12 Haziran 2009 Cuma

Çin'de canlanma paketi sonuç veriyor

Küresel mali krizin etkilerini azaltmak üzere yaklaşık 600 milyar dolarlık canlanma paketini yürürlüğe koyan Çin'de, önlemler olumlu yansımalarını gösteriyor. Çin'de artan iç talebin etkisiyle, sanayi üretimi Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8.9 artarken, perakende tüketim aynı ayda yüzde 15.2 arttı.

Ekonomistler, veri indirimlerini de kapsayan Çin'deki dev canlanma paketinin sisteme büyük katkı yaptığına işaret ediyorlar.

Perakende tüketimdeki canlanmanın Mayıs ayında ABD'de de altı ay sonra artışa geçtiğini kaydeden ekonomistler, dünya ekonomisinde canlanma işaretlerinin artmasıyla yükselişin devam edebileceğini vurguluyorlar.

Ekonomistler, Mayıs ayında yüzde 26.4'le rekor oranda daralan ihracatın da dibe vurduğuna dikkat çekerek, şu andan sonra canlanma önlemlerinin katkısıyla iç talepte olduğu gibi ihracatta da canlanma yaşanacağını vurguluyorlar.

Öte yandan, dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Japonya'da da Nisan ayı sanayi üretimi yüzde 5.2'den 5.9'a revize edildi. Sanayi üretimi böylece 1953 yılından bu yana en yüksek aylık artışı göstermiş oldu. Ülkede tüketici güveni de artarken, uzmanlar elektronik ve otomotiv sanayindeki ihracatın yakın gelecekte daha da artacağını öngördüler.

İngiltere'de canlanma önünde riskler büyük

Küresel krizden ötürü son 60 yılın en ciddi daralmasını yaşayan İngiltere ekonomisine yönelik endişeler bitmiyor. İngiltere Maliye Bakanı Alistair Darling, ülke ekonomisinde canlanma sinyalleri görülmesine karşılık, artan petrol fiyatları ve Avrupa bankacılık sistemindeki sorunların İngiltere'de büyümeyi olumsuz etkileyebileceğini öngördü.

İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times'a söyleşi veren Bakan Darling, ekonomiye yönelik güveninin tam olduğunu ancak temkinli yaklaşımın korunması gerektiğini söyledi. Darling, haftasonu İtalya'da bir araya geleceği G8 maliye bakanlarını da bankacılık sistemi konusunda uyaracağını da kaydetti.

Darling, bazı Avrupa ülkelerinin bankacılık sistemindeki sorunları görmezden geldiğine dikkat çekerek, bu ülkelerin İngiltere'nin liderliğini yaptığı bankacılığı yeniden yapılandırma planlarını uygulamamasının sorun yarattığını kaydetti.

"Eğer bir sorun varsa, bunun etrafından dolaşmak sorunu çözmez" diyen Darling, ülke isimlerine yer vermedi. Ancak siyasi gözlemciler, Darling'in bankacılık reformlarıda ağır kalan İspanya, İsveç ve Almanya'yı uyardığını ifade ediyorlar.

Kasım ayında alınan vergi indirimi kararının eleştirilere karşılık olumlu sonuç verdiğini kaydeden Darling, 73 dolarla son 8 ayın en yüksek düzeyine çıkan petrol fiyatlarının risk yaratabileceğini söyledi. Maliye Bakanı, "Petrol fiyatlarının yüksek kalması, canlanma önünde tehdit oluşturma potansiyeline sahip" dedi.

Petrol 8 ayın zirvesine tırmandı

Mali krizin yarattığı talep daralmasıyla Şubat ayında 32 dolara kadar inen petrol fiyatları, canlanma beklentilerinin artmasıyla hızla yükseliyor. Uluslararası Enerji Ajansı, canlanmanın artmasıyla bir yıl aradan sonra petrol talebinin artacağı tahmininde bulunurken, petrol fiyatları varil başına 73 doları aşarak son 8 ayın zirvesine çıktı.

Uluslararası Enerji Ajansı, 2009 petrol tüketim tahminini günlük 120 bin varil artırarak 83.3 milyon varil düzeyine çıkarttı. Ajanstan yapılan açıklamada, petrol talebi tahminindeki yenilemenin durgunlukta en kötü günlerin geride kaldığı şeklinde yorumlanması istenirken, bunun ekonomide canlanmanın başladığı şeklinde değerlendirilmemesini istedi.

Petrol fiyatları yıl başına oranla yüzde 60 yükselmesine karşılık, 73 dolarlık fiyat düzeyi 2008 Temmuz ayında görülen 147 dolarlık rekor fiyatın yarısı düzeyinde bulunuyor.

Diğer yandan, petrol fiyatlarındaki artış canlanma konusunda riskleri de beraberinde getiriyor. İngiltere Maliye Bakanı Alistair Darling, petrol fiyatlarındaki artışın kalıcı olmasının canlanma önlemlerinin etkisini azaltabileceğinden endişe ettiğini söyledi.

Dünya petrol ihracatının yüzde 40'ını gerçekleştiren Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC'in Genel Sekreteri Ali Naimi, geçen yaptığı açıklamada ekonominin güçlenmesiyle petrol fiyatlarının 80 doları aşabileceğini kaydetmişti.

11 Haziran 2009 Perşembe

Böylesi görülmedi: Ronaldo'ya 131 milyon dolar

Avrupa transfer piyasası yaza çılgınlıkla başladı. Yılın öne çıkan futbol kulübü ise Real Madrid. Real Madrid, Caca’nın ardından şimdi de Christiano Ronaldo’ya 131 milyon dolarla futbol tarihinin en yüksek teklifini verdi. Real Madrid, transfer için İngiliz Preimere Ligi’nin şampiyonu Manchester United’a 131 milyon dolar ödeyecek. Bu arada Real Madrid’in hedefindeki diğer isim ise Bayern Münih’in Fransız golcüsü Franck Ribery. İspanya’da bu yılın tüm kupalarını ezeli rakibi Barcelona’ya kaptıran Real Madrid, bu yıl iddiasını güçlendirmek için ne imkanı varsa seferber edecek görünüyor.

IMF'nin 2010'a yönelik iyimserliği arttı

Uluslararası Para Fonu, 2010 yılına yönelik küresel büyüme hızı tahminini Nisan ayında açıkladığı yüzde 1.9'dan 2.4 düzeyine yükseltti. Uluslararası Para Fonu'na yakın kaynakların Reuters'e verdiği bilgiye göre, büyüme beklentilerinin artırılmasında canlanmaya yönelik alınan önlemlerin olumlu sonuç vermesi etkili oldu. Aynı yetkili, bu hafta sonu İtalya'nın Roma kentinde bir araya gelecek G8 maliye bakanları toplantısında da IMF'nin konuyla ilgili hazırladığı belgenin taraflarla paylaşılacağını açıkladı.
IMF, 2009 yılı tahminlerinde herhangi bir yenileme yapmayarak yüzde 1.3 oranında daralma öngörüsünü korudu. Yetkili, IMF'nin ABD ekonomisinin performansının beklenenden daha iyi olduğunu, Avrupa'da ise performansın beklenenden kötü olduğunu vurguladı. IMF, Nisan ayında ABD ekonomisinin 2009'da yüzde 2.8, Avrupa ekonomisinin ise yüzde 4.2 daralacağını açıklamıştı.

Japonya'da rekor daralmaya karşılık beklenti iyi

Dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Japonya, yılın ilk çeyreğinde yüzde 3.8 daraldı. Rekor daralma hızına karşılık, bu oranın yüzde 4'lük tahminin altında kalması küresel krizin yarattığı durgunluğun en kötü döneminin bittiğine yönelik beklentileri artırdı.

Daha düşük çıkan küçülme rakamı, resesyonun en kötü döneminin atlatılmış olabileceği umudunu doğurdu.

Daralmanın tahminlerin altında kalmasına ekonomideki zayıflama devam ediyor. Japonya'nın en büyük ihracat pazarı niteliğindeki Çin'in ekonomiyi canlandırmak üzere aldığı 600 milyar dolarlık önlemler, Japon ihracatçıları ve imalat sanayine destek vermiş görünüyor. Faizleri yüzde 0.25'e çeken Japonya Merkez Bankası, ekonomik canlanmayı sağlamak amacıyla ülke milli gelirinin yüzde 2'si oranında bir canlanma paketi açıklamıştı.

İç tüketimi canlandırmak üzere hükümetin yaptığı vergi indirimi ve halka nakit para verilmesi şeklindeki önlemler etkilerini göstermeye başlamış görünüyor. Buna karşılık Japon ihracatında önemli yer tutan otomotiv ve elektronik pazarındaki iyileşmenin beklenenden zayıf kalması ve işten çıkarmaların devam etmesi; yıl sonunda daralmanın yüzde 6'yı aşmasına neden olabilecek görünüyor.

Diğer yandan, dünyanın üçüncü büyük ülkesi Çin'de ihracattaki daralma sürüyor. İhracat Mayıs ayında yüzde 26.4 azalırken, ithalat yüzde 25.2 geriledi. İhracatta gözlenen rekor düşüş nedeniyle Çin'in ticaret fazlası geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33 daralarak 13.4 milyar dolara indi.


ABD'den prim ödemelerine özel müfettiş!

Küresel mali krizle mali durumu kötüleşen şirketlere yardım eden ABD yönetimi, kamuoyunda büyük tepkilere neden olan şirket üst yöneticilerine ödenen maaş ve primleri daha sıkı denetleyecek. Daha önce primlerden alınan vergileri ikiye katlayan ABD yönetimi, şimdi de primleri denetlemek üzere üst yönetici atadı.
ABD Hazine Bakanlığı'nca atanan hukukçu Kenneth Feinberg, şirket yöneticilerine verilen prim ve maaşların belirlenmesinde tam yetkili olacak. Feinberg'in ilgileneceği şirketler arasında iflas korumasındaki General Motors, finans kuruluşları Citigroup, AIG ve Bank of America da yer alıyor.  Düzenleme çerçevesinde bu kurumlardaki 25 üst yöneticiye yapılan ödemeler kontrol altına alınacak.
Kararı açıklayan Hazine Bakanı Tim Geithner, hükümetin hissedarlara üst yöneticilerin maaş ve primleri üzerinde daha fazla söz söyleyemesini sağlayacak yasal düzenlemelere destek vereceğini söyledi. Geithner, "Mali krizin pek çok nedeni var, şurası kesin ki üst yöneticilere ödenen yüksek maaş ve primler de bunlardan biri" dedi.

Daha önce ABD yönetimi yaptığı baskıyla AIG yöneticilerine ödenen 150 milyon dolarlık primlerin geri ödenmesini sağlamıştı.

Brezilya'dan IMF'e 10 milyar dolar kredi

Dünyanın onuncu büyük ekonomisi Brezilya, bir zamanlar kredilerini kullandığı Uluslararası Para Fonu'na kredi veriyor.

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula Da Silva, "G20 zirvesinde alınan kararlar çerçevesinde sorumluluğumuzu yerine getirdik" derken, kredi ile gelişmekte olan ülkelere kullandırılan kredi miktarının artırılmasının hedeflendiğini söyledi. Lula de Silva, bu sayede IMF'nin yapısının değişmesi taleplerinde ellerinin güçleneceğini vurguladı.

G20 Zirvesi'nde Çin, Rusya ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerin döviz rezervleri oranında IMF'ye destek vermesi kararlaştırılmıştı. Brezilya'nın döviz rezervleri yaklaşık 200 milyar doar düzeyinde bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Lula, gelecek hafta Moskova'da bir araya gelecek Rusya, Hindistan ve Çin liderleriyle dünya ekonomisinde gelişmekte olan ülkelerin artan ağırlığı çerçevesinde krize yönelik önlemleri görüşeceklerini de hatırlattı.

Şimdiye kadar Uluslararası Para Fonu'na Çin 40 milyar ve Rusya 10 milyar dolar kredi vermişti.

Geçmişte IMF'den yardım alan Brezilya'nın şimdi IMF'ye kredi verir hale gelmiş olması, ülke ekonomisinin özellikle emtia fiyatlarındaki artışın katkısıyla katettiği mesafeyi çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

10 Haziran 2009 Çarşamba

Google'a dava kıskacı

İnternet arama devi Google, internetten kitap okuma imkanı sağlayan Google Book Search nedeniyle yasal alanda zor anlar yaşıyor. ABD Adalet Bakanlığı, eser sahipleri ve yayıncıların telif haklarının çiğnendiği yönündeki iddialarla Google'a karşı açtığı davalarda devreye girerek, şirketin incelenmesini kararlaştırdı. Bakanlık, Google'dan konuyla ilgili yasal belgeleri isterken, dava açanları temsil eden Yazarlar Birliği avukatları devletin telif haklarının çiğnenmesi yanında rekabetin çiğnendiğine yönelik de soruşturma başlattığını kaydettiler. Adalet Bakanlığı, yılbaşında vefat eden eser sahiplerinin haklarının gasp edildiği gerekçesiyle Google hakkında soruşturma başlatmış, soruşturma 125 milyon dolar karşılığında uzlaşma ile sonuçlandırılmıştı. Eser sahipleri vefat etmesine karşılık, kitaplar telif yasalarıyla koruma altında bulunuyor. Kitapların tükenmesi veya yasal mirasçıların kalmaması ardından kamu yararına kullanılabiliyor. Adalet Bakanlığı, Google Book Search üzerinden kitaplara erişilmesiyle elde edilen gelirin şirket, yayınevi ve eser sahibi tarafından paylaşılmasını istiyor.

ABD bankaları yaralarını sarıyor!

Küresel mali krizle sarsılan Amerikan bankacılık sektörü yaralarını sarıyor. ABD Hazinesi, ülkenin 10 büyük bankasına verdiği 68 milyar dolarlık kredinin geri ödenmesine izin verdi.

Böylece 700 milyar dolarlık Acil Kurtarma Fonu'ndan verilen kredilerin ilk geri ödemesi gerçekleştirilecek. Geri ödeme yapacak 10 banka arasında, Goldman Sachs, JP Morgan Chase ve American Express de bulunuyor.

Bu bankalar arasından daha önce yapılan stres testlerini geçemeyen Morgan Stanley ve test uygulanmayan Northern Trast da bulunuyor. Uzmanlar, geri ödeme kararını bankacılık sisteminin istikrara geri dönmeye başladığı şeklinde yorumlarken, sektördeki krizin henüz sona ermediğine dikkat çekiyorlar.

Kararı değerlendiren ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama da, geri ödemelerin olumlu bir işaret olduğunu ancak bunun "sorunların bittiğine işaret etmediğini" söyledi.

Acil Kurtarma Fonu'ndan şimdiye kadar 600 finans kurumuna toplam 200 milyar dolar sermaye desteği verilmişti.

Chrysler'in Fiat'a satışına yeşil ışık

İflas koruması kapsamındaki Amerikan otomotiv şirketi Chrysler'in İtalyan Fiat'a satışı için yeşil ışık yakıldı. Amerikan Temyiz Mahkemesi, daha önce emeklilik fonlarının isteğiyle ertelediği Chrysler satışına yönelik olumlu karar verdi.

Karar, otomotiv sektörünün hızla yeniden yapılandırılması için satışa destek veren Beyaz Saray yönetimince olumlu karşılandı. Chrysler, anlaşmalı şekilde 30 Nisan'da iflas koruması kapsamına alınmış, bu çerçevede Fiat ile ön görüşmeler başlamıştı. Karar sonrasında Fiat ile görüşmelerin hızlanması beklenirken, Chrysler'in iflas sürecinden çıkması için 60 günlük yasal süresi bulunuyor.

Temyiz Mahkemesi'nin satışın önünü açan kararı halen iflas koruması kapsamındaki General Motors için de örnek niteliği taşıyor. Hükümet, Chrysler'den daha büyük ve karmaşık ortaklık yapısına sahip General Motors'un yaz sonundan önce iflas koruması kapsamından çıkarılmasını hedefliyor.

1 Haziran'da iflas koruması kapsamına alınan General Motors'a hükümet 35 milyar dolar destek verirken, devletin şirketteki payı yüzde 65 düzeyine çıkmıştı.

9 Haziran 2009 Salı

Perakende devi Arcandor iflas korumasında

Almanya'nın en büyük perakende şirketlerinden Arcandor, mali krizin bilançosunda yarattığı bozulmayı aşamayarak iflas koruması kapsamına alındı. Alman hükümetinden yeni yardım alamayan şirket yönetimi bu çerçevede iflas sürecini başlattı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, daha önce Arcandor'un zor dönemi atlatması için mali yardımda bulunabileceklerini söylemesine karşılık, grubun yaptığı son başvuruyu geri çevirmişti. Alman perakende devi Metro Group ardından ülkede ikinci sırada yer alan Arcandor bünyesinde 50 bin kişi çalışıyor. Arcandor'un vadesi gelen borçlarının toplamı 710 milyon euroyu buluyor. Arcandor'un iştirakleri arasında Avrupa'nın en büyük turizm acentası Thomas Cook da yer alıyor. Şirketin Thomas Cook'taki hissesi yüzde 52.8 olurken, iflas sürecinini turizm şirketini etkilemesi beklenmiyor.

Chrysler'in Fiat'a satışı gecikiyor

ABD'de Yargıtay, iflas koruması kapsamındaki otomotiv şirketi Chrysler'in İtalyan Fiat'a satışını öngören iflas mahkemesi kararını ertelemeyi kararlaştırdı. Erteleme kararında, Indiana merkezli üç emeklilik fonunun satışın incelenmesine yönelik etkili oldu. ABD yönetimi tarafından da desteklenen Chrysler'in satışı, şirketin iflas korumasından kurtulması anlamına gelecek. Beyaz Saray, Yargıtay'ın fonların erteleme talebini geri çevirmesini de istemişti. Amerikan hükümetince yaklaşık 10 milyar dolar aktarılarak destek verilen Chrysler, Nisan ayında iflas koruması kapsamına alınmıştı. Chrysler'in satışı ve sonrasında izlenen süreç, iflas okruması kapsamına alınan otomotiv devi General Motors için de örnek teşkil edecek. ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama, daha önce yaptığı açıklamalarda Chrysler'in iflas sürecinin kontrollü olacağını belirterek, sürecin hızla tamamlanacağını kaydetmişti. 30 Nisan'da iflas korumasına alınan Chrysler, Fiat ile satış ve işbirliği konusunda 60 gün içinde anlaşmak üzere anlaşmaya varmıştı. Fiat yönetimi de erteleme kararı ardından Chrysler'i satın almakta kararlı olduklarını açıkladı.

İngiliz Heritage Genel Enerji'yi satın aldı

Kuzey Irak'a petrol sektörüne yabancı sermaye ilgisi artarak sürüyor. Son olarak İngiliz petrol şirketi Heritage Oil, bölgede faaliyet gösteren Çukurova Grubu'na ait Genel Enerji'yi satın almayı kararlaştırdı. Bileşmeyle oluşacak 5.5 milyar dolarlık şirkette Genel Enerji şirketlerinin ortakları da yüzde 50 hisseye sahip olacak. Hisseleri Londra Borsası'nda da işlem gören petrol şirkeri Heritage'in Kuzey Irak'taki Kürt bölgesinde Miran petrol sahasında faaliyet gösteriyor. Heritage, geçen ay yaptığı açıklamada, Miran'daki kuyuların 4.2 milyar varil petrol rezervine sahip olduğunu kaydetmişti. Genel Enerji ise, aynı bölgede Miran'ın yanı sıra, Tak Tak ve Takve petrol sahalarında işletme ruhsatına sahip bulunuyor. Aynı zamanda Tak Tak Petrol Rafinerisi'ni işletme hakkına da sahip bulunan Genel Enerji, bu rafineriyi 2010 yılında günde 60 bin varil petrol işler hale getirmeyi hedefliyor. Genel Enerji, iki hafta önce düzenlenen törenle Kuzey Irak'ta ürettiği petrolü Kerkük-Ceyhan Petrol Boru Hattı'yla Ceyhan'a sevketmeye başlamıştı.

Moody's: AAA notunda toplu indirim yok

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, AAA notuna sahip gelişmiş ülkelerin ülke notlarında toptan bir indirimin söz konusu olmayacağını açıkladı. Moody's, kredi notlarına yönelik özel değerlendirmesinde, gelişmiş ülkelerin borç düzeyinin hızla yükselmesine karşılık, ülkelerin birbirinden farklı niteliklerinden ötürü ayrı değerlendirildiğini kaydetti. Araştırmayı hazırlayan Moody's Başanalisti Pierre Cailleteau, "Sistemin çipası niteliğindeki kredi notları tutunmakta güçlük çekiyor" derken, AAA notuna sahip ülkelerin tamamının not indirimiyle karşılaşmayacağını vurguladı. Bilançoların tam anlamıyla esnekliğini kaybettiği aşamada not indirimlerinin söz konusu olabileceği kaydedilen araştırmada, not indirimin borçlanma olanağının çok zayıflaması ile gerçekleşeceği vurgulandı. Krize karşı güçlü direnen ülkelerin kredi notlarının artırabileceğini de kaydeden Moody's, bu çerçevede Şili'yi örnek gösterdi. Şili, fiyatların düşmesinden önce bakırdan elde ettiği geliri kamu dengesinin iyileştirmesi amacıyla kullanmıştı.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Putin, kayıtdışı malların peşinde!

Ülkeye kayıtdışı mal girişi ve satışı ile etkin mücadele etmeyi kararlaştıran Rusya, bu konuda ilk adımı attı. Başkent Moskova'nın Türk tekstil ürünlerinin de yaygın şekilde satıldığı popüler pazaryeri Çerkizovski, kaçakçılık baskınının hedefi oldu.

Güvenlik kuvvetlerince yapılan operasyon sonucu 6 bin konteynerde piyasa değeri 2 milyar doları bulan Çin malı giyim eşyasına el konuldu. Rusya Başsavcısı Yuri Çayka, konteynerlerde çoğu ayakkabı ve çocuk kıyafetinden oluşan malların kullanımının sağlık yönünden sakıncalı olduğunu ve imha edileceğini söyledi.

Moskova'da yapılan operasyonun ilk sinyalini Başbakan Vladimir Putin vermişti. Putin, 1 Haziran'daki bakanlar kurulunda Moskova'da kaçak mal saklandığını açıklayarak, güvenlik kuvvetlerinin harekete geçmesini istemişti.

Siyasi gözlemciler, Putin'in kayıtdışına karşı attığı bu adımı aralarında Azeri işadamı Telman İsmailov'un da bulunduğu bir grup yatırımcıyı da kontrol altına alma çabası olarak yorumladılar. İsmailov, 24 Mayıs'ta Antalya'da kurduğu Mardan Palace otelini Sharon Stone, Paris Hilton, Mariah Carey gibi ünlülerin de katıldığı zengin bir davetle hizmete açmıştı.

Türkiye'de havayolu trafiği %7 büyüyecek

Küresel kriz ve domuz gribi nedeniyle dünya genelinde havayollarının 9 milyar dolar zarar etmesi beklenirken, Türk havacılık sektörü bu sarsıntıdan etkilenmemiş görünüyor.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, geçen yıl iç ve dış hatlarda toplam 79 milyon yolcu taşındığını belirterek, "Bu yıl yolcu sayısının asgari yüzde 7 artacağını yani 5 milyon artarak 84 milyona ulaşacağını düşünüyoruz" dedi.

Dolmuş uçak uygulamasıyla Türkiye'nin her noktasına uçuşlar gerçekleştirildiğini belirten Ulaştırma Bakanı Yıldırım, "Çapraz uçuş sisteminin etkisiyle iç hatlarda ortalama yüzde 12'lik artış söz konusu. Yurtdışı seferlerinde ise geçen yıla oranla yüzde 2'lik bir gerileme olabilir" dedi.

Demiryollarına yönelik değerlendirmelerde de bulunan Ulaştırma Bakanı Yıldırım, "Ankara-Eskişehir hattının açılamsı ardından Eskişehir-İstanbul hattını bitirmeye çalışıyoruz. Ayrıca Ankara-Konya hızlı tren projesini de 2010 sonuna kadar tamamlayacağız" dedi.

Türk halkının internet kullanım oranının hızla arttığına da dikkati çeken Yıldırım, Türkiye'nin internet kullanımı açısından Avrupa'da 6'ncı sırada yer aldığını ifade etti.

Havayollarının zararı 9 milyar doları bulacak

Mali krizin derinleşmesi ve domuz gribinin salgın boyutlarına ulaşması, havayolu taşımacılığına büyük darbe vurdu. Dünyanın önde gelen 230 havayolunun katılımıyla oluşan Uluslararası Havayolu Taşımacıları Birliği IATA, havayollarının bu yıl 9 milyar dolar zarar edeceği tahmininde bulundu.

Birliğin Kuala Lumpur'daki yıllık toplantısında konuşan IATA Başkanı Giovanni Bisignani, yılın ilk çeyreğindeki gelir kaybının yılın tamamına yayılacağına dikkat çekerek, "Havayolları krizden çıkmakta zorlanacak, gelecek günler daha da zor geçecek" dedi.

Açıklanan zarar tahmini IATA'nın Mart ayında duyurduğu 4.7 milyar dolarlık yıl sonu zarar tahmininin neredeyse iki kat üzerine ulaşıyor. Birlik, 2008 yılında 528 milyar dolar olan toplam cironun bu yıl yüzde 15 oranında azarak 448 milyar dolara ineceğini de öngördü. IATA, yolcu trafiğinin yüzde 8 azalacağı tahmininde bulunurken, kargo taşımacılığı talebinin ise yüzde 17 gerileyeceğini vurguladı.

Yapılan tahminlere göre en fazla zarar edecek havayolları 3.3 milyar dolarla Asya kıtasında yer alırken, Avrupa havayollarının 1.8 milyar dolar, Amerikan havayolu şirketlerinin ise 1 milyar dolar zarar etmesi bekleniyor.

Petrol talebi uzun vadede artacak

Mali krizin derinleşmesiyle azalan petrol talebinin iyileşmesi uzun zaman alacak. Uluslararası Enerji Ajansı, krizin azalttığı talebin 2008 düzeyine gelmesinin 10 yılı bulabileceğini öngördü. Ajansın Başekonomisti Fatih Birol, petrol talebinin 2030 yılına kadar yüzde 45 artacağını söyledi.

Birol, 2030'a kadar petrol sektöründe yatırımların 26 trilyon doları bulabileceğini kaydederken, yüzde 33'le yatırımların en büyük bölümünün Asya kıtasında yapılacağını vurguladı. Birol, 2030 yılına kadar dünya genelinde toplam enerji kullanımının yüzde 67'lik bölümünün petrol ve kömür gibi fosil yakıtlardan oluşacağını hatırlatarak, "Gelecek 20 yılda enerji krizi yaşanmaması için yeni yatırımların devamlılığı gerekiyor" dedi.

Diğer yandan, İngiliz-Hollanda sermayeli enerji devi Shell'in CEO'su Jeoren van der Verer, yeni yatırımların zayıf kalması halinde petrol fiyatlarında bir sıçramanın kaçınılmaz olduğunu söyledi. Shell CEO'su Mart ayına göre fiyatların ikiye katlanarak 70 doları bulduğuna dikkat çekerek, "Kriz geride kalacak, talep yerine geri dönecek. O zamana kadar yatırımlara devam edilmeli" dedi.