24 Temmuz 2009 Cuma

Buffett: Yatırımda doğru yer hisse senedi

Dünyanın en zengin yatırımcılarından Warren Buffett, Wall Street'teki yükselişin devam edebileceğini öngörerek, "Yatırım için doğru yerin hala hisse senetleri olduğunu düşünoyrum" dedi. CNBC televizyonuna söyleşi veren Buffett, "ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke doğru olan şeyleri yapıyor" dedi.
Buffett, halen yüzde 9.3'le 1984'ten bu yana en yüksek düzeyde seyreden işsizlik oranında artışın devam edeceğini belirterek, "İşsizliğin ne kadar yukarıya gidebileceğini öngörmenin yolu yok" dedi. Başkan Barack Obama'nın seçim kampanyasında da söz verdiği sağlık reformunun gecikmesine de değinen Buffett, "Sağlık harcamaları reformu kesinlikle gerekli ancak bunu gerçekleştirmek son derece güç. Milli gelirin yüzde 60'lık bölümünün sağlık harcamalarına gitmesi ekonomi üzerinde büyük yük yaratıyor" dedi.

Dow Jones 'soluksuz' koştu, 9 bini aştı

Mali krizin ardından şirketlerin toparlanmaya başladığına yönelik beklentilerin artması ve emtia fiyatlarındaki yükselişle tetiklenen risk iştahı, borsaların yönünü yukarı çevirdi.

New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi iki haftadan bu yana kesintisiz sürdürdüğü yükselişle son olarak psikolojik sınır niteliğindeki 9 bin puanı geçti. Mart ayındaki dip seviyesinden bu yana yüzde 39 artışla 9 bin 69 puana çıkan Dow Jones Endeksi, böylece Ocak 2009 düzeyine geri döndü.

Dow Jones Endeksi'nin dört aylık sürede 2 bin 500 puan artmasında şirketlerin krize karşı aldığı önlemlerin işlemeye başladığına yönelik beklentiler belirleyici oldu. İş makinaları üreticisi Caterpillar'dan mikro işlemci üreticisi Intel'e kadar önde gelen pek çok şirketin beklenenin üzerinde kar açıklaması soluksuz yükselişe destek verdi. Son olarak, krizle mali dengeleri bozulan otomotiv şirketi Ford'un 2.3 milyar dolar kar açıklaması artışa destek verdi.

Ancak uzmanlar bu yükselişin kalıcı olup olmayacağı konusunda temkinli yaklaşıyor. Sadece olumlu sunumlar ve bilançolara bakılmasının yetersiz olacağını kaydeden Standart and Poors analisti Howard Silverblatt, "Büyük şirketlerin karı yılın ikinci çeyreğinde yüzde 7 geriledi. Şirketler son çeyrekte karlarını yüzde 20 artırmalı" dedi.

Microsoft ve Amazon'a kriz darbesi

Küresel krizle birlikte azalan bilgisayar satışları, yazılım devi Microsoft'un bilançosuna olumsuz yansıdı. Microsoft'un net karı yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 düşüşle 3 milyar dolara indi.

Gelirinin üçte birini popüler işletim sistemi Windows'un satışlarından elde eden Microsoft, böylece şirket tarihinde ilk kez karının azaldığını açıklamış oldu. Windows işletim sistemi dünyadaki tüm bilgisayarların yüzde 85'inde kullanılıyor.

Karlılığın azalmasıyla New York Borsası'nda Microsoft hisseleri yüzde 6 gerilerken, şirket yöneticileri ekonomide kademeli iyileşmeyle karlılığın artacağını öngördüler.

Diğer yandan, internetin en popüler perakendecisi Amazon.com'un karı yılın ikinci çeyreğinde yüzde 10 düşüşle 142 milyon dolara indi.

Amazon yöneticileri yapılan indirimlerle elektronik ürünleri ve kitap satışlarının 4.6 milyar dolara ulaştığını belirtirken, şirketin durgunluğa karşılık istikrarlı büyümeyi sürdüreceğini açıkladılar. Buna karşılık, kar rakamının beklentilerin altında kalması sonucu Amazon hisseleri yüzde 8 değer kaybetti.

23 Temmuz 2009 Perşembe

Porsche'ta CEO gitti, VW evliliğinin önü açıldı

Mali kriz sonrasında otomotiv sektörünün çehresi hızla değişirken, Avrupa'nın otomotiv devi Volkswagen ve Porsche'nin birleşme süreci hızlanacak. Şirketlerin birleşmesine karşı olan Porsche üst yöneticisi Wendelin Wiedeking'in istifa etmesinin görüşmelere destek vermesi bekleniyor.

Alman spor otomobil üreticisi Porsche'yi 16 yıldan bu yana yöneten Wiedeking, görevinden ayrılması karşılığında tazminat olarak yaklaşık 50 milyon euro alacak. Wiedeking'in yerine Porsche'un üretim müdürü 48 yaşındaki Michael Macht getirildi.

Volkswagen ve Porsche üst yöneticileri arasında birleşme görüşmelerinin geçmişi üç yıla uzanırken, halen Volkswagen'in yüzde 51 hissesine sahip Porsche'nin birleşme için çabalarını yoğunlaştırması bekleniyor.

Porsche bu arada satın alma öncesinde mali yapısını güçlendirmeye çalışıyor. Şirket, sermayesini 5 milyar euro artıracağını açıklarken, şirkete Katar Yatırım Fonu'nun ortak olacağını da açıkladı. Sermaye artırımının Körfez sermayesinin desteğiyle olup olmayacağı sorusunu yanıtsız bırakan Porsche'un satışları da krizden olumsuz etkilenmiş durumda.

Porsche'nin Ağustos 2008 ile Mayıs 2009 döneminde sattığı otomobil sayısı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28 düşüşle 53 bin 600'e inmişti.

Japonya'da ihracat Haziran'da kıpırdadı

Mali krize karşı ülkelerin aldığı canlanma önlemlerinin talebi hızlandırması, dünyanın ihracatta lider ülkesi Japonya'ya da olumlu yansıdı. Mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 40 gerileyen ihracat, Haziran ayında yüzde 35.7 geriledi.

İhracattaki zayıflamaya karşılık gerilemenin ivme kaybetmesi Japonya'da olumlu karşılandı. İthalatın da durmasıyla Japonya'da ticaret fazlası yaklaşık 20 ay aradan sonra ilk kez artarak 5.4 milyar dolara çıktı. Japonya'daki ihracatın hareketlenmesinde özellikle Çin'de hükümetin uygulamaya koyduğu 600 milyar dolarlık canlanma paketiyle bu ülkeden yaptığı ithalatı artırması etkili oldu.

Özellikle elektronik ve otomotiv sektöründeki zayıflamayla ihracatı durma noktasına gelen Japonya II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük durgunluğu yaşıyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Japonya'da yılın ilk çeyreğinde daralma yüzde 14.2 olarak gerçekleşmişti. Japonya bu rakamla dünya genelinde ekonomisi en fazla daralan ülke olmuştu.

Japonya Merkez Bankası da yaptığı son değerlendirmelerde, ekonomideki kötüye gidişin sona ermeye başladığı mesajını vermişti.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Bernanke'den 'sistemik risk sürüyor' uyarısı

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, ekonomik krizden çıkış sürecinin yılın son çeyreğinden itibaren başlayacağını öngörürken, sistemik risklerin devam ettiğine dikkat çekti. Bernanke, dört yıllık görev süresinin son Kongre Bankacılık Komitesi konuşmasında, Amerikan ekonomisinin geleceğine yönelik kapsamlı mesajlar verdi. Bernanke, "Finans sisteminde kırılganlık riski halen devam ediyor. Bankacılık sistemimiz şimdiye kadar kuruluşların aşırı büyüklüklerine dayanıyordu. Şu andan sonra bu durum değişecek" dedi. Bernanke, "Sistemik risklerin ölçülmesi için yeni araçlara ihtiyaç var" dedi. Bernanke, ABD Merkez Bankası'nın elinde sistemi düzenleyecek "çok fazla güç" bulunduğuna işaret ederken, TARP fonundan yararlanan 19 büyük bankaya yapılan stres testlerinin bu bankaların sermaye yapılarının son derece güçlendiğine işaret ettiğini söyledi. ABD Merkez Bankası Başkanı, canlanmanın tüketimin gücüyle gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine yönelik Kongre üyelerinin sorusunu yanıtlarken de, "Küresel büyümeyi canlandıracakların başında artık Amerikan tüketicileri yer almayacak" dedi. Kredi kartı şirketlerinin müşterilerine olan yaklaşımlarının sorunlu olduğuna işaret eden Bernanke, küçük ve orta ölçekli firmaların yeni kredi bulmakta zorlandığını da vurguladı.

Çin yatırım için şirket arıyor

Yaklaşık 2.1 trilyon dolarlık büyüklükle dünyanın en büyük döviz rezervine sahip olan Çin yönetimi, yurtdışında şirket alımına yöneldi. Çin Başbakanı Wen Şiabao'nun duyurduğu şirketlerin dışarıya açılmasını öngören plan çerçevesinde döviz rezervlerinin etkin şekilde kullanılması bekleniyor. Pekin'de açıklamalarda bulunan Başbakan Wen, döviz rezervinin ne kadarlık bölümünün şirket alımlarının finansmanında kullanılacağı konusunda ipucu vermezken, Çin firmalarının küresel ihracattaki paylarını artırmayı hedeflediğini vurguladı. "Dışa açılma" projesinin liderliğini enerjide PetroChina, madencilikte Chinalco, telekomda China Telecom ve finansta Bank of China gibi kamuya ait büyük şirketler yapıyor. Çin'in yatırım hamlesini değerlendiren HSBC Başekonomisti Qu Hongbin, yurtdışında yatırıma hız veren böylesi bir projenin açıklanmasının Çin için bir ilk olduğunu dile getirdi. Başekonomist Qu, "Şirket satın alma ve ortaklık projesi, dünyanın rezerv parası niteliğindeki doların hakimiyetini zayıflatma, kullanımını azaltmaya yönelik kapsamlı eylem planının bir parçası" dedi. Nitekim, şirketler yurtdışında yatırımın ilk işaretlerini vermeye başladı bile. 200 milyar dolarlık ülke yatırım fonunun yöneticisi niteliğindeki China Investment, son olarak İngiliz alkollü içki üreticisi Diageo'nun yüzde 1.1 hissesini satın aldı. Ekonomistler, yabancı ülkelerdeki yatırımların gelişmekte olan ülkelere yönelmesi gerektiğini ifade ederken, bu noktada emtia zengini ülkelerin öne çıkabileceğini ifade ediyorlar.

İngiltere'de toparlanma beş yıl alacak

Küresel mali krizle İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en kötü günleri yaşayan İngiltere’de, ekonomik verilerin kriz öncesine dönmesi için en erken 5 yıl beklenmesi gerekecek. Ulusal Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün (NIESR) hazırladığı rapora göre, İngiltere’de ekonominin bu yıl yüzde 4.3 daralması bekleniyor. Daralmanın ardından yılın son çeyreğinden itibaren büyümenin gözleneceğini öngören kuruluş, 2010’da yüzde 1, 2011’de ise yüzde 1.8 büyüme tahmininde bulundu. İyileşme sürecinin yavaş ve uzun olacağını öngören kuruluş, kamu borçlanmasının bu yıl 165.7 milyar sterline yani milli gelirin yüzde 12’sine ulaşacağını tahmin etti. Bu tırmanış nedeniyle kamu sektöründeki harcamaların kısılmasına hız verileceğini öngören NIESR, gelecek beş yıllık süreçte kemer sıkma politikalarına yönelinmesi yanında vergilerin ciddi oranda artırılacağı tahmininde bulundu. Borç stokundaki hızlı artışın borçlanma faizlerini de yukarı çekeceğini öngören NIESR, işsizlik oranının 2011 ortalarına kadar yüzde 9.3’le tüm zamanların en yüksek düzeyine çıkacağını belirtti. NIESR, ekonomik durumun kriz öncesi 2008 ilk çeyrek verilerine geri dönüşün en erken 2012’de olacağını da öngördü.

Apple'in karı iPhone ile uçtu

Dünyaca ünlü bilgisayar üreticisi Apple’ın küresel krize karşın çıkardığı cep telefonu iPhone’un yeni modeli, şirketin karını yılın ikinci çeyreğinde yüzde 15 artırmasına neden oldu. iPhone’un satışı geçen yıla oranla 7 kat artarak 5.2 milyon adede çıktı. Telefon satışlarının artmasında ise belirleyici neden fiyatın yarıya indirilmesi oldu. Geçen yıl 200 dolar fiyatla satılan iPhone’un yeni modelleri ABD’de 99 dolardan satılıyor. Apple'in diğer popüler ürünleri olan mp3 çalar ve bilgisayarların satışları ise iPhone kadar başarı gösteremedi. Apple'in ürettiği Macintosh bilgisayarların satışları yüzde 8, mp3 çalar iPod'un satışları ise yüzde 7 geriledi. Geçtiğimiz aylarda karaciğer nakli yapılan, Apple CEO’su Steve Jobs, “Bu yıl piyasaya yaratıcı ürünlerle gelmemiz, müşterilerimizin de büyük ilgisiyle karşılandı” dedi. Apple şirketinin yüksek karı şirketin hisse senetlerine de olumlu yansıdı. New York Borsası’nda Apple hisseleri yüzde 4.5 değer kazanarak 158.39 dolara çıktı.

Sanayi sektörü frene sert bastı

Başbakan Tayyip Erdoğan, "Kriz Türkiye'yi teğet geçecek" söyleminde ısrar ederken, sanayi şirketlerinin performansı bu değerlendirmeyi desteklemiyor. İstanbul Sanayi Odası'nca hazırlanan Türkiye'nin en büyük 500 Sanayi Kuruluşu araştırmasında şirketlerin karı 2008 yılında 2001 krizinden bu yana en düşük düzeye indi. Faaliyet dışı karların yüzde 39.1, toplam karın yüzde 40.1 düşmesiyle İSO 500'de şirketlerin satış karlılığı ortalama yüzde 3.9'a geriledi. Tüpraş 27.7 milyar liralık satış hacmiyle Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu olurken, önceki yıl üçüncü sırada yer alan Elektrik Üretim AŞ ikinci ve önceki yıl ikinci olan Ford Otomotiv üçüncü oldu. BOZULMA ARTARAK SÜRÜYOR İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, sanayideki bozulmanın artarak sürdüğünü belirterek 2008'i kayıp olarak niteledi. Küçük, "2008 yılı sanayimiz açısından kayıp yıllardan birisi olmuştur. 2009'da da bozulma artarak devam etmektedir.Dipten çıkmakla teselli bulsak da üretim ve istihdam başta olmak üzere temel ekonomik göstergelerde çift haneli olumsuzluklarla karşı karşıya olduğumuz unutulmamalıdır" dedi. Küresel krizin yarattığı olumsuzluğun etkilerine de dikkat çeken Küçük, sanayideki bozulmada tek etkenin bu olmadığını savundu. Küçük, ekonomideki bozulmanın tek sorumlusunun kriz olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Sanayi neden Türkiye ekonomisinde zayıf halka hale haline getirilmiştir? Sorumluluk sadece sanayiciye mi aittir? Neden Türkiye ekonomisi en çok küçülen ekonomilerden biri haline gelmiştir? Neden Türkiye'de işsizlik oranı dünyanın en yükseklerinden birisi haline gelmiştir? Bu soruların doğru yanıtlarının verilmesi gerekmektedir."

21 Temmuz 2009 Salı

Bernanke'den çıkış stratejisinin ipuçları

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, ekonomik kriz ardından parasal genişlemenin nasıl seyredeceğine yönelik değerlendirmesini Senato Mali İlişkiler Komisyonu'nda bugün yapacak. Bernanke, bu açıklamaları öncesinde Wall Street Journal'a yazdığı makalede, parasal genişleme politikasının bir süre daha devam ettirileceği mesajını verdi. Bernanke, makalesinde, enflasyon tehdidine karşı yakın gelecekte faiz artışının söz konusu olmayacağını ifade ederken, bunun gelecek yıldan itibaren gündeme gelebileceğine dikkat çekti. Kriz sonrası çıkış stratejisi çerçevesinde 2 trilyon doları aşan ABD Merkez Bankası bilançosunun kademeli olarak küçültülmesine çalışacaklarını kaydeden Bernanke, normal koşullar altında dört aşamada bunun gerçekleştirileceğini vurguladı. Merkez bankasının elinde gereken tüm araçların bulunduğuna işaret eden Bernanke, gelecekte de bu imkanlar çerçevesinde gerekli adımların atılacağını kaydetti.

Krizin ABD'ye maliyeti 23.7 trilyon doları bulabilir

Küresel mali krizin Amerikan ekonomisine yarattığı dev maliyet netleşiyor. Hükümetin bankacılık sektörüne verdiği 700 milyar dolarlık desteğin (TARP) koordinasyonundan sorumlu Neil Barofsky, bankacılık sisteminin tamamının yardım isteyeceği en kötü senaryoya göre krizin hükümete maliyetinin 23.7 trilyon dolar olacağını öngördü. Barofsky, Senato Bankacılık Komitesi'ne sunmak üzere hazırladığı konuşmada, bu maliyetin içinde Amerikan Merkez Bankası ve hükümet tarafından verilen desteğin yer aldığını kaydederken, şimdiye kadar ülke hükümetin sistemi canlandırmak üzere aktardığı paranın 4.7 trilyon dolara ulaştığını belirtti. Sayısı 360'ı bulan bankaya sermaye yardımı verildiğini hatırlatan Barofsky, bankaların bilançolarındaki çok riskli aktiflerin de bu yardımlarla temizlendiğini ifade etti. Mali sisteme verilen desteğin Amerikan ekonomisini güçlendirmeye yardımcı olmayı hedeflediğini kaydeden Barofsky, hükümetin bankacılık dışında diğer alanlara da kapsamlı yardımlar vermesi gerektiğini söyledi. ABD yönetiminin 700 milyar dolarlık TARP programının kurtarma paketinin başarısının, hükümetin ekonomiyi düzeltmek için gösterdiği çabalar bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Barofsky, hükümeti, şeffaflık konusundaki önerilerini uygulamada 'defalarca' başarısız olmakla da eleştirdi.

Moody's bankacılığın geleceğinden yana temkinli

Finans sistemindeki krize karşı erken uyarıda geç kalmakla eleştirilen kredi derecelendirme kuruluşları, kaybettikleri prestiji geri almaya çalışıyor. Bu çerçevede derecelendirme kuruluşu Moody's, küresel bankacılık sektörünün ayağa kalkmaya başladığına işaret ederken, sektörün tam anlamda gücünü geri kazanmasının zaman alacağını öngördü. Bankacılık sektörünün geleceğine yönelik özel değerlendirme yayınlayan Moody's, canlanma sinyallerine karşılık bazı bankaların zor anlar yaşamaya devam ettiğini kaydetti. Raporu hazırlayan ekibin yöneticisi Greg Bauer, "Dünya ekonomisindeki iyileşme işaretleri ve bazı bankaların karlılığa dönmesine karşılık, bankaların büyük bölümü durgunluğun aşılmasına kadar zor anlar yaşayacak görünüyor" dedi. Bauer, özellikle Nisan ayı başından bu yana bankaların finans sisteminde etkinliklerini geri kazanmaya başladığına işaret ederken, özellikle sermaye piyasalarındaki canlanmanın bankaların mali yapısını güçlendirdiğine dikkat çekti. Bankaların mali göstergelerindeki bozulmanın bir süre daha devam edebileceğini kaydeden Bauer, krizin yarattığı yüksek maliyetin temizlenmesinin zaman alacağını kaydetti. "Kısa vadede bankaların kredi notu görünümlerinde olumlu yönde iyileşme olabilir" diyen Bauer, "Küresel ekonomide kararlı bir canlanma sağlanmadan, yani 2010 yılından önce bankaların notlarında herhangi bir artırım söz konusu olamaz" dedi.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

İzlanda bankacılığı yeniden rekabete açıyor

Mali krizle iflasın eşiğinden dönen İzlanda, bilanço yapısı güçlü iki bankanın yönetimini yabancı sermayeye devretmeye hazırlanıyor. Şubat ayında Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Birliği'nden yaklaşık 10 milyar dolarlık yardım alarak mali yapısını güçlendiren İzlanda, böylece bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasında önemli bir adım atıyor.

Kriz sürecinde ülkedeki tüm bankaları kamulaştırmak zorunda kalan İzlanda, kriz sonrasında oluşturduğu New Kaupthing ve Islandbanki adlı bankalara yaklaşık 2.1 milyar dolarlık tahvil ihracıyla parasal desteğini de artıracak.

Finans sektörünün riskli işlemler nedeniyle aşırı büyüdüğü İzlanda'da hükümet, ekonomiye olan güveni tazelemek amacıyla kapsamlı önlemler alıyor.

Geçen hafta İzlanda Parlamentosu Avrupa Birliği ile tam üyelik görüşmelerine başlanması için onay verirken, İzlanda bankalarında para kaybeden İngiliz ve Hollandalı yatırımcılara borçların hazırlanan bir program dahilinde ödenmesi de karar verilmişti.

Opel'in kaderi belli oluyor

İflas korumasındaki otomotiv şirketi General Motors'un satışa çıkardığı Avrupa'daki iştiraki Opel'in kaderi netleşiyor. Opel'le ilgilenen üç firmanın tekliflerinin netleşmesi bekleniyor. Çoğunluğu Almanya'da olmak üzere 54 bin çalışanı ilgilendiren teklifler Alman hükümeti tarafından da yakından izleniyor.

Almanya Maliye Bakanı Karl Teodor Guttenberg, tekliflerle ilgili soru işaretlerinin sürdüğüne işaret ederken, "Teklif sahipleri anlaşmanın kabul edilmesi halinde daha büyük riskler almayı kabul etmesi gerekiyor" dedi.

Anlaşmanın kabul edilmemesi halinde Opel'in de iflasla karşı karşıya gelmesi söz konusu olabilecek. Almanya Maliye Bakanı Guttenberg, "Yeni Opel şirketinin güçlü mali yapıya sahip olması gerekiyor. Aksi halde Avrupa Komisyonu'nun bu kararı onaylaması beklenemez" dedi.

Alman hükümeti, Kanadalı yedek parça üreticisi Magna'nın Opel'e yönelik teklifine destek vermişti. Diğer teklif veren firmalar arasında Belçikalı yatırım fonu RHJ International ve Çinli otomotiv şirketi Beijing Automotive de yer alıyor.

General Motors'un Avrupa'daki fabrikaları İngiltere, İspanya ve Almanya'da yoğunlaşırken, Almanya'daki fabrikalarda 25 bin kişi çalışıyor. Teklifin netleşmesi ardından GM'in karar vermek üzere bir haftalık süresi bulunuyor.

700 milyar dolar krediye dönüşüyor

ABD'de bankacılık sektörü krizin yaralarını sarıyor. Masraf kısma ve risklerini dağıtma konusunda başarılı olan JP Morgan, Goldman Sachs gibi bankalar yüksek kar rakamları açıklarken, yapılan bir araştırma bankalara verilen yardımların krediye yöneldiğini belirledi.

Hazine'nin bankalara aktardığı 700 milyar dolarlık kaynağın koordinasyonundan sorumlu komisyonun başkanı Neil Barofsky, hükümetten yardım alan 360 bankadan 300 tanesinin verdiği kredi miktarını artırdığını açıkladı. Komisyon tarafından yapılan araştırmaya göre, 360 bankanın 150 tanesinin sermaye yapısını güçlendirdiği, 110 bankanın diğer yatırımlara yöneldiği belirlenirken, 50 bankanın borçlarını geri ödemeye yöneldiği belirlendi.

Barofsky, bankacılık sektörünün şeffaflığı açısından bu değerlendirmeyi olumlu karşılarken, Hazine yönetimi bankalara verilen desteğin ne şekilde kullanıldığının açıklanmasına karşı çıkıyor. Hazine, 700 milyar dolarlık programın kullanımına yönelik bir sınırlama getirilmediğini belirtiyor.

Diğer yandan, mali yönden zor anlar yaşayan Amerikan bankası CIT, iflas korumasına girmesine saatler kala tahvil yatırımcılarından 3 milyar dolarlık kaynak sağladı. Özellikle küçük ve orta ölçekli yaklaşık 1 milyon firmaya kredi sağlayan şirkete 6 büyük kurumsal yatırımcı destek verdi.