döviz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
döviz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ekim 2011 Çarşamba

Merkez Bankası'ndan dövize hızlı adım

Avrupa Birliği'nde borç krizinin derinleşmesiyle dövizdeki yükseliş, Merkez Bankası'nı harekete geçirdi. 1 milyar 350 milyon dolarlık döviz alım ihalesi açan merkez bankası, 750 milyon dolarlık satış yaptı. İhaleye 1.8 milyar dolarlık teklif gelirken, Merkez Bankası yaptığı açıklamada, "Yüksek miktarlı satışlar sürebilir" dedi. Merkez Bankası daha sonra yaptığı açıklamada da, Türk Lirası munzam karşılıklarda yabancı para cinsinden tutulabilecek miktarı yüzde 10'dan 20'ye çıkarttı. Banka, böylece 3.6 milyar dolar rezerv artırmayı hedefliyor. Merkez Bankası, sabah saatlerinde de döviz hesaplarında munzam karşılık oranını 50 baz puan düşürerek yüzde 6'ya çekmişti.

15 Eylül 2011 Perşembe

Yetkisiz işlemin UBS'e maliyeti 2 milyar dolar

İsviçre finans sektörünün en büyük temsilcisi UBS, yetkisi olmayan bir personelin yaptığı işlemlerle 2 milyar dolar zarar etti. UBS'ten yapılan açıklamada, işlem sonucu oluşan zarardan müşteri portföylerinin etkilenmediği kaydedilirken; işlem zararının bankanın üçüncü çeyrek bilançosunda zarar açıklamasına yol açabileceği vurgulandı. UBS CEO'su Oswald Gruebel, yaptığı açıklamada, işlem zararının bankanın gücünü etkilemeyeceği vurgulanırken, "Risk yönetimi birimiyle birlikte sorunların çözülmesi için başlatılan araştırmayı en kısa sürede sonuçlandıracağız" dedi. Olayın ardından Londra Polisi, UBS'in yatırım bankacılığı bölümünde çalışan 31 yaşındaki bir traderi işlemlerden sorumlu olduğu şüphesiyle gözaltına aldı. UBS'in hisse senetleri yüzde 10'a varan oranda düşüş gösterirken, analistler 2 milyarlık zararın yönetilebilir büyüklükte olduğunu ifade ediyorlar. Geçen ay toplam personel sayısının yüzde 5'lik bölümünün işine son verileceğini açıklayan UBS'in sermaye yeterlilik oranı yüzde 16.1 düzeyinde bulunuyor. UBS'in yatırım bankacılığı biriminde 18 bin kişi çalışıyor. 2008 yılında Fransız bankası Societe Generale'de görev yapan Jerome Kerviel adlı bir trader, yetkisi olmadığı halde yaptığı işlemlerle bankayı 6.7 milyar dolar zarar ettirmişti. Kerviel, Ekim 2010'da 3 yıl hapse çarptırılmıştı. 1995 yılında da İngiliz Kraliçesi 2. Elizabeth'in işlemlerini de yapan Barings Bankası, trader Nick Leeson'un yaptığı işlemler sonucu batmıştı.

5 Ekim 2010 Salı

Fransız bankacı Kerviel'e 3 yıl hapis cezası

Yaptığı işlemlerle çalıştığı Fransız bankası Societe Generale'nin 4.9 milyar Euro zarar etmesine neden olan eski bankacı Jerome Kerviel, 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Paris Mahkemesi'nce verilen kararda, Kerviel'in görevini suistimal etmesi nedeniyle 140 bin çalışana sahip bankayı zor durumda bıraktığı vurgulandı.
Mahkeme başkanı Kerviel'e hapis cezası yanı sıra 5 milyar Euro'luk zararın tazmin edilmesi kararını verdi. Kararın temyiz yolu açık olurken, Kerviel'in avukatları kararı son derece adaletsiz olarak değerlendirdi. 33 yaşındaki eski bankacı Kerviel'in yaptığı işlemler sonucu Societe Generale Bankası 2008 yılında batmanın eşiğine gelmişti.
Fransız Bankacılık İdaresi, 2008 yılında meydana gelen skandal ardından bankanın risk yönetimini yeterince iyi yapmadığı gerekçesiyle 4 milyon Euro ceza vermişti.

6 Ağustos 2010 Cuma

Yıl sonu enflasyon beklentisi % 7.51'e indi

Merkez Bankası'nın Ağustos ayının ilk anketine göre, 2010 yılı sonu enflasyon beklentisi yüzde 7,51 oldu. Bir önceki ayın son anketinde enflasyon beklentisi yüzde 7.69 düzeyindeydi. Merkez Bankası'nın, mali ve reel sektörde karar alıcı ve uzman kişiler ile profesyonellerin beklentilerini saptamaya yönelik her ay iki kez düzenlediği Beklenti Anketinin Ağustos ayının ilk dönem sonuçları açıklandı. Buna göre, Temmuz ayının son dönem anketinde yüzde 0,03 olan cari ayın tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) beklentisi son anketinde yüzde 0,16'ya yükseldi. Temmuz ayının son anketinde yüzde 0,18 olan gelecek ayın TÜFE beklentisi Ağustos ayının ilk anketinde yüzde 0,64'e yükseldi. İki ay sonrasının TÜFE beklentisi ise yüzde 0,98 düzeyine yükseldi. 2010 Temmuz ayının son dönemde yüzde 7,69 olarak belirlenen yıl sonu yıllık TÜFE beklentisi son anketinde yüzde 7,51'e, gerilerken, 12 ay sonrasının yıllık yüzde 7,20 olan TÜFE beklentisi son ankette değişmedi. 24 ay sonrasının yıllık TÜFE beklentisi ise yüzde 6,85'den yüzde 6,64'e geriledi. Diğer yandan, Temmuz ayının son anketinde yüzde 5,4 olan cari yıl sonu yıllık gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme beklentisi Ağustos ayı ilk ankatinde yüzde 5,5'e yükseldi, yüzde 4,7 olan gelecek yıl sonu yıllık GSYH büyüme beklentisi Ağustos ayının ilk anketinde de değişmedi.

9 Temmuz 2010 Cuma

IMF: Çin'in rezerv değişikliği zamana yayılmalı

Uluslararası Para Fonu Başekonomisti Olivier Blanchard, Çin'in döviz kuru rezervleri dağılımındaki bir değişikliğin zamana yayılması gerektiğini söyledi. Blanchard, Hong Kong'da yaptığı açıklamada, bu değişikliğin yavaş ve sorunsuz şekilde yapılmasının piyasalarda dalgalanma yaratmayacağını öngördü. Blanchard, Çin'in rezervlerinden Japon hükümet tahvillerine yaptığı 7.9 milyar dolarlık rekor yatırım ardından bu değerlendirmede bulundu.

28 Haziran 2010 Pazartesi

EURIBOR iki yılın en yükseğinde

Avrupa ekonomilerine yönelik beklentilerin bozulmasıyla bankaların birbiri arasında yaptığı borçlanmalarda kullanılan EURIBOR faizi hızlı yükseldi. Üç ay vadeli EURIBOR faizi 1 Ekim 2009'dan bu yana en yüksek düzeyine yükselerek % 0.754 seviyesine çıktı. EURIBOR, Londra bankalarınca oluşturulan LIBOR faizinden daha geniş şekilde takip ediliyor.

17 Kasım 2009 Salı

Obama'nın Çin ziyaretinden 'pembe' mesaj

ABD Başkanı Barack Obama'nın Çin'e yaptığı ziyaret, iki ülke arasında ticari alanda artan gerilimi azaltacak sözlerle sona erdi. Obama ve Çin Devlet Başkanı ekonomi yanısıra küresel iklim değişikliğinin önlenmesi konusunda işbirliği konusunda anlaştı. Hu Şintao, düzenlenen basın toplantısında, "İklim değişikliği, enerji ve çevre koruma konusunda işbirliğinde kararlıyız. Kopenhag İklim Zirvesi'nden verimli bir sonuç çıkması için birlikte çalışacağız" dedi. Şimdiye kadar sera gazı salımını düşürmek üzere yapılan Kyoto Protokolü'ne imza atmayan iki ülke, dünya genelindeki sera gazı salımının yüzde 40'ını gerçekleştiriyor. ABD Başkanı Barack Obama da, Çin'in para birimini düşük tutmaya yönelik politikalarını eleştirerek, bunun değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. "Çin'in döviz kuru rejimini zaman içinde serbestleştirmesi, küresel ekonomik dengelerin düzelmesi amacıyla büyük bir katkı niteliği taşıyacak" diyen Obama, bir ülkenin güçlenmesinin diğer ülkenin zarar etmesini gerektirmediğini de vurguladı. Çin'in para birimi yuanın değerini düşük tutarak ticarette avantaj sağlaması, ABD tarafından uzun süreden bu yana eleştiriliyor. Kurun da katkısıyla iki ülke arasındaki ticarette Çin ağır basıyor. Çin'in 2008 sonu itibarıyla ABD'ye ihracatı 338 milyar dolar olurken, ABD'nin Çin'e yaptığı ihracat 70 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu.

12 Kasım 2009 Perşembe

WSJ: Gelişen ülkeler yeni krizlerle karşılaşabilir

Wall Street Journal'in Washington Bürosu Şefi, aynı zamanda krizi anlatan "In Fed We Trust" adlı kitabın yazarı David Wessel, Çin'in para biriminin değerini düşük tutmasının yeni krizlerin ateşleyicisi olabileceği görüşünü savunuyor.

20 Ekim 2009 Salı

Yılmaz'dan 'müdahale yok' mesajı

Krizle birlikte ABD'de bütçe açığının hızla artması, doların tüm dünyada değer kaybetmesine neden oluyor. Doların sadece son bir haftada Türk Lirası karşısında yüzde 10 değer kaybederek 1.45'in de altına inmesi, farklı kesimlerin tepkisine yol açtı. İhracatçılar, doların Türk Lirası karşısında 1.50'nin altına inmemesini isterken, bunun altına gelinmesinin tüm Türkiye'nin zararına olduğunu savunuyorlar. İhracatçıların bu tepkisine yanıt ise, para politikasının en yetkili ismi Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'dan geldi. Yılmaz, "Kurla ilgili duruşumuzda herhangi bir değişiklik yok. Genel gidişle ilgili sorun yoksa kura müdahale etmiyoruz" dedi. Yılmaz, ülkeye giren dövizin kurlar üzerinde baskı yaratmayı sürdüreceğini kaydederken; bu görüşe Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince de destek verdi. Özince, Uluslararası Para Fonu ile yapılacak bir anlaşmanın kurların düşük seyrine destek vereceğini belirterek, "Bu süreçte Türk Lirası değer kazanmaya devam edecektir" dedi.

25 Ağustos 2009 Salı

İhracatçı kurdan şikayete başladı!

Türk Lirası'nın döviz karşısında güç kazanmasıyla rekabet avantajını kaybetmeye başlayan ihracatçılar, Merkez Bankası'nın devreye girmesini istiyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatta rekabet gücünün korunması amacıyla döviz kurunun 1.55 ila 1.60 arasında kalması gerektiğini söyledi. Büyükekşi, bu çerçevede Merkez Bankası'nın döviz alım ihaleleriyle yaptığı işlemlere değinerek, ihale tutarının 30'dan 50 milyon dolara çıkarılmasını istedi. Büyükekşi, temel görevi fiyat istikrarını korumak olan Merkez Bankası'nın bundan sonra Türk Lirası'nın istikrarını korumakla görevlendirilmesi gerektiğini söyledi. Türk Lirası'nın tekrar değer kazanmasının ihracatçıları rahatsız ettiğini belirten Büyükekşi, ihracatçıların geçmiş yıllarda da bunun acısını çektiklerini ifade etti. Büyükekşi, Merkez Bankası'nın kriz sürecinde yaptığı 9 puanlık faiz indirimiyle dünyanın en hızlı faiz düşüren ülkesi olmasına karşılık, Türkiye'nin reel faiz sıralamasında dünyada onuncu olduğunu kaydetti. Büyükekşi, bu çerçevede yüzde 7.75'e indirilen kısa vadeli faizlerin daha da aşağıya çekilmesi gerektiğini vurguladı.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Dövize alım ihaleleriyle örtülü müdahale

Türk Lirası'nın dolar karşısında Mart ayından bu yana yüzde 40'ı aşan değer artışı, Merkez Bankası'nı harekete geçirdi. Doların 1.47'ye gerilemesi ardından, Merkez Bankası Ekim 2008'de sona erdirdiği döviz alım ihalelerine başlayacağını açıkladı. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, yarından itibaren başlayacak döviz alım ihalelerinde günlük 30 milyon dolarlık alım yapılacak. Gerektiğinde de 30 milyon dolarlık opsiyon kullandırabileceğini de açıklayan Merkez Bankası, böylece bir günde en fazla 60 milyon dolarlık alım yapacak.

Merkez Bankası'nın döviz piyasasındaki oynaklık karşısında aldığı bu karar, piyasaya örtülü müdahale anlamına geliyor.

İlk olarak 2002'de yapılan döviz alım ihalelerinden bugüne kadar 39,8 milyar dolarlık alım yapan Merkez Bankası, yaptığı açıklamada döviz rezervlerinin kuvvetlendirmesi için uygun bir ortam oluştuğunu ifade etti. İhale açıklaması ardından bankalararası piyasada 1.47'ye inen dolar 1.4750 düzeyine yükseldi.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Çin, ABD'ye doların akıbetini soracak!

1970'lerin başında dönemin ABD Başkanı Richard Nixon'un Çin'e yaptığı ziyaretle 1979'dan itibaren normalleşen ABD-Çin ilişkileri bu görüşmelerin üzerinden 30 yıl geçmesi ardından yeni bir dönemece giriyor.

ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama'nın ev sahipliğinde Washington'da yapılacak Stratejik ve Ekonomik İşbirliği görüşmeleri bugün başlıyor. Görüşmelerin odak noktasını ise küresel ekonomik kriz sürecinde işbirliği oluşturuyor.

Siyasi gözlemciler, iki ülkenin karşılıklı güven tazelemek için bir hayli çaba göstermesi görüşündeler. Düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nden Kenneth Lieberthal, ABD'nin önemli sorunda Çin'le beraber çalışması gerektiğini söyledi.

Lieberthal, "Çin hükümeti, Amerika'nın yükselen Çin'in önünü kesmek üzere adım atacağı endişesini taşıyor. Amerikan yönetimi ise Çin'in küresel güç olduğunun farkına vararak Çin'le önemli sorunlarda birlikte çalışmanın yollarını aramalı" dedi. 

İki gün sürecek toplantılarda Çin'i Başbakan Yardımcısı Wang Şinan temsil ediyor. Çin'in en önemli endişesini doların değeri oluşturuyor. Amerikan Hazinesi'nin çıkarttığı tahvillere yaklaşık 800 milyar dolar yatıran Çin yönetimi, ABD'nin canlanma paketiyle yaptığı anlaşmanın enflasyona neden olarak doların değerini törpülemesinden korkuyor.

Amerikan yönetimi ise, Çin'in düşük maliyetleri karşısında Amerikalı üreticilerin rekabet edememesinden şikayet ediyor. Bu aşamada, Çin hükümetinin para birimi yuanın değerini düşük tutarak kendisine avantaj sağladığı öne sürülüyor.

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Çin'in rezervleri 2 trilyon doları aştı

Mali krizin yan etkilerinden korunmak amacıyla döviz rezervlerini artırmaya ağırlık veren Çin yönetimi, ihracattaki zayıflamaya karşılık rezervlerini 2 trilyon doların üzerine çıkardı.

Çin Merkez Bankası verilerine göre Nisan-Haziran döneminde ülkenin döviz rezervleri 178 milyar dolar arzarak 2 milyar 132 milyon dolara çıktı. Sadece Mayıs ayında rezerv artışı ise 80.6 milyar dolarla rekor düzeyde gerçekleşti.

Dünyanın üçüncü büyük ekonomisine sahip Çin, döviz rezervlerinin büyüklüğü açısından ise dünya lideri konumunda. Ülkenin döviz rezervlerin büyük bölümü ise Amerikan Hazine tahvillerine yatırılmış durumda.

Döviz rezervlerindeki hızlı yükseliş, önceki 6 aya oranla bir rezerv toplama konusundaki eğilimin değiştiğine işaret ediyor. Çin'in döviz rezervi yılın ilk çeyreğinde 7.7 milyar dolar artmıştı.

Yılın ikinci çeyreğindeki yüksek rezerv artışı, Çin'in aynı dönemdeki doğrudan yabancı sermaye yatırımı ve ticaret fazlası rakamlarını da aşıyor. Bu durum, ülkenin rezerv artışında ihracat dışında farklı faktörlerin etkili olduğuna işaret ediyor.

ABD ve Avrupa Birliği yönetimi, Çin'i para birimi değerini düşük tutarak ticarette kendisine avantaj yarattığını öne sürerken; ülkede kontrollü bir döviz kuru rejimi uygulanıyor. Kısmi dalgalanmaya bırakılan para birimi yuan kriz öncesinde dolara karşı yüzde 20 değer kazanırken, o tarihten bu yana yuanın değeri düşük seyrediyor.