9 Ekim 2009 Cuma

Erdoğan: IMF ile anlaşmamak dünyanın sonu değil

İhracat Asya'da canlanma rotasında

Mali kriz karşısında alınan canlanma önlemleri ekonomilere ivme verirken, ihracatta canlanma işaretleri yoğunlaşıyor. Güney Kore, Tayvan, Brezilya gibi önemli ihracat gelirine sahip ülkelerde yapılan ihracat, Eylül ayında hızlı yükseliş gösterdi. İhracat geçen yılın Eylül ayının altında kalmasına karşılık, gelecek aylara yönelik olumlu beklentilerin artmasına neden oldu. Ekonomistler, gelişmiş ülkelerde yeni yıl öncesi canlanan talebin ihracata olumlu katkıda bulunabileceğini öngörüyorlar. Güney Kore'nin ihracatı Eylül ayında yüzde 11.1 artarken, Brezilya'nın ihracatında yüzde 10'luk artış gözlendi. Uzmanlar, ihracattaki zayıflamanın artık durmaya başladığını ifade ederken, bazı ülkelerde zayıflama ise devam ediyor. Malezya'nın ihracatı Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20 gerilemiş durumda. Ekonomistler, doların değer kaybının ihracata dayalı büyüme modelinin geçerli olduğu Asya ülkeleri için tehlike yarattığını da belirtirken, bu çerçevede Japonya'nın ihracatının toparlanmakta güçlük çekeceğini ifade ediyorlar. Japonya'da Eylül ayında ihracat önceki aya göre yüzde 3.2 gerilerken, ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 37.1 gerilemiş durumda. Uluslararası Para Fonu, dünya genelinde ihracatın bu yıl yüzde 11.9 gerileyeceğini, 2010'da ise yüzde 2.5 artacağını öngörüyor.

Roubini: Yeni kriz tohumları atılıyor

Küresel mali krizi öngörmesiyle "Doktor Kıyamet" olarak nitelendirilen ünlü ekonomist Nouriel Roubini, mali krizin tam anlamıyla bitmediğini kaydederek, yeni bir krizin tohumlarının atıldığı uyarısında bulundu. New York Üniversitesi Profesörü Roubini, BBC'ye yaptığı açıklamada, piyasalarla reel ekonomi arasındaki uçurumun endişe yarattığını söyledi. Wall Street'te Mart ayından bu yana gözlenen yükseliş çerçevesinde Dow Jones Endeksi yüzde 45 arttı. Yatırımcıların ekonominin düzlüğe çıktığına yönelik görüşlerini paylaşmayan Profesör Roubini, "Yüksek borç düzeyine sahip tüketicilerin artık tasarrufa yönelmesi gerekiyor" dedi. Roubini, ABD'de gayrimenkul fıyatlarında gözlenen düşüşün devam edeceğini öngörerek, bunun Amerikan ekonomisinin toparlanmasını geciktireceğini kaydetti. ABD'de emlak fiyatları geçen yıla göre ortalama yüzde 13 gerilemiş durumda bulunuyor. Bankacılık sektöründeki reformların kararlılıkla yapılması gerektiğini vurgulayan Profesör Roubini, yeni düzenlemelerin yapılmaması halinde geçmişin hatalarının tekrarlanabileceği uyarısında da bulundu.

Roubini CNBC'de: Kriz henüz bitmedi

Bernanke'den dolara destek sözleri

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, ekonomi düzeldiğinde, enflasyon sorununun ortaya çıkmasını önlemek için para politikasını sıkılaştırmaya ihtiyaç duyacaklarını söyledi. Bernanke, New York'ta yaptığı konuşmada, izlenen yolu tersine çevirmek ve faiz oranlarını artırmak için aceleye gerek olmadığını ifade etti. ABD ekonomisinin büyük ihtimalle durgunluktan çıkacağını belirten Bernanke, ancak toparlanmanın, şu an yüzde 9,8 ile 26 yılın en yüksek seviyesinde olan işsizlik oranlarının artmasını önlemeye yetecek kadar sağlam olmayabileceği uyarısında bulundu. Bernanke, ekonomi düzeldiğinde, enflasyon sorununun ortaya çıkmasını önlemek için para politikasını sıkılaştırmaya ihtiyaç duyacaklarını belirtti. Ekonomik görünüm daha sıkı para politikası gerektirirse, Fed'in elinde geniş ekonomik araçlar olduğunu belirten Bernanke, zamanlamayı ve gelecekteki sıkılaştırmanın adımlarını ayarlayacaklarını söyledi. Bernanke, kısa dönem borçlanma miktarının düştüğünü, ekonomi toparlandıkça düşüş eğiliminin sürmesini beklediklerini ifade etti. Fed'in gösterge niteliğindeki faiz oranlarının rekor seviyede düşük olduğunu ve bir dönem daha muhtemelen bu seviyede kalacağını belirten Bernanke, bununla kişileri daha fazla harcamaya yönlendirmeyi ve toparlanmayı beslemeyi amaçladıklarını söyledi. Bernanke'nin faiz oranları konusundaki açıklamasına karşın, geçen hafta Avustralya Merkez Bankasının, G20 ülkelerinin içinde ilk kez sürpriz biçimde faiz oranlarını artırması, bir sonraki ülkenin hangisi olacağı spekülasyonlarını artırdı.

Krize karşılık milyoner Türklerin sayısı arttı

Küresel mali kriz, dünya genelinde milyarderlerin servetini hızla eritirken, Türkiye'de tam tersi yaşandı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu verilerine göre, kriz öncesi Temmuz 2008'de 1 milyon lira üzerinde bakiyeye sahip mevduat sahiplerinin sayısı 23 bin olurken, 30 Eylül itibarıyla bu rakam 6 bin artışla 29 bine yükseldi. Eylül sonu itibarıyla toplam 70.2 milyon hesapta bulunan mevduat tutarı 475 milyar lira olurken; toplam mevduatın 199 milyar lirası 1 milyon lira ve üzeri mevduattan oluşuyor. Bu çerçevede hesap başına ortalama mevduat miktarı ise 6.8 milyon lirayı buluyor. Dünyanın en zengin insanlarının yer aldığı Forbes dergisinin milyarderler sıralamasında yer alanların serveti kriz sürecinde 4.4 trilyon dolardan 2.4 trilyon dolara inmişti. Yine aynı sıralamada yer alan milyarder sayısı da bin 125'ten 793'e gerilemişti.

8 Ekim 2009 Perşembe

Avrupa'da haber televizyonuna ilgi artıyor

İnternetin özellikle sosyalleşme platformları aracılığıyla televizyon, gazete gibi iletişim araçları karşısında güç kazanmasına karşılık, haber televizyonlarına yönelik ilgi artıyor. Avrupa Televizyon Araştırmaları Merkezi'nin verilerine göre, kıta genelinde haber televizyonlarının sayısı son beş yılda ikiye katlanarak 162'ye ulaştı. Haber televizyonlarının toplam geliri 1.5 milyar euroya ulaşırken, Avrupa genelinde televizyon şirketlerinin toplam geliri 80 milyar euroyu buluyor. Uzmanlar, özellikle uydu ve kablo televizyon yayıncılığı yanında 3g aracılığıyla cep telefonu üzerinden yapılan yayınların haber televizyonlarının artmasında etkili olduğu görüşündeler. Avrupa genelinde her ülkedeki izleyiciler ortalama 21 haber kanalı arasından seçim yapma olanağına sahip. En fazla haber kanalına sahip ülke 51 ile Fransa olurken, bu yayınların sadece 15 tanesi fransızca olarak yapılıyor. Almanya 33 haber kanalıyla ikinci, İngiltere ise 31 haber kanalıyla üçüncü sırada yer alıyor. Bu ülkeleri 30'ar haber kanalıyla İtalya ve Hollanda izliyor. Asya haber kanalları da İngiltere ve Fransa'da izlenebilirken, yapılan araştırmalar izleyicilerin Türk haber kanallarına ilgisinin arttığına işaret ediyor. Haber kanallarının fazlalığı ve çetin rekabet karşısında bu kanalların ülkelerdeki toplam izleyici sayısından aldıkları pay yüzde 3'ü aşmıyor.

Bütçe büyüklüğü 287 milyar lira olacak

Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası yıllık toplantılarının yoğunluğunu atlatan ekonomi yönetimi, 2010 Bütçe hazırlıklarına hız verdi. 2010 yılı Bütçe büyüklüğünün 287 milyar lira olması öngörülürken, bütçe açığının 50 milyar lira olması bekleniyor. Bütçe gelirlerinin 237 milyar lira olarak gerçekleşmesi beklenirken, bütçede, yeni yılda vatandaşlardan 193,5 milyar lira vergi toplanması öngörülüyor. Bütçede faiz harcamasının 56.7 milyar lira olması beklenirken, kamu çalışanlarına gelecek yıl yüzde 5.06 zam verilmesi öngörülüyor. 2010 Bütçesi'nde Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Plan'la çizilen çerçeveye sadık kalınıyor. Ancak buna karşılık bazı kuruluş bütçelerinde yapılacak kaydırmalar yapılabileceği ifade ediliyor. Yeni bütçe ile sağlık hizmetleri bütçe dışına çıkarılıyor. Yeşil kartlılar, milletvekilleri, er ve erbaşlar yanında hükümlüler dışındakilerin tüm sağlık harcamaları Sosyal Güvenlik Kurumu'da devrediliyor. Bu çerçevede, kuruma 2010 bütçesinden 58 milyar lira kaynak aktarılacak. Diğer yandan, küresel kriz 2009 bütçesini de ciddi oranda etkiledi. Buna göre, bütçe giderleri, hedefin 7,8 milyar lira üstünde, bütçe gelirleri ise hedefin 44,8 milyar lira altında gerçekleşecek. 259 milyar lira ödenekle başlanan 2009 yılında, harcamaların yıl sonunda 266.7 milyar lira olması bekleniyor.

6 Ekim 2009 Salı

Ne gün, ne gün....

Uluslararası Para Fonu ve IMF yıllık toplantıları çerçevesinde bir haftaya yayılan hazırlık toplantıları ardından, bugün genel kurul başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla gerçekleşen açılışta, krize karşı ortak anlayışla işbirliğinin sürdürülmesi gerektiği mesajları verildi. Barış ve ortak refaha birlikte yürüme yönündeki sözlerin üzerinden birkaç saat geçmesi ardından önce Taksim Meydanı'nda ardından Harbiye'deki Kongre Merkezi'nde küreselleşme karşıtları tarafından eylemler başladı. Taksim'deki protestoculara polis müdahale ederken, Harbiye'de kordon altınan alınan eylemciler protestolarını sürdürüyorlar.