finans etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
finans etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2011 Çarşamba

IMF: Riskler tırmanıyor, harekete geçme zamanı

Uluslararası Para Fonu, küresel ekonominin geleceğine yönelik finansal risklerin arttığına işaret ederek, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hızla harekete geçmesi çağrısında bulundu. IMF/Dünya Bankası toplantıları öncesi Küresel Finansal İstikrar Raporu'nu açıklayan IMF, Avrupa piyasalarındaki karışıklık ve ABD'nin kredi notunun düşürülmesinin küresel finans sistemine yönelik tedirginliği tırmandığını vurguladı. Raporu açıklayan IMF Para ve Sermaye Piyasaları Direktörü Jose Vinals, piyasaların siyasetçilerin karar verme kabiliyetini sorgulamaya başladığına işaret ederken, "Bir güven krizinin ortasındayız ve bu güven krizi hem ekonomiyi hem finans sistemini vuruyor" dedi. Raporda, Avrupa bankalarının sermayelerini 410 milyar dolar artırmak zorunda kalabileceği ifade edilirken, gerek ülkelerin gerekse hane halklarının borçlarının tırmandığı ve varlıklarının hızlı değer kaybına uğradığı vurgulandı.

25 Ekim 2010 Pazartesi

OMV, Petrol Ofisi'nde tüm hisseleri almayacak

Doğan Holding'den Petrol Ofisi'nin hisselerini 1 milyar Euro'ya satın alan Avusturyalı enerji şirketi OMV, hisselerin tamamını almayı planlamadığını açıkladı. OMV CEO'su Wolfgang Ruttenstorfer, düzenlediği telekonferansta, Petrol Ofisi'nin borsa kotundan çıkarılmasının gündemde olmadığını kaydetti. OMV CEO'su Ruttenstorfer, Türkiye'deki faaliyetlerini Ceyhan'a rafineri yatırımıyla hızlandırmayı planladıklarını söyledi. OMV CEO'su, Ceyhan'da planlanan rafineri yatırımında azınlık hissedarı olabileceğini, böylece doğalgaz ve petrol sektöründe entegre projelere hız vereceklerini ifade etti. Ceyhan'daki rafineri projesi Çalık Grubu liderliğinde ortak girişim grubu tarafından yapılıyor. Doğan Holding'deki Petrol Ofisi hisselerini alan OMV, şirketi Ortadoğu ve Hazar Bölgesi'nde büyüme çerçevesinde köprü niteliğinde görüyor.

18 Ekim 2010 Pazartesi

IMF: Basel 3 tüm finans sektörünü kapsamalı

Kriz sonrası dönemde düzenleyici rolünü artırmaya çalışan Uluslararası Para Fonu, ülkelere finans sektörünü düzenlemek için yeni çağrıda bulundu. IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, ülkelerin küresel sistemi daha güvenli ve istikrarlı hale getirmesini isterken, Basel 3 düzenlemelerinin tüm finans sektörünü kapsaması gerektiğini kaydetti. IMF Başkanı Strauss-Kahn, Şanghay'da yaptığı açıklamada, ülkelerin elinde sermaye kontrolleri dahil bazı çözüm araçları bulunduğunu ifade ederek, tüm sorunlar için tek bir çözüm bulunmadığını kaydetti. Strauss-Kahn, güçlü sermaye akımının Asya ülkeleri için fırsat yarattığı kadar zorluklar getirdiğini de kaydetti. IMF Başkanı, "Sermaye akımı, kurlarda aşırı oynaklık, kredi ve varlık fiyatlarında balon oluşturabileceği gibi, finansal istikrarsızlığa neden olabilir" dedi. IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky de, Amerikan Merkez Bankası'nın parasal genişlemeye hız vereceğine yönelik işaretlerin yeterince net olmadığını söyledi. Lipsky, kur savaşları söylemine katılmadığını belirterek, "Küresel bazda ülkeler kur savaşı olmamasını sağlamak durumunda" dedi.

8 Temmuz 2010 Perşembe

Deloitte: Finans sektörü krize ciddi direnç gösterdi

Deloitte'un hazırladığı "Türkiye Finans Sektörü Raporu- Küresel Kriz Yörüngesinden Çıkış" Raporu, Türkiye finans sektörünün küresel mali krize direnç gösterdiğini ortaya koydu. Rapora göre Türk bankacılık sektörü güçlü aktif kalitesi, sermaye yeterliliği, risk yönetimi ve iç kontrol sistemleri sayesinde bu dönemde, diğer sektörlere ve yurt dışı örneklerine oranla daha az etkilendi.
Raporda küresel krizin özellikle 2009 yılı ilk çeyreğinde reel sektörü büyük ölçüde etkilediği ve bu olumsuz etkilerin yıl geneline yayıldığı, ancak küresel büyüme öngörüleri paralelinde Türkiye ekonomisi açısından da olumlu görüşlerin hakim olduğuna dikkat çekildi. Türkiye ekonomisinin, 2010 yılında yüzde 3.7 civarında büyüyeceği, 2011 yılından itibaren ise büyümenin ivme kazanacağı öngörüldü.

17 Haziran 2010 Perşembe

Finans sektörü Londra'da işe alıma hız veriyor

Küresel krizden ciddi zarar gören Avrupa'nın finans merkezi Londra'da canlanmaya yönelik beklentilerle olumlu işaretler gözleniyor. Londra'da finans sektöründe iş ilanları Mayıs'ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 82 arttı. Danışmanlık şirketi Morgan McKinley'in yaptığı araştırmaya göre, Londra'da finans sektöründeki iş ilanlarının Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 72 artarak 5 bin 733 düzeyine çıktığını belirledi. Nisan ayına göre değerlendirildiğinde de iş ilanlarının yüzde 3 arttığı gözleniyor. Uzmanlar, Avrupa genelinde artan tedirginlik ve İngiltere'de bankacılık sektörüne getirilecek yeni düzenlemeler öncesinde artan ilanların finans sektöründe yeni yapılandırmanın bir sonucu olduğunu ifade ediyorlar. İngiltere'de 2 milyon 510 bin ile son 20 yılın en yüksek düzeyine çıkan işsiz sayısı, Nisan ayında 2 milyon 470 bine gerilemiş durumda. Personel alımı için ilan veren firmalar arasında, kriz döneminde iflas eden Lehman'ın Avrupa'daki iştiraklerini satın alan Japon bankası Nomura ilk sırada yer alıyor. Danışmanlık firması KPMG, yıl sonuna kadar Nomura'nın Londra'da 300 yatırım danışmanı alacağını öngörüyor. İngiltere'nin aktif büyüklüğü itibarıyla üçüncü bankası Barclays'de personel sayısını artıranlar arasında. Yılın ilk çeyreğinde karını yüzde 29 artıran Barclays, geçen yıl Avrupa ve Asya'da 750 yeni personel almıştı. Bu arada, Londra'da yatırım firmalarında çalışanların aldığı ücret Mayıs ayında önceki aya göre yüzde 9 artarak 55 bin 300 sterline yükselmiş durumda.

7 Mayıs 2010 Cuma

GE, Garanti hisselerinde halka arzı düşünüyor

General Electric, Garanti Bankası'ndaki yüzde 20.85'lik hissesinin satışı için blok satış ve halka arz seçeneklerini değerlendiriyor. Yaklaşık değeri 3.8 milyar doları bulan Garanti Bankası'ndaki hisse satışının yatırımcılar için önemli bir fırsat yarattığı ifade ediliyor. General Electric'in Garanti'deki hisseleri için bağlayıcı olmayan teklifler aldığını kaydeden GE yöneticileri, halen satış sürecinin devam ettiğini kaydettiler. Görüşmelerin sürdüğünü ifade eden yetkililer, hangi seçeneğin öne çıktığını söylemek için erken olduğunu belirttiler. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Mart sonunda yaptığı açıklamada, satışla ilgili sonucun Nisan ortasında belli olacağını kaydetmiş, ancak söz konusu tarihde herhangi bir açıklama gelmemişti. Uzmanlar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun banka sahipliği konusundaki düzenlemelerde son derece hassas olduğu dikkate alındığında, Garanti hisselerinin sahipleri net olmayan fonlara satılmasının söz konusu olamayacağını ifade ediyorlar. General Electric, 2005'te Garanti Bankası'nın yüzde 25.5'ni 1.5 milyar dolara satın almıştı. O dönemde yapılan anlaşmaya göre taraflardan birisi hisse satmaya karar verdiğinde diğer ortak öncelikli alıcı olacaktı. Bu nedenle GE yönetimi Aralık 2007'de hisselerin 4.65'ini Doğuş Grubu'na 647 milyon dolara geri sattı. Halen şirketin yüzde 20.85'ini elinde bulunduran GE yönetiminin hisseleri Doğuş Grubuna da önerdiği ancak grubun blok alım için fiyatı yüksek bulduğu ileri sürülmüştü. Garanti Bankası hisseleri yüzde 5.8 düşüşle 6.5 liraya inerek 25 Şubat'tan bu yana en hızlı düşüşü gösterdi.

27 Ağustos 2009 Perşembe

Finans sektörüne Tobin Vergisi yaklaştı!

Krizle ağır yara alan dünya finans sektöründe yapısal reform hazırlığı yoğunlaşırken, küresel vergi önlemi gündeme geldi. İngiltere'de bankacılık sektörünün düzenleyici kuruluşu olan Mali Hizmetler Kurumu'nun Başkanı Adair Turner, küresel vergi önlemlerine destek çıktı. Financial Times'a konuşan Mali Hizmetler Kurumu Başkanı Adair Turner,çalışanlarına aşırı ücretler veren, aşırı büyütülmüş bir mali sektörün artık toplumun kaldıramayacağı bir yük olmaya başladığını söyledi. Turner'in ünlü ekonomist James Tobin'in ismini taşıyan "Tobin vergisi"nin mali sektördeki işlemler için bir seçenek olarak değerlendirilebileceğini söylemesiyle gündeme gelen vergiye dünya genelinde de destek verilebileceği öngörülüyor. Daha önce de gelişmekte olan dünyaya kaynak aktarılması için gündeme getirilen ve Fransa hükümetince desteklenmiş olan bu vergiye, finans sektörü şiddetle karşı çıkıyor. Uzmanlar, böylesi bir kararın krizle sarsılan Avrupa'nın finans merkezi niteliğindeki Londra'nın konumunu daha da zayıflatabileceği öngörüyorlar.

18 Ağustos 2009 Salı

IMF: Canlanma uzun zaman alacak

Küresel mali kriz ardından düzenleyici rol oynaması tartışılan Uluslararası Para Fonu, dünya ekonomisinin derin durgunluğu aşma yönünde işaretler verdiğini ancak sürecin uzun ve zahmetli olacağı uyarısında bulundu. IMF Başekonomisti Olivier Blanchard, "Kriz hem arz hem talep yönünde derin izler bırakacak, uzun yıllar bunlarda düzelme olmayacak" dedi. Blanchard'ın bu sözleri, krizle derin durgunluğa giren Japonya'nın Almanya ve Fransa ardından yılın ikinci çeyreğinde büyüyerek teknik olarak resesyonu geride bırakması sonrasına denk gelmesi nedeniyle özel bir anlam taşıyor. Küresel ekonominin Temmuz ayından itibaren canlanma yoluna girdiğini kaydeden IMF Başekonomisti Blanchard, küresel olarak üretilen hasılanın kriz öncesine oranla zayıf kalacağını da öngördü. Ekonomilerin istikrarlı bir büyümeyi sağlayacak şekilde yeniden yapılanması gerektiğini kaydeden Blanchard, "Özellikle ABD gibi milli hasılada tüketimin payı yüzde 70'i bulan ülkelerin, daha fazla ihracata yönelmesi yerinde olacağı gibi, ihracat ağırlıklı ekonomiye sahip Asya'da da ithalatın payını artırarak yeni bir denge yaratması gerekiyor" dedi. Blanchard, gelişmiş ülkelerin çoğunda etkin şekilde çalışamaz hale gelen finans sektörünn yeniden yapılanmasının uzun yıllar alabileceğini de vurguladı. IMF Başekonomisti, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının da uzun yıllar boyunca kriz öncesi seviyelere çıkmayabileceğini de kaydetti. Econ: IMF Economist Warns of 'Deep Scars' From Crisis

31 Temmuz 2009 Cuma

Krizin hükümetlere maliyeti 10 trilyon dolar

Mali krizin derinleştiği 2008 Eylül ayından bu yana, finans sektöründeki kayıpların hükümetlere maliyeti 10 trilyon doları buldu.

Uluslararası Para Fonu'nun hesaplamalarına göre, zengin ülkeler finans sektörüne yardım etmek üzere 9.2 trilyon dolar harcarken, gelişmekte olan ülkelerin aktardığı para miktarı 1.6 trilyon dolar oldu.

Fon'un hesaplamalarına göre, bunun 1.9 trilyon dolarlık bölümü bankalara sermaye sağlamak üzere kullanılırken, kalan bölümü krediler ve sektöre verilen garantilerden oluşuyor. Analistler, hükümetlerin bu maliyetten krizin bitmesiyle birlikte kurtulabilecekleri görüşündeler.

IMF, krizin yarattığı maliyetin gelişmiş 20 ülkenin bütçe açını olumsuz etkileyeceğini de öngördü. Buna göre, krizin maliyeti G20 milli gelirinin yüzde 10.2'lik bölümünü oluşturacak.

Bütçe açığının milli gelire oranının en yüksek olduğu ülkelerin başında yüzde 13.5 ile ABD gelirken, İngiltere'de bu oran yüzde 11.6, Japonya'da ise yüzde 10.3 düzeyinde bulunuyor.

ABD'de gözetime alınan bankaların sayısı arttı

ABD'de regülatörlerin sorun yaşamaları nedeniyle gözetim altına aldıkları banka sayısı arttı. Ülkede regülatörler gözetim altınrdaki bankaların olası iflasları engellemek için sorunlarını çözmelerini istiyorlar. Wall Street Journal'ın 'bilginin özgürlüğü yasası' kapsamında aldığı bilgiye dayandırdığı haberine göre, bu yıl şu anda 285 düzeyinde bulunan otoritelerle gizli gözetim anlaşması imzalayan banka sayısının yıl içinde 600'e çıkması bekleniyor. Rakam geçen yıl 399 olmuştu. Bankaların adı geçen anlaşmaları kamuya açıklama zorunlulukları bulunmuyor.

21 Temmuz 2009 Salı

Moody's bankacılığın geleceğinden yana temkinli

Finans sistemindeki krize karşı erken uyarıda geç kalmakla eleştirilen kredi derecelendirme kuruluşları, kaybettikleri prestiji geri almaya çalışıyor. Bu çerçevede derecelendirme kuruluşu Moody's, küresel bankacılık sektörünün ayağa kalkmaya başladığına işaret ederken, sektörün tam anlamda gücünü geri kazanmasının zaman alacağını öngördü. Bankacılık sektörünün geleceğine yönelik özel değerlendirme yayınlayan Moody's, canlanma sinyallerine karşılık bazı bankaların zor anlar yaşamaya devam ettiğini kaydetti. Raporu hazırlayan ekibin yöneticisi Greg Bauer, "Dünya ekonomisindeki iyileşme işaretleri ve bazı bankaların karlılığa dönmesine karşılık, bankaların büyük bölümü durgunluğun aşılmasına kadar zor anlar yaşayacak görünüyor" dedi. Bauer, özellikle Nisan ayı başından bu yana bankaların finans sisteminde etkinliklerini geri kazanmaya başladığına işaret ederken, özellikle sermaye piyasalarındaki canlanmanın bankaların mali yapısını güçlendirdiğine dikkat çekti. Bankaların mali göstergelerindeki bozulmanın bir süre daha devam edebileceğini kaydeden Bauer, krizin yarattığı yüksek maliyetin temizlenmesinin zaman alacağını kaydetti. "Kısa vadede bankaların kredi notu görünümlerinde olumlu yönde iyileşme olabilir" diyen Bauer, "Küresel ekonomide kararlı bir canlanma sağlanmadan, yani 2010 yılından önce bankaların notlarında herhangi bir artırım söz konusu olamaz" dedi.

29 Haziran 2009 Pazartesi

BIS: Bankacılıkta riskler devam ediyor

Hükümetlerin küresel krizin yarattığı durgunluğu frenlemek üzere aldığı canlanma önlemlerinin olumlu etkileri gözlenmeye başlanırken, krizin ilk uyarılarını yapan Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), bankacılığa yönelik risklerin sürdüğü uyarısında bulundu.

Krize karşı uyarılarıyla öne çıkan Uluslararası Ödemeler Bankası, bankacılık sektörünü iyileştirmeye yönelik önlemlerin yetersiz kalmasının canlanmaya karşı tehdit yarattığını kaydetti.

Kuruluş, yayınladığı yıllık raporda, "Finans sektörünün çalışaması mali krizin uzamasına neden olacağı gibi, canlanmayı geciktirebilir. Çünkü çalışmayan finans sistemi canlanma önlemlerinin yarattığı olumlu etkiyi ortadan kaldırır" ifadesine yer verdi.

Kuruluş, hükümetlerin bankaların bilançosundaki toksik varlıkların temizlenmesi konusunda yeterince hızla davranmadığını kaydederken, bankacılık sektörüne verilen kapsamlı garantilerin bu garantileri finanse eden vergi ödeyenleri büyük zararlarla karşı karşıya bırakacağı uyarısnda bulundu.

Kuruluş, canlanma önlemleriyle talepteki hareketlenmeyi de değerlendirerek, "Uzun zaman alacak canlanma sürecinde işsizlik oranında artış ve yatırımların azalması doğal bir gelişme olacaktır" ifadesine yer verdi.

23 Haziran 2009 Salı

ABD'den 'borçlanma sürdürülebilir' mesajı

ABD Hazine Müsteşarı Kartik Ramanathan, kamu borçlanmasının 2010 için yeterli olduğunu söyledi.

Londra'daki Euromoney konferansında konuşan Ramanathan, kamu borçlanma gereğinin yüksek olmasına karşılık sürdürülebilir olduğunu kaydederken, 2009 için ihtiyaçların yüzde 90 oranında karşılandığını söyledi.

Ramanathan, Hazine'nin 50 yıl gibi farklı vadede yeni tahviller çıkarmayı düşünmediğini, gelecek yılların ihtiyaçlarının da varolan borçlanma araçlarıyla çözümlendiğini kaydetti.

Bu hafta 104 milyar dolarlık tahvil ihracına hazırlanan ABD Hazinesi'nin bu yıl çıkartmış olduğu tahvillerin toplamı 2 trilyon doları buluyor.

18 Haziran 2009 Perşembe

Başkan Obama sinek peşinde!

ABD Başkanı Barack Obama, finans reformunu açıklaması öncesinde de CNBC televizyonuna söyleşi verdi. Obama'nın Beyaz Saray'da söyleşi verdiği sırada kendisine musallat olan karasinek, Başkan'ın hışmından kurtulamadı. Lafını bölen sineği gülerek savıp "Çekil şuradan" diyen ABD Başkanı, hayvanın konmasını bekledi. Ardından çevik bir hareketle vurup onu öldürdü.

Obama, FED'in yetkilerini artırıyor

ABD Başkanı Barack Obama, küresel mali krizin sorumlusu olarak görülen finans sistemindeki denetimsizliği gidermek amacıyla, Amerikan Merkez Bankası'na yüksek yetkileri öngören tasarıyı açıkladı. Obama'nın Beyaz Saray'daki açıklamasını izlemek için tıklayınız.