6 Haziran 2009 Cumartesi

Liverpool'un borçları başını yakacak

İngiltere Premier Ligi'nde şampiyonluğu Manchester United'a kaptırarak ligi ikinci sırada bitiren Liverpool, küresel krizin yansımalarıyla karşı karşıya kaldı. Liverpool Futbol Kulübü'nün ticari faaliyetlerini bünyesinde barındıran Kop Futbol şirketi 42.6 milyon sterlin zarar ettiğini açıkladı. Şirketin zarar etmesinde özellikle Liverpool'un yeni transfer ve altyapı yatırımları için aldığı 350 milyon sterlinlik borcun yarattığı ek maliyet etkili oldu. Şirketin bu borcun vadesinin uzatılması için 24 Temmuz'a kadar zamanı bulunurken, borçların hızla artması nedeniyle danışmanlık şirketi KPMG Liverpool yönetimini uyardı. KPMG, borçların artmasının orta vadede ciddi sorun yaratabileceği vurgulandı. Liverpool Temmuz 2008'de sona eren mali yılda 10.2 milyon sterlin kar ederken, grubun ticari şirketi Kop Futbol 36.5 milyon sterlin faiz ödemesi ardından zarar açıklamıştı. Liverpool, 2008'de 160 milyon sterlinle rekor ciroya ulaşırken, kulübün borcu da 44 milyon sterlinden 86 milyon sterline ulaştı. Bilanço verileri Kop Futbol'un borcunun ise 299.5 milyon sterline ulaştığını ortaya koyuyor. Kulubü 2007 şubat ayında 220 milyon sterline satın alan Amerikalı işadamları George Gillett ve Tom Hicks ise bu borcu ödeyebileceklerinden emin görünüyor.

Dolar'ın tahtı sallanıyor...

Küresel mali krizde en büyük şirketlerini kaybeden Amerika Birleşik Devletleri, şimdi de doların dünya ticaretindeki egemenliğini kaybetmekle karşı karşıya. Son dönemde ortaya çıkan "uluslarüstü para birimi" tartışmalarına katılan Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev, doların artık "istenmeyen" bir para birimi olduğunu söyledi. BRIC olarak bilinen gelişmekte olan ülkeler Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin, Amerikan Doları’nın yerine "uluslar üstü" bir para biriminin kabul edilmesi gerektiğini savunuyorlar. BRIC ülkeleri, Uluslararası Para Fonu’nun kullandığı ve değeri bir sepet üzerinden hesaplanan SDR’ın doların yerine geçmesi gerektiğini savunuyor. Rus Cumhurbaşkanı ayrıca, küresel ticarette yerel para birimlerinin kullanımının da artması gerektiğini dile getirdi. BRIC ülkeleri 16 Haziran tarihinde Rusya'da bir araya gelerek uluslar üstü para birimini tartışacaklar.

Üzümde zengin, şarapta fakir ülke

Türkiye, sahip olduğu geniş ve kaliteli üzüm bağlarına rağmen dünya şarap pazarından yeterli payı alamıyor. Ürettiği üzümlerin sadece yüzde 2'sini şarapçılıkta kullanan Türkiye, 150 milyar dolara ulaşan dünya şarap pazarındaki yeri ise yok denecek kadar az.

Türkiye, geniş üzüm bağ alanları, şaraplık üzüm çeşitliliği ve niteliği bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasında bulunuyor. Ancak türkiye buna rağmen şarap sektöründe yeterli büyüklüğe sahip değil.

Uluslararası Bağ ve Şarap Örgütü verilerine göre, Türkiye şaraplık üzüm üretiminde İspanya, Fransa ve İtalya'nın ardından 4’üncü sırada bulunuyor.

Toplam üretimin 4 milyon ton olduğu Türkiye'de, bu miktarın ancak yüzde 2'si şarap üretiminde değerlendiriliyor.

Bu oran, üzüm üretiminde ilk sıralarda yer alan ülkelerde ise yüzde 90'a ulaşıyor.

150 milyar dolar büyüklüğündeki şarap ihracatında, Türkiye'nin payı da 4 milyon dolar düzeyinde bulunuyor. Yani Türkiye dünya şarap pazarının 37 bin 500'de 1’i kadar pay alıyor

Şarap tüketimine bakıldığında, Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başına ortalama yıllık şarap tüketimi 30 litre olarak gerçekleşirken, Türkiye'de tüketim 0.9 litrede kalıyor.

Üzümün şarap olarak değerlendirilmesinin, meyve olarak tüketilmesinden daha fazla gelir sağladığına işaret edene uzmanlar, Türkiye'de geçerli olan 'ithal şarap daha iyidir' şeklindeki düşüncenin değiştirilmesi gerektiğine işaret ediyorlar.

5 Haziran 2009 Cuma

Toyota yeni Prius'la satış hedefini aşacak

Krizle birlikte tarihinde ilk defa zarar eden dünyanın en büyük otomotiv şirketi Toyota, çevreci otomobillere artan ilgiyle yılsonu hedeflerinin aşılmasını bekliyor. Toyota, benzin yanısıra elektrik kullanan hibrit otomobili Prius'un yeni  modelinden umutlu.

Toyota Başkan Yardımcısı Takeshi Uçimayada, Prius'un yeni modeline gelen yüksek taleple yıl sonu için belirlenen 6.5 milyon adetlik satış hedefinin üzerine çıkılabileceğini söyledi. Şirketin değişen tüketici taleplerine daha hızlı uyum göstermek konusunda üretim süreçlerini yeniden ele aldığını söyleyen Toyota yöneticisi, "Yeni model üretim süreci azaldıkça, maliyetler daha da aşağıya çekilecek" dedi.

Yeni Prius modelini 4.5 yılda tasarlayan Toyota'nın, gelecek modellerin tasarımı için bu süreyi üç buçuk yıla çekmeyi öngörüyor.

Toyota, tüketcilerin çevreci araç talebini karşılamak amacıyla 2020 yılına kadar ürettiği tüm araçların hibrit modellerini çıkarmayı hedefliyor. 12 yıl önce ilk modelleri piyasaya sürülen Prius, bu süre zarfında dünya genelinde 1.3 milyon adet satılmıştı.

Toyota'nın Prius modeli yaklaşık bir buçuk yıldan bu yana Türkiye'de de satılıyor.

Emtia fiyatları tırmandı, dev birleşme suya düştü

Küresel mali krizle emtia fiyatlarındaki hareketlilik, dev madencilik şirketlerinin de yeni ortaklıklar aramasına neden oluyor. Maden fiyatlarındaki hızlı düşüşten en fazla etkilenen dünyanın üçüncü büyük madencilik şirketi Rio Tinto, Çinli Chinalco'nun yaptığı 19.5 milyar dolarlık satın alma teklifini geri çevirdi.

Yaklaşık 40 milyar dolarlık borcu olan Rio Tinto, bu kararı ardından sektörün en büyük şirketi ve aynı zamanda rakibi olan BHP Billiton ile anlaşmayı planladığını açıkladı. İki şirket arasındaki işbirliği anlaşmasının Rio Tinto'ya 10 milyar dolar sağlaması beklenirken, şirkete yakın kaynaklar Rio'nun ayrıca bir hisse senedi ihracıyla da 15 milyar dolar gelir hedeflediğini kaydediyorlar.

Çin hükümetince kontrol edilen Chinalco ise anlaşmanın geri çevrilmesinden ötürü üzüntü duyduğunu açıkladı. Böylece bir Çin şirketinin yurtdışında yaptığı en büyük satın alma girişimi de suya düşmüş oldu.

Chinalco ile anlaşma emtia fiyatlarının düşük olduğu Şubat ayında yapılırken, o zamandan bu güne fiyatlarda yüzed 40'a varan artış söz konusu oldu.

4 Haziran 2009 Perşembe

Faizde düşüş kredileri artırmıyor

Kriz ardından canlanma önlemlerinin hızlı sonuç vereceği beklentisiyle faizlerin gerilemesine karşılık, bankalar iş dünyasına kredi açmakta istekli davranmıyor. Gerek Avrupa gerekse Türkiye genelinde faizlerin hızlı gerilemesine karşılık, küçük ölçekli firmalar kredi bulmakta güçlük çekiyor.

Küresel mali krizin en şiddetli anlarını yaşadığı Kasım ayına göre faiz oranları hızla gerilemesine karşılık, bankaların reel sektöre kredi vermekteki aşırı temkinli yaklaşımı küçük firmaları zor durumda bırakıyor.

Bankaların uzun vadeli kredilerde risk primini ölçmek amacıyla kullandığı LIBOR faizi 2008 Kasım ayında yüzde 4.8 olurken, yıl sonuna doğru küresel ekonominin canlanacağı beklentileriyle faiz oranı yüzde 0.63 düzeyine kadar gerilemiş durumda. Faizlerde yedi kata yaklaşan bu düşüşte özellikle ekonomiyi canlandırmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz oranlarını yüzde 1 düzeyine çekmesi de etkili oldu.

Büyük şirketlerin aldığı uzun vadeli borçlarda faiz oranları yüzde 0.6'ya yakın seyrederken, küçük ölçekli firmaların aldığı borçların faizleri yüzde 3'ü bulabiliyor. Ekonomistler faizlerin yakın geçmişe oranla ciddi oranda düşmesini olumlu şekilde değerlendirirken, bunun kredi piyasasına aynı ölçekte yansımadığı görüşündeler.

Faizdeki düşüşün reel ekonomide olanları tam olarak göstermediğini söyleyen ekonomistler, bankaların kriz öncesi kullandırdığı kredi hacmine ulaşmalarının yaklaşık 5 yıl alacağı görüşündeler.

Bölgesel teşvik ekonomiye hız verecek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bölgelere kapsamlı destek vermeyi hedefleyen teşvik ve istihdam paketini açıkladı. Paket kapsamında Türkiye gelişmişlik düzeyine göre dört ayrı bölgeye ayrılırken, bu bölgelerde birbirinden farklı Kurumlar Vergisi oranları uygulanması kararlaştırıldı. En az gelişmiş illeri kapsayan 4. bölgede Kurumlar Vergisi yüzde 2'ye inerken, en yüksek gelişmişlik oranına sahip 1. bölgede vergi oranı yüzde 10'a indirildi. Sanayicilerin uzun süreden bu yana şikayet ettikleri SSK prim yükünün bir bölümü de Hazine tarafından üstlenildi. Bölgesel yatırım teşvikleri çerçevesinde proje bazında sanayicilere arazi tahsisi de söz konusu olacak. Bir önemli gelişme de KOBİ'lerin finansmanı aşamasında gözlendi. Devlet tarafından kurulacak 1 milyar lira sermaye ile kurulacak Kredi Garanti Kurumu ile KOBİ'lere ister TL, ister döviz cinsinden kredi sağlanacak. Kredi güvencesi toplam kredi riskinin yüzde 65'i düzeyinde olacak. Yatırımların destekleneceği 12 sektör de belirlendi. Buna göre devlet, demiryollarından uçak yapımı ve elektronik sektörüne kadar farklı alanlarda bölgelere göre yatırım desteği verecek. İstihdamı korumak amacıyla 200 bin kişiye meslek edindirme kursları verileceğini belirten Erdoğan, "İstihdam Şurası toplanarak uzun vadeli politikalara ayrıca karar verecek" dedi. IMF ile yürütülen görüşmelerle ilgili soruları da yanıtlayan Erdoğan, "Kesilip atılmış herhangi bir şey söz konusu değil, görüşmeler devam ediyorç Son 14 ayda bizim piyasa oyuncuları IMF ile ayakta durmadı" dedi. Erdoğan, ÖTV ile KDV konusunda 16 Haziran'a kadar süre olduğunu belirterek, "Bazı sektörlerde ÖTV ile ciddi sıçrama olan sektörler var, elindeki siparişleri eritip yeni sipariş alan firmalar var. ÖTV KDV indiriminin süresinin uzamasıyla ilgili çalışmalar sürüyor" dedi.

3 Haziran 2009 Çarşamba

Türkiye Nabucco payında ısrarlı

Enerji Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'nin yapımı öngörülen Nabucco Boru Hattı'ndan taşınacak doğalgazın yüzde 15'lik bölümünü almaya yönelik talebinden vazgeçmediğini, görüşmelerin halen sürdüğünü söyledi.

Hazar Denizi'nde çıkarılan doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırmayı hedefleyen Nabucco Projesi'ni yürüten konulaştırmayı hedefleyen ortak girişim grubunun CEO'su Reinhard Mitschek, geçen hafta yaptığı açıklamada Türk tarafının gaz isteği gündemde değil demişti.

Yıldız, toplam 3 bin 300 kilometrelik Nabucco'ya ilişkin anlaşmayı Haziran ayı içinde imzalamak istediklerini belirtirken, yeni tekliflerin 10 gün içinde değerlendirileceğini söyledi.

Toplam 8 milyar euroya malolması planlanan Nabucco projesinde, Botaş'ın dışında Almanya'dan RWE, Avusturya'dan OMV, Macaristan'dan MOL, Bulgaristan'dan Bulgargaz ve Romanya'dan Transgaz şirketlerinin payı bulunuyor. 

Türkiye'ye yabancı sermaye ilgisi artıyor

Küresel krizin hız kestiğine yönelik işaretler artarken, Türkiye'ye yabancı sermaye yatırımlarının artması bekleniyor.

Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, Türkiye'nin yıl sonu için belirlediği 10 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye hedefini yakalayacağını öngördü. Türkiye'nin krizin yoğunlaştığı geçen yıl 17.8 milyar dolar yatırım çekmeyi başardığını hatırlatan Çanakçı, Türk sermaye piyasasına yabancı ilgisinin arttığını kaydetti.

Türkiye'nin 1.5 milyar dolarlık tahvil ihracına beş katı talep geldiğini işaret eden Hazine Müsteşarı Çanakçı, "Yüksek talep, Türkiye'nin yatırımcılar nezninde güvenilir ve potansiyeli yüksek bir ekonomi olarak görüldüğünü ortaya koyuyor'' dedi.

Küresel krizi de değerlendiren Çanakçı, ekonomik göstergelerdeki zayıflamanın yavaşladığını, ancak bunun kalıcı toparlanma olup olmadığını söylemenin zaman alacağını söyledi. Çanakçı, "Olumlu sinyallerin bir süre daha devam etmesi gerekiyor. Risk iştahının artması da olumlu bir gelişme" dedi.  Çanakçı, kriz çerçevesinde Uluslararası Para Fonu'nun kaynaklarının artması gerektiğini belirterek, "IMF kaynaklarını daha hızlı ve esnek şekilde kullandırmalı" dedi.

Hükümet vergi indirimi hazırlığında

Türkiye ekonomisinin krizden en az hasarla çıkması amacıyla birbiri ardına paketler açıklayan hükümet, şimdi de vergi indirimi ve istihdamı artırıcı önlemlere ağırlık vermeyi planlıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanması beklenen yeni teşvik paketinde halen yüzde 25 olan Kurumlar Vergisi oranının yüzde 2'ye çekilmesi öngörülüyor.

Bazı bölgeleri kapsayacak indirimle vergi indirimiyle ilgili hazırlıklar konusunda AKP Grubu'nda bilgi veren Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Kurumlar Vergisi oranı yüzde 2'ye inebilir" dedi.

Babacan, 2010 yıl sonuna kadar bölgesel olarak SSK prim indirimleri yapılabileceğini belirtirken, bölgelere özel istihdam bürolarının oluşturulması yanında, esnek çalışma modeline destek verileceğini kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Babacan, bankadan kredi kullanan işletmelerin faizlerinin bir bölümünün devletçe karşılacağını vurguladı.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün de, hem geçici işçiler hem de meslek edindirme kurslarıyla 150 bin kişiye yeni istihdam sağlanmasının öngörüldüğünü belirterek, maaşların ise 300 ila 600 lira arasında olacağını kaydetti.

Ford Nisan'a göre satışlarını artırdı

Krizin baskısıyla mali dengeleri bozulan otomotiv sektöründe olumlu işaretler de gözleniyor. Yüzyıllık geçmişe sahip General Motors'un iflas korumasına alınmasından iki gün sonra açıklanan Mayıs ayı otomobil satışları sektörün yeni koşullara uyum gösterdiği şeklinde yorumlandı.

Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre satışlar yüzde 30 azalmasına karşılık, satılan toplam araç sayısı 9.9 milyonla 10 milyona yaklaştı. 2009 yılının en iyi aylık performansını gösteren sektörde, Nisan ayına göre satışlarını artıran tek şirket Ford oldu.

İflasını açıklayan Chrysler ve General Motors'un aksine hükümetten yardım almayan Ford, Mayıs'ta Nisan ayına göre satışlarını yüzde 20 artırdı. Ford Mayıs'ta 161 bin otomobil satarken, şirketin satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30 daha düşük durumda bulunuyor.

Şirketin ilk beş aylık satışları ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37 düşüşle 620 bin adedi buldu.

Otomotiv pazarı için olumlu beklentilere dikkat çeken Ford yöneticileri satışların artmasıyla üretimi yüzde 20 artıracaklarını söyledi. 

2 Haziran 2009 Salı

Obama: Yeni GM dönemi başladı

Yüzyılı aşkın geçmişe sahip, Amerikan otomotiv endüstrisinin devi General Motors'un iflas koruma başvurusunda bulunması, otomotiv sektörünün çehresini değiştirecek bir adım olarak yorumlandı.

ABD Başkanı Barack Obama, otomotiv sektörünün dibe vurduğunu artık yepyeni bir geleceğin sektörü beklediğini söyledi.  Obama, Washington'da yaptığı açıklamada, "General Motors'un iflası şirketin 100 yıllık tarihinin en kötü anı. GM'in iflas başvurusu acı veren ancak atılması gereken bir adımdı. Eski General Motors dönemi kapandı, yepyeni bir General Motors bizi bekliyor" dedi.

Devletin 30 milyar dolar desteğiyle kamu hissesinin yüzde 60'a çıktığını hatırlatan Obama, şirket yönetimine yönelik görüşlerini de şöyle özetledi: "General Motors şirketinin günlük işleyişi olduğu gibi devam edecek. Hedefimiz General Motors'u ayakları üzerinde durabilir hale getirmek. Sadece kritik nitelikteki kararlar konusunda devletin etkisi olacak."

General Motors'un iflas koruma sürecinden 90 günde çıkması öngörülürken, hükümetin şirkete sağladığı ek kaynak Obama yönetimi için büyük risk oluşturuyor. Buna karşılık hükümetin çabalarının sonuç vereceğine yönelik gelişmeler artıyor.

ABD'nin üçüncü büyük otomobil şirketi Chrysler'in iflas davasında mahkeme, şirketin tamamıyla İtalyan otomotiv şirketi Fiat'a satılmasını onayladı. Chrysler'in iflasının çok daha karmaşık bir süreç öngörülen General Motors'un yeniden yapılanmasına örnek oluşturması bekleniyor.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Government Motors!

ABD'nin üçüncü büyük iflası niteliğindeki General Motors, beraberinde Wall Street dengelerinde de değişikliği getirdi. Dow Jones Sanayi Endeksi'nin olmazsa olmazı niteliğindeki General Motors ve Citigroup hisseleri Dow Jones Endeksi'nden çıkarıldı. New York Borsası yönetiminin aldığı karar çerçevesinde endeks dışı kalan GM ve Citigroup'un yerine sigorta şirketi Travellers ve network ekipmanı üreticisi Cisco Systems endekse dahil oldu. Bu arada, Bloomberg Televizyonu da GM iflası ardından Government Motors üst başlığıyla yayın yapmaya başladı.

Otomotiv devi GM iflas korumasında

Yüzyılı aşkın geçmişinde yaklaşık 500 milyondan fazla otomobil üretip satan Amerikan otomotiv devi General Motors, küresel mali krizin baskısıyla iflas koruması başvurusunda bulundu.

Son beş yıllık dönemde 85 milyar dolar zarar eden General Motors'un 90 günlük iflas koruması çerçevesinde, hükümetin şirkete yaklaşık 30 milyar dolar kaynak aktarması bekleniyor. GM'deki kamu hissesinin yüzde 60'ı bulması beklenirken, toplam çalışanların üçte birini oluşturan 21 bin kişinin işine son verilmesi bekleniyor.

Markaları arasında Chevrolet, Buick, Cadillac, Pontiac, Saturn, Saab ve Hummer'in da bulunduğu şirketin iflası, Avrupa'daki iştiraki Opel'i etkilemeyecek. Opel, geçen hafta Kanadalı yedek parça üreticisi Magna tarafından kurtarılmıştı.

Uzun yıllar Amerikan sanayisine yön veren şirketlerin başında gelen General Motors'un iflası, otomotiv endüstrisinin çehresini de temelden değiştirecek. GM, Ford ve daha önce iflas korumasına giren Chrysler'in artık yakıt tasarruf oranı yüksek çevreci araçları üretmeye yoğunlaşması bekleniyor.