27 Ağustos 2010 Cuma

Lipsky'den ABD ekonomisine destek

Krizden ağır hasar gören ve hala karışık verilerle istikrarlı büyüme işareti vermeyen ABD ekonomisine, Uluslararası Para Fonu'ndan destek geldi. IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky, Amerikan ekonomisinin çift dipli bir durgunlukla karşılaşmasını beklemediklerini söyledi. Lipsky, ABD'de merkez bankası yöneticilerini buluşturan Jackson Hole konferansı öncesi Bloomberg International'a verdiği söyleşide, "Güçlü şirket karları ve cirolardaki artış durgunluğa girilmesini önleyecek dedi. ABD Merkez Bankası'nın önlemlerine de değinen Lipsky, ekonomiyi canlandıracak desteğin sürdürülmesini istedi. Lipsky, "Bu küresel krize karşı ortak bir müdahale, eşgüdüm içinde bir uygulama gerekiyor. Ancak bu şekilde sürdürülebilir bir büyüme hızına ulaşılabilir. Bu noktada fed'in desteği sürdürülmeli" dedi. IMF Başkan Yardımcısı Lipsky, finans sektörü reformlarının sonuç vermesiyle FED'in desteğinin orta vadede zayıflatılmasının gündeme gelebileceğini vurguladı. Lipsky, konut sektörüne yönelik verilerin üçüncü çeyreğe yönelik endişeleri artırdığını ancak bunun ekonomiyi sıkıntıya sokacak aşamada olmadığını kaydetti. Ekonomistler, Amerikan ekonomisinde yıl sonu itibarıyla yüzde 3 büyüme öngörürken, IMF'nin yıl sonu büyüme hızı tahmini yüzde 3.1 düzeyinde bulunuyor.

26 Ağustos 2010 Perşembe

Sarkozy'nin G20 önceliği 'döviz kuru' olacak

Küresel krize kapsamlı önlemler üzerinde çalışan G20 ülkeleri, Kasım ayında Güney Kore'de yapılacak zirve öncesinde ortak zemin arıyor. Daha önce de Almanya Başbakanı Angela Merkel ile birlikte ortak öneriler üzerinde çalışan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Paris'te yaptığı konuşmada, G20 öncesinde Fransa'nın önceliklerini açıkladı. Sarkozy, döviz kurundaki aşırı oynaklığın büyümeyi olumsuz etkilediğini belirterek, "Kur hareketlerini değerlendirecek yeni bir yapıya ihtiyaç var. Bu tartışmaları Çin olmadan yapmak saçma" dedi. Sarkozy, benzer şekilde emtia piyasasındaki dalgalanmanın da Fransa tarafından G20 gündemine taşınacağını söyledi. Doların dünyanın rezerv parası olarak ağırlığının daha da azaltılması gerektiğini ifade eden Sarkozy, alternatif para birimlerinin de ciddi rol üstlenmesi gerektiğini kaydetti. Halen küresel rezervlerin yüzde 66'lık bölümü dolar cinsinden tutuluyor. Kasım ayından itibaren G20'nin liderliğini üstlenecek Fransa, gelecek yıl yapılacak g20 ve G8 zirvelerinde başkanlık yapacak. Fransa Cumhurbaşkanı, küresel ekonomik politikalar arasında eşgüdümün kurlardaki aşırı oynaklığın önüne geçilmesinde belirleyici olacağını da vurguladı. Sabit kur sistemine geri dönülmesini savunmadığını vurgulayan Sarkozy, "Küresel parasal sistemin geleceğini 'tabular' olmadan tartışmak durumundayız" dedi.

Çin enflasyonda artış bekliyor

Çin'de para politikasını belirlemekle görevli yetkililerden çoğunun, faiz artırımı zamanının henüz gelmediği konusunda mutabık oldukları, ancak enflasyonda bu yıl artış bekledikleri kaydedildi. Çin'de yayımlanan Securities Daily gazetesinde yer alan haberde "Enflasyonun kaçınılmaz hale gelmesiyle birlikte merkez bankası faiz artışını tartıştı... Bazıları faizin yükseltilmesi yanlısıydı, ancak yetkililerin çoğu henüz buna ihtiyaç olmadığı görüşündeler" denildi. Artan gıda fiyatları sebebiyle Çin'de tüketici fiyat enflasyonu Temmuz itibariyle yüzde 3.3'e ulaşarak hükümetin yüzde 3 olan yıl sonu hedefinin üzerine çıktı. Çin ekonomisinde büyümenin ilk üç aydaki yüzde 11.9 seviyesinden ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 10.3'e gerilemesi, piyasada oluşan faiz artırımı beklentilerini hafifletiyor.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Şimşek'ten 'duruşumuzda değişiklik yok' mesajı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Mali Kural’ın Meclis gündeminde bulunduğuna dikkati çekerek “Mali Kural olsa da, olmasa da Orta Vadeli Plana sahibiz. Tedbirse tedbir, disiplinse disiplin. Uzun vadede kural konulması Türkiye’nin yararına. Mali Kural yok diye, maliye politikalarının gevşemesi söz konusu değil” dedi. Gaziantep’te Bloomberg HT’nin sorularını yanıtlayan Şimşek, Türkiye’de yasalaşmış bir Mali Kural’ın faydalı olacağına inandığını belirten Şimşek, “Ama olmaması da bir şey ifade etmiyor. Biz, mali disipline bağlı kalacağız’’ dedi. Son 3 yıldır Uluslararası Para Fonu ile uygulanan programın programının da, mali kuralın da olmadığına işaret eden Şimşek, buna rağmen bütçe performansında ve borcun milli gelire oranında çok önemli mesafe kat edildiğini söyledi. Bakan Şimşek, uygulamaların her türlü kuraldan daha önemli olduğunu da dile getirdi ve “Zayıf bir Mali Kural’dan güçlü bir uygulama daha önemlidir. Mali Kural, doğrudan disiplin anlamına da gelmez’’ dedi. Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Mali Kural’ın ertelenmesini eleştirmesi konusunda “Bence çok haksız bir açıklama çünkü Fitch, Mali Kural’ın erteleneceğinin ifade edildiği günün ertesi günü çıktı, ‘biz uygulamaya bakarız’ dedi. Demek ki bir süre sonra fikirlerini değiştirmişler” diye konuştu. Maliye Bakanı, ekonomide koordinasyon eksikliği iddialarının hatırlatılması üzerine de, “Sayın Babacan sayesinde son 1 yıldır ekonomide koordinasyon son derece başarılı devam ediyor. Çok iyi diyaloğumuz var’’ dedi.

İkinci 500 İSO 500'den daha karlı çıktı

Türkiye’nin ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu da kriz yılından ‘kârlı’ çıktı. 2009 yılında ilk 500’ün kârı yüzde 12.5 artarken, ikinci 500’de bu rakam yüzde 32.8’lere ulaştı. 2008’in son çeyreğinde ağır yara alarak zarar rakamı yüzde 217 artan ikinci 500, 2009’da zararını yüzde 66.5 oranında azalttı. Özellikle faiz maliyetlerinin aşağı çekilmesi yüksek performansta etkili oldu. Faiz oranlarındaki düşüş ikinci 500 büyük sanayi kuruluşunun bilançosuna katkı yaptı. 2008’de kurdan zarar yazan şirketler, 2009’da 1.5 milyar liralık kâr ve zarar artışının 424 milyonunu kurdan kazandı. Başbakan Erdoğan'ın "Batıyoruz deyip kar açıklıyorlar" diye eleştirdiği İSO'nun Başkanı Tanıl Küçük, “Açıklamalarımıza ancak temkinli iyimserlik sıfatı uygun düşebilir” derken, sonuçları da ekonomi yönetimi ve sanayicilerin ortak başarısı olarak yorumladı.

Babacan'dan Mali Kural'a 'yorum yok'

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, mimarı olduğu Mali Kural'ın Meclis Genel Kurulu'nda oylanmayarak ertelenmesi hakkında yorum yapmayacağını, bu konuda değerlendirmede bulunmayacağını söyledi. NTV - CNBCe'nin ortak yayınında soruları yanıtlayan Bakan Babacan, Mali Kural'ın Ekim ayında gündeme gelip gelmeyeceği yönündeki soruları da yanıtsız bıraktı. Babacan, Türkiye'nin bu yıl özelleştirme hedefini yakalayamayabileceğine işaret ederek, "Yıl sonunda bütçe dengesi OVP'de öngörülen düzeyde olacak" dedi. Program revizyonuna yönelik soruları da yanıtlayan Babacan, "Orta Vadeli Program, Orta Vadeli Mali Plan ve 2011 Bütçesi Eylül ayı sonunda Ekim başında açıklanacak" dedi. "Kamu borcunun milli gelire oranını bu yıl yüzde 47.3'ün altında bitireceğiz" diyen Babacan, dalgalı kurda limit verilmesinin o limitlerin er ya da geç test edilmesine yol açacağını ifade etti. 12 Eylül'de yapılacak Anayasa değişikliği referandumu hakkında da değerlendirmede bulunan Babacan, "Onay verilmesi ekonomide canlanmaya hız verecek" dedi.

Şirket birleşmeleri 1.3 trilyon dolara çıktı

Küresel kriz sonrasında zayıflayan şirket birleşme ve satın almaları canlanma yörüngesine girdi. Şirket birleşmelerinin hacmi yılın sekiz aylık döneminde 1.3 trilyon dolarla kriz sonrası dönemin en yüksek düzeyine çıktı. Sadece geçen hafta görüşmeye başlanan birleşme ve satın almaların tutarı ise 85 milyar doları bulurken, bu rakam Ağustos 2009'dan bu yana en yüksek düzeyi ifade ediyor. Sekiz aylık dönemin en yüksek şirket birleşme ve satın alma görüşmelerine konu olan şirketler Avusturalyalı madencilik şirketi BHP Billiton'un Kanadalı gübre üreticisi Potash'a yönelik yaptığı 43.5 milyar dolarlık teklifi oldu. Geçen hafta yapılan teklifi geri çeviren Potash, başka şirketlerle görüştüğünü açıkladı. Danışmanlık firması Dealogic'in verilerine göre, en fazla satın alma gerçekleştirenlerin başında ABD firmaları yer alırken, bu ülkeyi İngiltere, Çin, Avustralya ve Japonya izliyor. Satın almalarda ortalama işlem büyüklüğü 168.8 milyon dolar olurken, şirket değerinin ortalama yüzde 22 üzerinde bulunuyor. Uzmanlar, kriz döneminde tasarrufa yönelen şirketlerin elindeki naktin yüksekliği nedeniyle alımların hız kazandığına işaret ediyorlar. Krizin en fazla etkilediği ülke konumundaki ABD'de şirketlerin elindeki nakit varlıkların toplamı 2 trilyon dolarla 2006'daki rekor düzeyin yüzde 56 daha üzerinde bulunuyor.

24 Ağustos 2010 Salı

Olli Rehn: Yunanistan'da reformlar doğru yolda

Yunanistan, Mart ayında yüksek bütçe açığı nedeniyle karşılaştığı krizi yatıştırmayı başarmış görünüyor. Avrupa Komisyonu'nun Mali İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Yunanistan'ın temerrüde düşeceğine yönelik öngörüleri boşa çıkardığını belirterek, "Refromlar doğru yolda devam ediyor" dedi. Olli Rehn, Wall Street Journal'a yazdığı makalede, mali istikrarı sağlayacak reformların doğru yolda ilerlediğine işaret ederek, Yunanistan'ın kamunun yoğun faaliyet gösterdiği sektörleri serbestleştirmeye hız vermesini istedi. Rehn, Yunanistan'ın yaşadığı borç krizinin Avrupa Birliği'nin ekonomik alandaki politikaların idaresinde zayıflıklar olduğuna işaret ettiğini belirterek, "Eylül ayı sonu itibarıyla Avrupa Birliği genelinde ekonomi politikalarının yönetimine ilişkin yasal düzenlemeyi gündeme getirmeyi umuyorum" dedi. Yunanistan, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Birliği'nden 110 milyar Euro tutarında yardım sağlamıştı. Yunanistan, kapsamlı önlemler çerçevesinde halen milli gelirin yüzde 14.6'sı düzeyindeki bütçe açığını 2014 yılına kadar yüzde 3 düzeyine çekmeyi hedefliyor.

Pakistan IMF'den borç yapılandırması arıyor

Birbiri ardına yaşanan sellerin yaklaşık 20 milyon kişiyi evsiz bıraktığı Pakistan'da hükümet, uluslararası insani yardımı artırılmasının yanı sıra kredi yapılandırması istiyor. Hükümet yetkilileri, krizin ekonomiyi de vurmasının etkisiyle Uluslararası Para Fonu'ndan alınan 11 milyar dolarlık kredinin yapılandırılarak ödeme koşullarının değiştirilmesini talep etti. Uluslararası Para Fonu Asya Direktörü Mesud Ahmed, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Pakistan'a bu zor süreçte yardım etmenin yolunu arıyoruz" dedi. Pakistanlı yetkililerin, IMF'den, bazı mali hedeflerin gözden geçirilmesini ya da hükümete acil doğal felaket fonunu uygulamaya koyması için izin istemesi bekleniyor. Sel felaketi nedeniyle Pakistan halkının ağır ekonomik güçlükle karşı karşıya kalacağını belirten Ahmed, ''Trajedinin büyüklüğü, IMF'nin finans programıyla desteklenen ülkenin makro görünümünün yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor" dedi. Pakistan, 2008 yılında IMF ile yaptığı stand-by düzenlemesi çerçevesinde 10.6 milyar dolar kredi sağlamış, bunun 7 milyar dolarlık bölümünü kullanmıştı. Sel felaketinin, Pakistan ekonomisinin yüzde 4.5'lik büyüme hedefinden uzaklaşmasına neden olması bekleniyor. Çoğunlukla pirinç üretilen 1.7 milyon hektar alanın zarar gördüğü ülkenin yeniden inşa edilmesinde maliyetin 15 milyar doları aşması öngörülüyor.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Yabancı şirketlerin $ cinsi ihraçları rekor düzeyde

Yabancı şirketler, düşük maliyetli fon arayışı çerçevesinde dolar cinsinden tahvil ihracına yöneldi. Şirketlerin dolar cinsinden tahvil ihraçları ilk yarıda 413 milyar dolarla rekor düzeye çıkarken, geçen yılın aynı döneimnde bu rakam yalnızca 378 milyar dolar düzeyindeydi. FT'nin haberine göre, en fazla borçlananların başında Avrupalı şirketlerin gelmesi dikkat çekti. Şirketlerin Avrupa’daki mali sıkıntılar nedeniyle ABD piyasalarına yöneldiği gözlenirken, Avrupa şirketlerinin toplam tahvil ihraçlarının beşte biri ABD’de gerçekleştirildi. Avrupalı şirketler toplamda 236 milyar dolarlık tahvil ihraç etti.

Fransa Maliye Bakanı'ndan piyasalara sert eleştiri

Fransa, geçen hafta 2011 büyüme hedeflerini yüzde 2.5'ten 2'ye indirmesi ardından, bütçe açığı hedeflerine yönelik eleştirilerle de karşılaşıyor. Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde, Financial Times'a yaptığı açıklamada, piyasalar son iki yılda reformları gerçekleştirmekte başarılı hükümetin piyasalar tarafından yeterince desteklenmemesini eleştirdi. Lagarde, Financial Times'a yaptığı açıklamada, bütçe açığının milli gelire oranı ve büyümeye yönelik hedeflerin aşırı iyimser olarak nitelendirilmesini değerlendirdi. Fransa, geçen hafta bütçe açığının milli gelire oranına yönelik hedefi 2011 yılı için yüzde 8'den yüzde 6'ya indirdiğini açıklamıştı. Avrupa Komisyonu ve IMF ekonomistleri, Fransa'nın açıkladığı hedefleri iyimser olarak nitelendiriyorlar. Maliye Bakanı Lagarde, reformların hayata geçirilmesi konusunda kararlı olduklarını belirterek, bu konuda Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve hükümetin gereken her türlü adımı atacağını kaydetti. Fransa, AAA olan ülke kredi notunu korumak amacıyla reformlara ağırlık verirken, yüksek sosyal güvenlik açıklarını gidermek için adım atıyor. Ekonomistler, Fransa hükümetinin geçmişte koyduğu hedefleri yakalamakta başarılı olmadığını ifade ederken, bu hedeflere de ulaşılamayacağını ifade ediyorlar.

Şimşek: Bütçe açığı 7 ayda %42 geriledi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ilk yedi ayda merkezi yönetim bütçesinde açığın, geçen yıla göre yüzde 42 aşağıda olduğunu söyledi. Dün katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Şimşek, "Gelirlerimiz güçlü bir şekilde devam ediyor. Giderlerimiz aşağı yukarı enflasyona paralel gidiyor. Faiz dışı giderlerden bahsediyorum. Dolayısıyla ortada şu an itibariyle bütçe disiplininden bir kopma söz konusu değil. Bütçe disiplini devam ediyor. Orta vadeli mali planda açıkladığımız hedeflere doğru gidiyoruz" dedi. Şimşek, mali kural daha sonra uygulamaya konulsa da, mali kural ve mali planla uyumlu çerçevede yollarına devam ettiklerini, kalıcı bir fikir değişikliği olmayacağını kaydetti.