz karşısında hükümet değişikliğine girerken; Avrupa'nın iki büyük gücü Almanya ve Fransa Yunanistan'ın borç yapılandırması konusunda yeni bir adım atmaya hazırlanıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Berlin'de yaptığı görüşme sonrasında, borç yapılandırmasında özel sektör için çözüm bulunduğunu açıkladı. İki lider yaptığı ortak açıklamada, 2009 yılında tahvillerin vadesinin uzatılması için hazırlanan Viyana Yaklaşımı planının Yunanistan için kullanılabileceğini söylediler. Merkel ve Sarkozy, Yunanistan'da krizin çözülmesi için Avrupa Merkez Bankası ile ciddi işbirliği içinde çözüm bulunmasına çalışılacağını söyledi. Almanya Başbakanı Merkel, borç yapılandırmasında özel sektörün katılımının gönüllülük esasına bağlı olması gerektiğini söyledi. Merkel ve Sarkozy'nin sözleri ardından 2 yıllık Yunan tahvillerinde faiz yüzde 28.8'e geriledi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da, Eurogroup maliye bakanlarının Yunanistan'a yönelik yaklaşım farklılıklarını gidereceğini öngördü. Barroso, Brüksel'de yaptığı açıklamada, Yunan politikacıların yapısal reformlar konusunda işbirliği yapması çağrısında bulundu. Diğer yandan, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Pazartesi günü önlemleri görüşmek üzere AB Komisyonu Başkanı Barroso ve Eurogroup Başkanı Jean-Claude Juncker ile görüşeceğini açıkladı.

13 Haziran 2011 Pazartesi

Cari açık Nisan'da 7.7 milyar dolar oldu

Merkez Bankası'nın kredi artışını frenlemek üzere aldığı önlemler yanında Maliye'nin de önlem alması beklenirken; cari açık Nisan ayında 7.7 milyar dolara çıktı. 7.6 milyar dolarlık piyasa beklentisini aşan cari açık, yıllıklandırılmış bazda Nisan ayı itibariyle 63.7 milyar dolara yükseldi. Geçen yıl Nisan ayında 4.4 milyar dolar olan cari açık, Mart ayında 9.8 milyar dolarla rekor düzeye tırmanmıştı. Hükümet, Orta Vadeli Program çerçevesinde cari açığın 42.9 milyar dolarla milli hasılanın yüzde 5.4'ü düzeyinde kalmasını bekliyor. Ekonomistler, turizm gelirlerinin artmasıyla yaz aylarında cari açığın dengeli seyredeceğini ifade belirtirken, buna karşılık yıl sonu itibariyle açığın milli hasılaya oranının yüzde 8'lik düzeyi koruyacağını öngörüyorlar. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 10 Haziran'da Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamada, aşırı ısınmayı frenlemek üzere önlem alınabileceği sinyalini verirken, kredi hacmini sınırlamak üzere banka bazında da önlemler getirilebileceğini kaydetmişti.

12 Haziran 2011 Pazar

'AKP ekonomiyi soğutmada hızlı davranmayacak'

Türkiye'yi yakından izleyen ekonomistler ve piyasa uzmanları da seçimleri değerlendirmek konusunda hızlı davrandılar. Royal Bank of Scotland'ın Gelişmekte Olan Piyasalar Direktörü Tim Ash, AKP'nin kazandığı seçimle Türkiye'nin kitle partisi olma özelliğini kazandığına dikkat çekerek, piyasaların Anayasa konusundaki reformlar ve makroekonomik politikaların yürütülmesine odaklanacağını kaydetti. Anayasal reformlar çerçevesinde başkanlık sisteminin gündeme getirilmesinin piyasalarda tedirginlikle karşılanabileceğine işaret eden Tim Ash, olası bir değişiklikte Tayyip Erdoğan'ın Rusya Başbakanı Vladimir Putin kadar güçlü yetkilere sahip olabileceğine işaret etti. Anayasa değişikliğinin parlamentoda görüşülmesi ardından referanduma sunulmasının beklendiğini kaydeden Tim Ash, bunun zaman alan bir süreç olacağını vurguladı. Hükümetin makroekonomik reformlara hız vereceğini vurgulayan Ash, aşırı ısınma işaretleri veren ekonomide milli hasılanın yüzde 8'ine ulaşan cari açığın kırılganlık unsuru olduğunu vurguladı. Ekonomiyi soğutacak önlemlerin geleceğini, bu çerçevede faizlerin artırılmasının da gündeme gelebileceğini ifade eden Tim Ash, "Yeni AKP hükümetinin bütçeyi kısacak önlemlere hız vereceğini sanmıyorum. Merkez Bankası'nın da geliştirdiği yeni politika bileşimine bir süre daha sadık kalarak, sonuçlarını görmek konusunda ısrarlı olacağını düşünüyorum" dedi. Munzam artışına dayalı politikanın hızlı sonuç vermeyeceğine işaret eden Tim Ash, "Merkez Bankası bir trader gibi alım satıma çok bağlı ve stop-loss işlemlerinden kaçınıyor. Ama sonunda bunun tüm işlemi riske atması da söz konusu" dedi. Piyasaların ekonomiyi soğutucu kapsamlı önlemler beklediğine işaret eden Tim Ash, bunun gerçekleşme olasılığını zayıf olarak değerlendirerek, bir süre daha beklenebileceğini söyledi.

Erdoğan: Millet Anayasa'da uzlaşma sinyali verdi

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, seçimde milletin kendilerine yeni anayasayı uzlaşma yoluyla yapma mesajı verdiğini belirterek, bunun için ana muhalefet ve muhalefet partilerinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ile de görüşeceklerini söyledi. Seçim sonuçlarının ardından AKP Genel Merkezi balkonunda yaptığı konuşmada Erdoğan, "Milletimiz bize yeni anayasayı uzlaşma, müzakere yoluyla yapma mesajını verdi" dedi ve yeni anayasanın barış ve adalet talebine karşılık vereceğini söyledi. Bugün gerçekleştirilen genel seçimin ardından Türkiye genelinde oyların yüzde 99'u sayılırken, AKP'nin oy oranı yüzde 50, CHP'nin yüzde 25.9, MHP'nin ise yüzde 13 oldu. Erdoğan, "AK Parti'ye oy vermiş olsun ya da olmasın, tüm milletimize şunu tüm içtenliğimle söylüyorum; 12 Haziran 2011 seçimlerinin galibi, hiç ama hiç şüphesiz Türkiye'dir, bu aziz millettir. Bugün bir kez daha Türkiye kazanmıştır. Bugün bir kez daha demokrasi kazanmıştır. Bugün bir kez daha, milli irade kazanmıştır, topyekun millet kazanmıştır" dedi ve ekledi: "Bize oy verenlerin de vermeyenlerin de yaşam tarzını, inanç ve değerlerini, onurumuz, namusumuz, şerefimiz olarak göreceğimizden hiç kimsenin, ama hiç kimsenin kuşkusu, şüphesi, tereddüdü olmasın." Yatırımların hızla devam ettirileceğini ve tamamlanacağını, 2023 hedefleri doğrultusunda da yeni yatırımları hemen başlatacaklarını söyleyen Erdoğan, sosyal kesimlerin taleplerine bu dönemde çok daha fazla karşılık vereceklerini kaydetti. Erdoğan, bölgesel ve küresel meselelerde daha aktif olacaklarını, bölgesel barışın tesisi için daha çok çaba harcayacaklarını belirtirken, "Red, inkar politikalarını biz bitirdik. Asimilasyon politikalarını da bitirdik, bitiriyoruz" dedi.

İki oydan 1'i AKP'ye gitti, Erdoğan 3. kez başbakan

Sandık başına giden Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP'yi bir kez daha iktidar partisi olarak seçti. Bundan önceki iki seçimde de iktidar olan AKP, girdiği üçüncü seçimde de oylarını artırmış oldu. Türkiye genelinde oyların yüzde 90'ı sayılırken, ilk değerlendirmelere göre AKP yüzde 50.2'lik oy oranıyla birinci parti oldu. Bu oy oranıyla, AKP anayasa değiştirecek çoğunluk olan 330 milletvekiline erişemeyerek 326'da kalırken, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP yüzde 25.6 oy oranıyla 135 milletvekilliği elde etti. Böylece Kılıçdaroğlu'nun katkısıyla CHP bir önceki seçime oranla oy oranını 5 puan daha artırmış oldu. Seçim öncesi skandallarla sarsılan MHP ise yine ilk değerlendirmelere göre yüzde 13.2 oy oranıyla barajı geçerken, bu rakam MHP'ye 56 milletvekilliği kazandırdı. Diğer yandan bağımsızların da ciddi oy aldığı dikkat çekerken, TBMM için vize alan milletvekili sayısının 26-28 arasında olması bekleniyor. Anayasa değişikliğini referanduma götürebilmek için AKP'nin sandalye sayısının 330-367 arasında olması gerekiyordu. Bir partinin sandalye sayısının 367'den fazla olması durumunda anayasa değişiklikleri referanduma gerek kalmadan yapılabiliyor. İlk seçim sonuçları çerçevesinde AKP'nin kitle partisi olma yönünde gücünü artırdığı gözlenirken; CHP'nin son dönemde ulusalcı söylemini hafifletmesinin etkisiyle geleneksel olarak güçlü olduğu illerde AKP karşısında oy kaybına uğraması dikkat çekiyor.

6 Haziran 2011 Pazartesi

Moody's'den Türkiye'ye cari açık uyarısı

Türk ekonomisinde kırılganlık unsuru olarak öne çıkan cari açığın artmasına, derecelendirme kuruluşu Moody's'den de eleştiri geldi. Moody's analisti Sarah Carlson, Türkiye'de artan cari açığın finansmanında bozulma olduğuna işaret ederek, bunun kredi notunda baskı yaratabileceğini öngördü. Türkiye'nin mali dengelerini iyileştirme yolunda büyük mesafe aldığına işaret eden Moody's analisti Carlson, yüksek cari açığın portföy yatırımlarıyla finanse edilmesinin kırılganlık yarattığını ifade etti. Orta Vadeli Plan çerçevesinde Türkiye'nin bu yıl 39.3 milyar dolar olması beklenirken; yılın ilk üç aylık döneminde cari açık yıllık bazda 60.5 milyar lira olarak gerçekleşti. Türkiye'nin daha yüksek bir faiz dışı fazla vermesi gerektiğini kaydeden Carlson, benzer şekilde uluslararası rezervlerin daha da artırılması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin Moody's'den aldığı Ba2 kredi notu yatırım yapılabilir düzeyin iki kademe altında bulunuyor. Türkiye'nin Standard and Poor's'dan aldığı not BB olurken, Fitch'den notu BB+ ile yatırım yapılabilir düzeyin 1 kademe altında yer alıyor.