22 Ağustos 2009 Cumartesi

Yatlara vergi indirimi geliyor

Yat sahipleri ve üreticiler tarafından uzun süredir beklenen vergi indirimi sonunda geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Didim D-Marin açılışında değindiği vergi indirimi, Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe girdi. Kararname ile Türk bayrağı taşıyan yatlardan alınan yüzde 8'lik Özel Tüketim Vergisi sıfırlanırken, yüzde 18 olan Katma Değer Vergisi yüzde 1'e indirildi. Bu çerçevede fiyatı vergisiz 100 bin lira, vergiyle 127 bin 400 lira olan bir tekne 101 bin liraya alınabilecek. Kararı olumlu değerlendiren tekne ve motoryat üreticileri, Türkiye'de yabancı bayraklı tekne alımlarının sona erebileceğini öngörüyorlar. Üreticiler, yabancıların bile Türk bayraklı tekne alımına yöneleceği görüşündeler. Vergi indirimi 30 Kasım'a kadar geçerli olacak. Haziran ayında çıkan yasa deniz taşıtlarında motorlu taşıtlar vergisi kaldırılmış, bunun yerine daha düşük yük getiren ruhsatname harcı getirilmişti.

21 Ağustos 2009 Cuma

TEPAV'dan ihracata destek planı uyarısı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), kriz döneminde Türkiye'nin ihracatında küresel ticaretteki daralmaya paralel bir küçülme gözlendiğini vurgulayarak, Türkiye'nin pazar kayıplarının yakından incelenmesi ve bunları gidermeye yönelik nokta atışı tedbirlerin tasarlanması gerektiğini ifade etti. TEPAV Ekonomi Politikaları Analisti Sarp Kalkan ve Araştırmacı Ülkem Başdaş tarafından hazırlanan "Türkiye'nin İhracat Performansı Üzerine Bir Değerlendirme" başlıklı politika notunda, 2008'in son çeyreğinde yüzde 13.2 azalan ihracatın, bu yılın ilk iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 26.1 ve yüzde 34.7 daraldığı hatırlatıldı ve "Bugüne kadar ihracatın geliştirilmesine yönelik alınan tedbirlerin etkileri sınırlı kaldı. Bu yüzden Türkiye'nin artık acil bir ihracat destek planına ihtiyacı bulunmaktadır" denildi. "Hızla pazar kaybettiğimiz önemli sektörlerimiz başta olmak üzere ihracatçılarımıza destek olmak gerekmektedir. Bunun için tüm parasal ve mali politika alanlarının tartışmaya açıldığı etkin bir diyalog mekanizmasının faaliyete geçirilmesi önemli bir başlangıç noktası olacaktır" denen politika notuna göre, Türkiye'nin seçilmiş sektörlerde AB'ye ihracat performansı en fazla ihracat yapan 10 rakip ülke ile karşılaştırıldığında, 7 ülkeden daha hızlı daraldı. Hindistan, Çin, Romanya ve Kore'nin, Türkiye'nin geleneksel olarak yüksek ihracat yaptığı seçilmiş sektörlerde AB'deki pazar payını artırmayı başardığına dikkat çeken TEPAV, "Bu sektörlerde sadece Japonya, Macaristan ve Rusya'nın ihracatındaki daralma Türkiye'nin üzerinde gerçekleşmiştir" dedi. Türkiye'nin en rekabetçi olduğu sektörlerde dahi önemli pazar kayıpları yaşamasının ihracatın alarm verdiğini gösterdiğine dikkat çekilen politika notunda, "Kriz döneminde yılların birikimiyle kazanılan pazarların kaybedilmeye başlanmış olmasının, dünya ticaretinin yeniden arttığı dönemde Türkiye'nin ihracatını eski düzeyine çıkarmasını engelleme ihtimali yüksektir" uyarısı yapıldı. TEPAV, böyle bir durumun Türkiye'de kurulu kapasitenin atıl kapasiteye dönüşmesi anlamına gelebileceğini söyledi.

Porsche'ta giden CEO'ya soruşturma

Almanya'da yürütülen bir soruşturma kapsamında otomotiv şirketi Porsche'nin Stuttgart kentindeki merkezine baskın düzenlendi. Alman savcılar, Porsche'nin eski yönetim kurulu başkanı Wendelin Wiedeking hakkında piyasalarda manüpilasyon yapmakla soruşturma yapıldığını açıkladı. İki ay önce Porsche yönetiminden ayrılan Wendelin Wiedeking'in,Volkswagen'in Porsche'yi satın alma girişimiyle olarak şirketle ilgili bazı bilgileri sızdırdığı öne sürülüyor. Porshce'nin kendisinden çok daha büyük bir şirket olan Volkswagen'i satın alma girişimi, şirketi ağır borç yükünün altına sokmuş, iflasın eşiğine getirmişti. Almanya'da sermaye piyasalarını denetleyen Sermaye Piyasası Komisyonu'nun isteğiyle başlatılan soruşturmanın bir yılda sonuçlandırılması öngörülüyor. Alman basınında daha önce Porsche'nin Volkswagen'i satın alma girişimi isteğiyle ilgili olarak piyasaları yanılttığı yönünde haberler yayınlanmıştı. İki şirket arasında ön anlaşmalar imzalanırken, birleşmenin 2011 yılına kadar Volkswagen'in çatısı altında yapılması bekleniyor.

Doğalgazda tırmanma tehdidi

Sanayi kuruluşları ve elektrik üretimi nedeniyle kritik önemdeki doğalgazda fiyatların kış aylarında üçe katlanması tehdidi belirdi. Kriz sürecinde riskli işlemleriyle eleştirilen New York merkezli hedge fonların yaptığı vadeli alımlarla fiyatların kış aylarında artması bekleniyor. Halen metreküp başına 3 dolarda seyreden doğalgaz fiyatlarına karşılık, fonlar Ocak ve Şubat aylarında 10 dolardan gaz alımı için milyonlarca dolarlık işlem yaptı. Hedge fonların doğalgazdaki artışa göre pozisyon almaları, fiyatların hızla artacağı şeklinde yorumlanıyor. Fonların 2007 sonunda 2008 ortası vadeli petrolü 150 dolara almak üzere milyonlarca dolarlık sözleşme yaptığını hatırlatan uzmanlar, bunun gerçekleştiği dikkate alındığında doğalgaz fiyatlarının da üçe katlanabileceğini kaydediyorlar. Dünya genelinde doğalgaz üretimi 2008'de yüzde 3.8 ile 1984'ten bu yana artışı gösterirken, bu sürede küresel tüketim sadece yüzde 2.5 artmıştı. Doğalgaz fiyatları ile petrol fiyatları arasında yakın ilişki dikkate alındığında, gazdaki hızlı yükselişin 70 dolardaki petrol fiyatını en az yüzde 10 artırması bekleniyor.

Yurtdışında vergi takibinin önü açılıyor

ABD'nin İsviçre'den vergi incelemesi için vatandaşlarına ait banka kayıtlarını almak üzere imzaladığı anlaşma, diğer ülkelerin de offshore hesaplarını denetlemesi için fırsat doğurdu. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün hazırladığı yeni bir çalışma ile Türkiye gibi ülkeler, İsviçre ve diğer ülke bankalarındaki Türkiye kaynaklı hesapları isteme hakları olacak. OECD bünyesindeki Mali Eylem Görev Gücü'nün ilkelerine uyan Türkiye, ABD, Almanya, Japonya gibi ülkelere sağlanan imkanla vergi cenneti niteliğindeki ülkelerden gizli hesapları isteme hakkı tanınıyor. İsviçre başta olmak üzere, Lüksemburg, Belçika Avusturya ve Almanya gibi ülkelerde, Türkiye kaynaklı 20 bini aşkın hesapta, 100 milyar doların üstünde bir paranın bulunduğu belirtiliyor. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Şubat ayında yaptığı bir konuşmada, sadece İsviçre'deki hesaplarda 60 milyar doların üstünde para bulunduğunu belirtirken, diğer ülkelerdeki hesaplarla birlikte bu miktarın 100 milyar doları bulabileceğini ifade etmişti. ABD ile İsviçre'nin bankacılık devi UBS, gizli hesapların öğrenilerek açıklanması konusundaki anlaşma imzalamıştı. Anlaşma ile 4 bin 500
kişinin kayıtları ABD yönetimine verilecek.

Çin'de büyüme artacak ama...

Canlanma önlemleriyle Almanya, Fransa ve Japonya'nın durgunluğu geride bırakması ardından, Çin'de de büyümenin ivme kazanması bekleniyor. Çin İstatistik Kurumu, ülke ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 8.5 büyüyeceğini öngördü. Ekonomi ikinci çeyrekte yüzde 7.9 büyürken, hükümetin yıl sonu büyüme hızı tahmini yüzde 8 düzeyinde bulunuyor. Buna karşılık, ekonomistler Çin hükümetinin 585 milyar dolarlık canlanma önlemlerini yıl sonunda bitirmesi ardından, yeni önlemler almaması halinde ekonominin hız keseceğini öngörüyorlar. Çin'in ihracata dayalı büyüme modeli nedeniyle özellikle Amerika pazarının zayıf görünümü nedeniyle toparlanmakta güçlük çekeceğini öngören ekonomistler, kredilerdeki büyümenin zayıflaması halinde ülke ekonomisinin hızla güç kaybedebileceğini ifade ediyorlar. Çin hükümetinin iç pazara dönmek yerine ihracatı artırarak büyümekte ısrarlı olduğunu hatırlatan ekonomistler, Çin'de yeni bir canlanma paketi gerekebileceğini ifade kaydediyorlar. Ağustos başından bu yana bu tür endişelerin yoğunlaşmasıyla Şanghay Borsası yüzde 20 gerilemişti.

20 Ağustos 2009 Perşembe

ECB "kriz önlemleri sürmeli" diyor

Krize karşı etkili olan canlanma önlemleri Almanya ve Fransa'da durgunluğun aşılmasına yardımcı olurken, Avrupa Merkez Bankası yönetimi önlemlerin sona erdirilmesi için erken olduğunu açıkladı. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Üyesi Axel Weber, "Avrupa ekonomisinin kırılganlığı devam ediyor, bu durum geçene kadar destekler sürmeli" dedi. Weber, hükümetler ve Avrupa Merkez Bankası tarafından alınan kriz önlemlerinin kaldırılması için acele edilmesinin büyük hasar yaratabileceğini belirterek, canlanma istikrar kazanana kadar beklenmesi gerektiğini söyledi. Financial Times'a konuşan Weber, Avrupa ekonomilerinin karışık görünümüne dikkat çekerek, bölgeler arası farkların yüksek olduğu ortamda desteğin devam ettirilmesi gerektiğini söyledi. Almanya ve Fransa geçen hafta açıklanan verilere göre yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0.3 büyürken, İspanya ve İtalya'da daralma yüzde 10'u aşıyor. Avrupa Merkez Bankası, kriz önlemleri çerçevesinde kısa vadeli faizleri yüzde 1'e indirirken, bankalara milyarlarca euroluk taze kaynak sağlamıştı.

İMKB "Türkiye Borsası" hazırlığında

Gelişmiş borsaların 2000li yılların başında tamamladığı birleşmeler, şimdi Türkiye'nin de gündemine taşınıyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı Hüseyin Erkan, küresel bir borsa oluşumu için hazırlık yaptıklarını belirterek, bu çerçevede İMKB, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlemler Borsası'nın tek bir platform altında toplanabileceğini söyledi. dünya gazetesine konuşan Erkan, bu sayede aracı kurumların tek bir bağlantı ve teminatla tüm borsalarda işlem yapabileceğini söyledi. Erkan, oluşturulacak Türkiye Borsası'nın daha sonraki aşamada dünyanın dört büyük borsası ile entegrasyonunun sağlanacağını vurguladı. 2000'li yılların başında Londra ve İtalyan Milano Borsası, Nasdaq ile OMX, New York Borsası ile Euronext'in birleşerek büyük gruplar oluşturduğunu hatırlatan Hüseyin Erkan, bu üç büyük borsa yanında Deutshce Borse ile de görüştüklerini söyledi. Erkan, tüm borsaların yeni yapıya ortak olmak istediğini belirterek, "Gördüğümüz olumlu destekle dünya piyasalarıyla işbirliğini yaparak emir akışını hızlandıracak bir sistem üzerinde çalışıyoruz" dedi. Erkan, ayrıca yabancı kurumsal yatırımcılara yönelik olarak "Büyük İşlemler Pazarı" kurulmasının da gündeme geldiğini ifade etti.

Opel'in satışı sona yaklaşıyor

Krizle iflasın eşiğinden dönen Amerikalı otomotiv şirketi General Motors'un Avrupa'daki iştirak satışı hızlanıyor. Şirketin Avrupa'daki en büyük iştiraki Opel'e teklif veren Kanadalı yedek parça şirketi Magna'ya Alman hükümetinden destek sözü verildi. Hükümet, Magna'nın Opel'i almak üzere verdiği teklifin kabul edilmesi halinde bu şirkete 4.5 milyar euro kredi vermeye hazır olduğunu açıkladı. Halen Opel'e Magna dışında Belçikalı finans grubu RHJ Opel'e teklif vermiş durumda. General Motors yönetiminin satışa yönelik kararını haftasonuna kadar açıklaması bekleniyor. Almanya Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Yohan Homan, hükümetin Opel'in ülkede bulunan 5 fabrikasına destek olmak üzere kredi paketi hazırladığını söyledi. Müsteşar, benzer bir girişimin Avrupa'daki diğer fabrikaların bulunduğu İngiltere ve Belçika tarafından da yapılmasını beklediğini kaydetti. Avrupa genelinde 54 bin kişiyi istihdam eden Opel'in Almanya'daki fabrikalarında 25 bin kişi çalışıyor.

18 Ağustos 2009 Salı

Merkez Bankası "yarım puan daha" dedi

Hükümetin küresel krize karşı geç tepki verip, zamanında önlem almamasına karşılık; Merkez Bankası 'zamanında' attığı adımlarla piyasalarda istikrarın korunmasına yardımcı oluyor. Krizin başlangıcından bu yana yüzde 16.75 olan gecelik faizi kademeli olarak düşüren Merkez Bankası, son Para Politikası Kurulu'nda da yeni bir faiz indirimi kararı verdi. Kısa vadeli faiz oranını yüzde 8.25'ten 7.75'e düşüren Merkez Bankası'nın bu indirimi ile Türkiye G20 ülkeleri arasında en fazla faiz düşüren ülke oldu. Ekonomistler, faizlerin kademeli olarak yüzde 7'ye kadar geri çekilebileceğini ifade ederken, Hazine'nin yaptığı son borçlanma ihalelerine gelen yüksek talebin yarattığı iyimser ortamın bu konuda belirleyici olduğunu kaydediyorlar. Uzmanlar, Türkiye'nin önemli ihracat pazarları niteliğindeki Almanya ve Fransa'da ikinci çeyrekte durgunluğun sona ermesinin, Türkiye'ye de olumlu yansıyabileceğini, ihracatın ivme kazanacağını öngörüyorlar. İhracatta bu yıl 100 milyar dolarlık gelir hedefleyen Türkiye, yılın ilk çeyreğinde yüzde 13.8 daralmıştı. Sanayi üretimi ve kapasite kullanımı gibi öncü göstergelerin toparlanmaya işaret ettiğini kaydeden uzmanlar, buna karşılık yılın genelinde daralmanın yüzde 10'u bulabileceğinden endişe ediyorlar. FOCUS: Turkey Ctrl Bank Cuts Again, Signals Further Easing

IMF: Canlanma uzun zaman alacak

Küresel mali kriz ardından düzenleyici rol oynaması tartışılan Uluslararası Para Fonu, dünya ekonomisinin derin durgunluğu aşma yönünde işaretler verdiğini ancak sürecin uzun ve zahmetli olacağı uyarısında bulundu. IMF Başekonomisti Olivier Blanchard, "Kriz hem arz hem talep yönünde derin izler bırakacak, uzun yıllar bunlarda düzelme olmayacak" dedi. Blanchard'ın bu sözleri, krizle derin durgunluğa giren Japonya'nın Almanya ve Fransa ardından yılın ikinci çeyreğinde büyüyerek teknik olarak resesyonu geride bırakması sonrasına denk gelmesi nedeniyle özel bir anlam taşıyor. Küresel ekonominin Temmuz ayından itibaren canlanma yoluna girdiğini kaydeden IMF Başekonomisti Blanchard, küresel olarak üretilen hasılanın kriz öncesine oranla zayıf kalacağını da öngördü. Ekonomilerin istikrarlı bir büyümeyi sağlayacak şekilde yeniden yapılanması gerektiğini kaydeden Blanchard, "Özellikle ABD gibi milli hasılada tüketimin payı yüzde 70'i bulan ülkelerin, daha fazla ihracata yönelmesi yerinde olacağı gibi, ihracat ağırlıklı ekonomiye sahip Asya'da da ithalatın payını artırarak yeni bir denge yaratması gerekiyor" dedi. Blanchard, gelişmiş ülkelerin çoğunda etkin şekilde çalışamaz hale gelen finans sektörünn yeniden yapılanmasının uzun yıllar alabileceğini de vurguladı. IMF Başekonomisti, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının da uzun yıllar boyunca kriz öncesi seviyelere çıkmayabileceğini de kaydetti. Econ: IMF Economist Warns of 'Deep Scars' From Crisis

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Katar ile Türkiye imza aşamasında

Küresel enerji rotalarında etkinliğini artırmayı hedefleyen Türkiye, şimdi de doğalgaz da önemli adım atıyor. Türkiye ile geniş enerji kaynaklarına sahip Katar arasında yıllık 4 milyar metreküplük sıvılaştırılmış doğalgaz alımına yönelik protokol imza aşamasına geldi. Protokolün Türkiye'de temaslarda bulunan Katar Emiri Hamad Bin Khalifa Al Tani'nin ziyareti sırasında imzalanması bekleniyor. Enerjide Rusya'ya bağımlılığı nedeniyle eleştirilen Türkiye, yapmayı planladığı yeni anlaşmalarla kaynak çeşitliliği sağlamayı ve tüketemediği kaynaklarını ihraç etmeyi planlıyor. Türkiye halen Cezayir'den yılda 5 milyar metreküp, Nijerya'dan da 1.2
milyar metreküp doğalgaz alıyor. Uzmanlar, Katar'la yeni enerji
anlaşmasının imzalanmasının Türkiye'ye önemli avantajlar sağlayacağı
görüşündeler. İyi niyet protokolünün imzalanması ardından, bunun uygulamaya geçmesinin yaklaşık 4 yıl alabileceğini öngören uzmanlar, arz güvenliğinin de artmasıyla bu kaynağın Avrupa'ya ulaştırılması aşamasında Türkiye'nin elinin güçleneceğini ifade ediyorlar. Kulislerde ayrıca, katar'ın LNG'nin yeniden gaz haline getirilmesi için gerekli dönüşüm tesislerini Türkiye'de inşa edebileceği belirtiliyor. Katar doğalgazının Türkiye'ye sıvılaştırılmış olarak tankerlerle taşınmasının yanı sıra bir gaz olarak boru hattı ile iletilmesi de gündemde. Rusya ve İran ardından dünyanın en geniş doğalgaz kaynaklarına sahip olan Katar bu sahada bu yıl içinde 4 yeni LNG üretim tesisi kurup kapasitesini ikiye katlayarak 62 milyon tona çıkarmayı hedefliyor.

ABD vergi cennetlerini cehenneme çevirecek

Amerikan yönetiminin ülkeden vergi kaçışını frenlemek amacıyla ısrarlı takibi, olumlu sonuçlarını veriyor. Şimdiye kadar banka müşterilerin gizliliğini korumakta ısrar eden İsviçre'nin en büyük bankası UBS, 5 bin kişinin kayıtlarının Amerikan Adalet Bakanlığı ve Amerikan Gelir İdaresi ile paylaşılacağını açıkladı. Adalet Bakanlığı daha önce başlattığı soruşturmada bankadan vergi incelemesi çerçevesinde 52 bin kişiye ait mali kayıtların verilmesini istemiş, ancak İsviçre yönetiminin de araya girmesi ile UBS bu kayıtları vermemişti. Daha sonra iki ülke arasındaki uzlaşma ardından, UBS mali kayıtlarını vermeyi kararlaştırdı. İki yıl önce ABD yönetimi, benzer bir taleple UBS'e gitmiş, o dönemde başlatılan inceleme ardından banka yönetimi dava açılmasını önlemek amacıyla 800 milyon dolar tazminat ödemişti. Bu arada, yapılan soruşturma sonucunda UBS'in müşterilerine yardım etmek amacıyla gelirlerini gizlemek amacıyla Hong Kong'da da ticari faaliyetler gösterdiği de ortaya çıktı. Hong Kong'un uluslararası vergi rejimine uyumunu sağlayacak düzenleme, geçen hafta görüşülmeye başlanmıştı.

İşsizlikte 'zorlama' memnuniyet

Krizle birlikte Şubat ayında 16.1 ile tarihi zirvesini gören işsizlik
Mayıs ayında yavaşladı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı
Nisan-Mayıs-Haziran dönemi verilerine göre, işsizlik yüzde 13.6'ya
indi. Nisan döneminde yüzde 14.9 olan işsizlik oranı geçen yılın aynı
ayında ise yüzde 9.2 olarak gerçekleşmişti.

İşsizlik böylece bir yıllık dönemde 4.4 puan artarken, işsiz sayısı bu
sürede 1.2 milyon artarak 3.4 milyona çıktı. Açıklanan verilere göre,
Mayıs'ta genç nüfustaki işsizlik oranı yüzde 24.9 olurken; tarım dışı
istihdam oranı yüzde 17 olarak gerçekleşti.
Bu arada, sanayi üretimi ve kapasite kullanımı gibi öncü göstergeler toparlanmaya işaret ederken, tüketici güveni Temmuz ayında hız kesti. Sekiz aydır artış gösteren tüketici güveni Temmuz ayında 82.37'ye geriledi. Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 3.4 azalan tüketici güven endeksi, halen iyimserlik sınırı olan 100'ün altında bulunuyor. 100 altının kötümserliğe işaret ettiği endeks, Haziran'da yüzde 2.4 artışla 85.27 ile yılın en yüksek düzeyine çıkmıştı. Güven endeksindeki zayıflama, tüketicilerin mevcut ve gelecek dönem iş bulma olanakları ve dayanıklı tüketim malı alımına yönelik değerlendirmelerinin kötüleşmesinden kaynaklandı.

Japonya dipten döndü

Hükümetlerin aldığı canlanma önlemleri kendisini göstermeye başladı. Almanya ve Fransa'nın ardından dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Japonya'da da durgunluk geride kaldı. Yılın ikinci çeyreğinde ülke ekonomisi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.7 büyürken, ekonomi geçen çeyreğe göre yüzde 0.9 büyüme gösterdi. Özellikle tüketimi canlandırmak üzere alınan önlemler ve ihracatın kıpırdamasıyla ekonomi beş çeyrekten bu yana ilk kez büyüdü. Ekonomistler, 2 trilyon dolarlık teşvik paketi ile yakalanan canlanmanın sürdürülememesine yönelik endişelere dikkat çekiyorlar. Bu endişelerle Tokyo Borsası gözlenen canlanmaya olumsuz tepki vererek yüzde 2 oranında geriledi. Japonya'da işsizlik yüzde 5.4'le 6 yılın en yüksek düzeyine çıkarken, enflasyon oranı durgunluğun etkisiyle Haziran'da yüzde 1.7 gerilemiş durumda. Geçen hafta açıklanan verilere göre, Almanya ve Fransa yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0.3 büyüme göstermişti.