merkel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
merkel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2011 Pazartesi

S&P'den Euro Bölgesi'ne negatif izleme

Derecelendirme kuruluşu S&P, Avrupa ortak para birimi Euro'yu kullanan 17 ülkenin oluşturduğu Euro Bölgesi'ni negatif izlemeye aldı. Kuruluşunun kararında, Avrupa ekonomisinde zayıflayan mali yapı ve krizle etkin şekilde mücadele edilememesi etkili oldu. Negatif izleme gelecek üç ayda kredi notunda indirim olasılığını yüzde 50 olarak belirliyor. Not görünümündeki bozulma AAA notuna sahip altı ülkeyi olumsuz etkileyecek. Bu ülkeler ise şunlar: Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya, Finlandiya ve Lüksemburg.

Merkel ve Sarkozy'den yeni AB'ye doğru ilk adım

Avrupa'nın çevre ülkelerinde başlayan ve günden güne farklı kanallarla merkezdeki ülkelere ilerleyen krizi frenlemek üzere, siyasi alanda ilk adım atıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, bütçe açıklarının frenlenmesi ve mali düzenlemeleri içeren AB müktesebatındaki değişiklik konusunda anlaştı. Haftasonu Brüksel'de yapılacak AB liderler zirvesinde netleştirilmesi beklenen düzenlemeler, ilk aşamada Euro Bölgesi'ne üye 17 ülke için geçerli olacak. Sarkozy, Merkel ile birlikte Paris'teki görüşmesi ardından yaptığı açıklamada, "Mali birliğe yönelik anlaşma için bir zorlama yok. 17'ler dışında diğer AB ülkeleri de anlaşmaya katılabilir" dedi. Sarkozy, düzenlemelerin 2012 Mart ayına kadar hayata geçirilmesinin planlandığını söyledi.
ANLAŞMA NE GETİRECEK?
Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Avrupa ortak tahviline karşı duruşunu yineleyerek, "Kriz döneminde ortak tahvil söz konusu olamaz. Ortak tahvil en az diğer ülke tahvilleri kadar itibarı yüksek olmalı" dedi. Sarkozy ve Merkel'in uzlaştığı taslak anlaşmaya göre, Euro Bölgesi üyesi ülkeler bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3'ün üzerine çıkması halinde otomatik sınırlamalarla karşı karşıya kalacak. Ülkeler ayrıca, denk bütçe konusunda Avrupa Adalet Divanı'nca gözetilecek anayasal çerçeveye uyum göstermek zorunda kalacak.

17 Ekim 2011 Pazartesi

AB zirvesi, krize nihai çözüm olmayacak

Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, 23 Ekim'de yapılacak Avrupa Birliği zirve toplantısında, Avrupa'nın borç krizi için nihai bir çözüm sunulmayacağını söyledi. Schaeuble, Berlin’de yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın borç krizinin, ancak bu ülkenin borçlarının daha büyük miktarının silinmesiyle çözülebileceğini ve hükümetlerin bankaları buna kabule ikna etmeye çalıştıklarını söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in sözcüsü Steffen Seibert de Merkel'in, zirve öncesinde üst düzey banka yöneticileriyle görüşme şeklinde somut bir planı bulunmadığını belirtti. Avrupa Birliği, 23 Ekim'de yapacağı zirve toplantısında Yunanistan'ın borç miktarını düşürerek euro bölgesi borç krizine kesin bir çözüm getirmesi için çok ağır baskı altında bulunuyor.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Merkel'den bankalara sermaye desteği sinyali

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa genelinde gerekli olması halinde bankaların sermayelendirilmesine destek verileceğini söyledi. Brüksel'de AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile basın toplantısı düzenleyen Merkel, "Bankaların sermayelendirilmesine gerek varsa, destek verebiliriz" dedi. Merkel, Avrupa bankalarının sermayelendirilmesine yönelik çerçevenin netleştirilmesini, bunun için ayrıca danışmanlık alınabileceğini kaydetti. AB Komisyonu Başkanı Barroso da, bankacılık sektörüne derhal destek verilmesi gerektiğini belirterek, "Zaman hızla bitiyor" dedi.

17 Haziran 2011 Cuma

Almanya ve Fransa'dan Yunanistan'a ılımlı yaklaşım

Yunanistan kriz karşısında hükümet değişikliğine girerken; Avrupa'nın iki büyük gücü Almanya ve Fransa Yunanistan'ın borç yapılandırması konusunda yeni bir adım atmaya hazırlanıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Berlin'de yaptığı görüşme sonrasında, borç yapılandırmasında özel sektör için çözüm bulunduğunu açıkladı. İki lider yaptığı ortak açıklamada, 2009 yılında tahvillerin vadesinin uzatılması için hazırlanan Viyana Yaklaşımı planının Yunanistan için kullanılabileceğini söylediler. Merkel ve Sarkozy, Yunanistan'da krizin çözülmesi için Avrupa Merkez Bankası ile ciddi işbirliği içinde çözüm bulunmasına çalışılacağını söyledi. Almanya Başbakanı Merkel, borç yapılandırmasında özel sektörün katılımının gönüllülük esasına bağlı olması gerektiğini söyledi. Merkel ve Sarkozy'nin sözleri ardından 2 yıllık Yunan tahvillerinde faiz yüzde 28.8'e geriledi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da, Eurogroup maliye bakanlarının Yunanistan'a yönelik yaklaşım farklılıklarını gidereceğini öngördü. Barroso, Brüksel'de yaptığı açıklamada, Yunan politikacıların yapısal reformlar konusunda işbirliği yapması çağrısında bulundu. Diğer yandan, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Pazartesi günü önlemleri görüşmek üzere AB Komisyonu Başkanı Barroso ve Eurogroup Başkanı Jean-Claude Juncker ile görüşeceğini açıkladı.

4 Şubat 2011 Cuma

Almanya ve Fransa rekabette işbirliği arıyor

Avrupa'da bütçe krizine karşı ortak bir yaklaşım göstermekte zorlanan Almanya ve Fransa, rekabet gücünü artırmak üzere işbirliğine yöneldi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, AB liderlerini rekabet konusunda çerçeve anlaşması yapmak üzere gelecek ay zirve toplantısına çağırdı. 24-25 Mart'ta Brüksel'de yapılacak zirvede ele alınacak anlaşma ile, ülkeler arasındaki rekabet gücündeki dengesizliğin giderilmesine çalışılacak. İki ülke 440 milyar Euro'luk Avrupa Kurtarma Fonu'nun artırılması konusunda görüşbirliğine varamazken, Merkel ve Sarkozy yayınladıkları ortak açıklamada, "2011 Euro'ya güvenin yeniden sağlandığı yıl olacak" ifadesine yer verdi. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, rekabet konusunda uyum sağlanmasını yaratacak düzenlemeleri içeren anlaşmanın gelecek aya kadar hazırlanacağını söylerken; "Karşı karşıya olduğumuz kriz karşısında yapısal önlemler almaya hazırız" dedi.

12 Ocak 2011 Çarşamba

Almanya 20 yılın büyüme rekorunu kırdı

Bütçe açıklarının yarattığı krizin yarattığı maliyeti kurtarma paketlerini fonlayarak üstlenmek zorunda kalan Almanya ekonomisi, 2010 yılında rekor büyüme performansı yakaladı. Almanya Ticaret Bakanlığı'ndan açıklanan verilere göre, büyüme hızı yıllık bazda yüzde 3.6 ile 1990 yılında Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi ardından en yüksek büyüme performansına ulaştı. Almanya Merkez Bankası Bundesbank, ihracatın katkısıyla bu yıl yüzde 2, 2012'de yüzde 1.5 büyüme öngörüyor. 2009 yılında krizin etkisiyle yüzde 4.6 daralan Alman ekonomisinin güç kazanmasında özellikle ihracatın yüksek performansı belirleyici oldu. İhracat 2010 yılında yüzde 14.2 artarken, ithalat yüzde 13 artış gösterdi. Ekonomistler, büyüme performansının yılın ilk çeyreğinde devam edeceğini öngörürken, ihracatın ivme kazanmayı sürdüreceğine işaret ediyorlar. İşsiz sayısının 2010 yılında 262 bin kişi azalması da kişisel tüketimi olumlu etkiledi. Almanya Ekonomi Bakanı Rainer Bruderle, yaptığı değerlendirmede, Almanya'nın istihdam alanındaki iyileşmesinin süreceğine işaret ederek, "İşsiz sayısındaki rekor düşüşle tam istihdama ilerliyoruz" dedi.

23 Kasım 2010 Salı

İrlanda yardım için önlem açıklamaya hazırlanıyor

Bankacılık sektörünün yaşadığı sorunlarla başedemeyen İrlanda, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Birliği'nden yardım alacak. İrlanda yaklaşık 90 milyar Euro yardım verilmesi beklenirken, hükümetin 4 yılı kapsayan önlem planını açıklaması bekleniyor. Plan çerçevesinde İrlanda'nın asgari ücreti yüzde 12 azaltması beklenirken, yüzde 12.5 olan kurumlar vergisi oranını değiştirmesi beklenmiyor. Bu arada, Uluslararası Para Fonu Başkan Yardımcısı John Lipsky, İrlanda hükümetiyle görüşmelerin hızla ilerlediğini belirterek, hükümetin gerekli siyasi kararları hızla alması gerektiğini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel de, İrlanda'nın ciddi bir endişe kaynağı olmayı sürdürdüğünü belirterek, "Euro Bölgesi ülkelerini kurtarmaya çalışmak Avrupa için iyi değil" dedi. Avrupa Komisyonu'nun Mali İşlerden Sorumlu Komisyon Üyesi Olli Rehn de, İrlanda'da kamu harcamalarını azaltacak bir bütçenin ivedilikle kabul edilmesi gerektiğini söyledi. AB, bu ülkeye yardım için bütçenin kabulünü ön koşul olarak belirlerken, bütçenin 7 Aralık'ta oylanması bekleniyor. İrlanda Hükümeti'nin bütçeye onay verilmesi ardından Ocak ayının ikinci yarısında erken genel seçim kararı vermesi de öngörülüyor. Diğer yandan, kriz nedeniyle İrlanda bankalarının satılabileceğine yönelik açıklamalar, zor durumdaki bankaların hisselerinde sert düşüşlere yol açtı. Kamunun yüzde 26 hissesinin bulunduğu Bank of Ireland hisseleri yüzde 23 düşüşle 30 eurosent düzeyine indi.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Merkel: Almanya çok kültürlü olamadı

Almanya Başbakanı Angela Merkel, yaklaşık 50 yıldan bu yana göçmen alan Almanya'nın çok kültürlülüğü sağlamakta başarısız olduğunu kaydetti. Merkel, Potsdam kentinde Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) gençlik kolu olan Junge Union'un (JU) düzenlediği olağan yıllık toplantısında yaptığı konuşmada, Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Horst Seehofer'in ''Çok kültürlülük tümüyle başarısız kaldı'' şeklindeki görüşlerini destekledi. Merkel, Almanların, 1960'lı yıllarda ülkeye davet edilen göçmen işçileri belli bir dönem sonra geri gidecekleri düşüncesiyle avunduklarını belirtti. Merkel, konuşmasında Almanların ve yabancıların özellikle müslüman kesimim entegrasyon konusunda ortak çalışmaları yürütmeleri gerektiğini vurguladı. Göçmenlerin, yasalara uymanın yanı sıra Almancayı da çok iyi öğrenmesi gerektiğini belirten Merkel, göçmenlerin teşvik edilmesi, kendilerinden aynı zamanda bazı şeylerin talep edilmesi gerektiğini, göçmenlerden bazı şeyleri talep etme politikasının geçmişte yetersiz kaldığını savundu. Almanya'da son yapılan bir araştırma, ekonomik krizin bir sonucu olarak ülkede aşırı sağcılığın arttığını ortaya koymuştu. Alman Sosyal Demokrat Parti'ye (SPD) yakınlığıyla bilinen Friedrich Ebert Vakfı tarafından yapılan araştırmaya göre, her 3 Alman'dan biri, ülkesinin "fazlaca yabancılaştığına" inanıyor ve her 10 kişiden biri ülkede diktatörlük istiyor. Araştırma ülkedeki Müslümanlara yönelik çarpıcı düşünceleri de ortaya koymuştu. Buna göre halkın yüzde 58'i Müslümanların ibadetinin büyük ölçüde kısıtlanması gerektiğine inanıyor. Doğu eyaletlerinde bu oran yüzde 75'e kadar yükseliyor.

1 Ekim 2010 Cuma

İki Almanya birleşti, ayrım sona ermedi

Soğuk Savaş'ın sembolü niteliğindeki Berlin'i Doğu ve Batı olarak ikiye ayıran duvarın yıkılması üzerinden 20 yıl geçti. Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl'un girişimleriyle Federal Almanya ve Doğu Almanya, 3 Ekim 1990'da birleşerek tek bir ülke haline geldi. Birleşmenin yarattığı Almanya, Avrupa Birliği'nin en büyük ekonomik gücü haline gelmesine karşılık, iki ülkenin tam anlamıyla bütünleşmeyi başaramadığının sinyalleri de gözleniyor. Ülkenin batısı ve doğusu arasında gelişmişlik farkları devam ederken, sanayisi güçlü batının doğuya verdiği desteğe karşılık bu ayrımın tam anlamıyla aşılamadığı dikkat çekiyor. Örneğin ülkenin doğusunda işsizlik oranı yüzde 11'de seyrederken, batıda işsizlik oranı yüzde 6.2 düzeyinde bulunuyor. Yine de doğudaki yüksek işsizlik oranı 2005 yılında gözlenen 18.7'lik düzeyine göre hayli gerilemiş görünüyor. Birleşme sonrasında federal hükümetin ülkenin doğusundaki beş eyalete verdiği destek 1991'den bu yana 187 milyar Euro'yu bulmuş durumda. Desteğin ana kaynağını oluşturan yüzde 5.5'lik dayanışma vergisinin ise 2019'a kadar sürmesi öngörülüyor. Kamuoyu yoklamaları da doğu ve batıdan gelenlerin kendisini aynı ülkenin vatandaşı görmeye başladığına işaret ediyor. 2003'te yapılan ankette yurttaşların sadece yüzde 31'i doğu ve batı arasında ayrım kalmadığını düşünürken, şimdi bu oran yüzde 47'ye çıkmış durumda. Tüm bunlara karşılık Alman hükümetinin kabinesi, doğu ve batı ayrımının en net fotografını oluşturuyor. Doğu Almanya'da eğitim gören fizik doktoru Angela Merkel'in başbakan olduğu kabinede, Doğu Alman kökenli başka bir isim yer almıyor.

16 Temmuz 2010 Cuma

Çin, Avrupa'ya güven tazeledi

Eleştiriler karşısında kur rejimini değiştirme adımlarını atan Çin, en yetkili isimlerden Avrupa'ya olan güveninin sürdüğünü açıkladı. Çin Başbakanı Wen Şiabao, Avrupa ekonomilerinin artan bütçe sorunlarına karşılık Avrupa piyasalarına yatırım yapmaya devam ettiklerini söyledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmesi ardından açıklamalarda bulunan Çin Başbakanı Wen Şiabao, Çin ekonomisindeki soğumanın kontrollü şekilde sürdürüldüğünü söyledi. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 11.9 büyüyen Çin ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 10.3 büyümüştü. Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Çin'in Euro'ya ve Euro Bölgesi'ne yatırım yapmasının son derece önemli bir güvence olduğunu vurguladı. Çin ekonomisinin daha da serbestleşmesini isteyen Merkel, Çin'deki Alman yatırımlarının artacağı mesajını verdi. İkili görüşmelerde de Alman Siemens ve Çin'den Şanghay Elektrik buhar türbinleri geliştirmek üzere 3.5 milyar dolarlık ar-ge anlaşması imzaladı.

23 Haziran 2010 Çarşamba

Soros'tan Almanya'ya sert eleştiri

Aldığı yatırım kararlarıyla 1991 yılında İngiltere'nin Avrupa Kur Mekanizması dışında kalmasına neden olan fon yöneticisi George Soros, Avrupa para birimine yönelik kötümser değerlendirmelerini sürdürüyor. Soros, Alman gazetesi Die Zeit'a verdiği söyleşide, 80 milyar Euro'luk tasarruf önlemleri alan Almanya'nın bu kararıyla AB üyelerini deflasyona sürüklediğini söyledi. Soros, Almanya'nın attığı adımların Avrupa para birliği ve Euro'nun geleceğini tehdit ettiğini vurguladı. "Almanya'nın politikaları Avrupa için tehdit yaratıyor. Avrupa projesinin geleceği tehlikede" diyen Soros, bütçe açıklarının sınırlanması yerine ekonomiyi canlandırma politikalarının sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Almanya'nın aldığı önlemlerin küresel ekonomideki canlanmayı zayıflatacağına yönelik eleştiriler giderek artıyor. Haftasonunda Kanada'da yapılacak G20 zirvesi öncesinde ABD Başkanı Barack Obama, üye ülke liderlerine gönderdiği mektupta canlanmaya yönelik önlemlerin geri çekilmemesi gerektiğini söylemişti.

3 Eylül 2009 Perşembe

G20 öncesi liderlerden ortak denetim çağrısı

Küresel mali krizin başlaması üzerinden yaklaşık bir yıl geçerken, sanayileşmiş ülkeler krizin tekrarlanmaması için önlemlere yoğunlaştı. Haftasonu yapılacak G20 maliye bakanları zirvesi öncesinde İngiltere, Almanya ve Fransa yayınladıkları ortak çağrıyla bankacılık sektörünün ortak şekilde denetimini istedi. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin imzasıyla yayınlanan ortak mektupta, bankaların çok riskli işlemlerini önlemek üzere ortak bağlayıcı kurallar konulmasını istedi. Liderler, büyük eleştirilere neden olan yöneticilere ödenen yüksek primlerin sınırlandırılması amacıyla da ortak çözüm geliştirmeyi kararlaştırdı. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu G20 ülkelerinin liderleri 24 Eylül'de Amerikanın Pittsburgh kentinde bir araya gelecek. Haftasonu liderler zirvesine hazırlık niteliğinde maliye bakanları da İngiltere'nin başkenti Londra'da buluşacak.

25 Ağustos 2009 Salı

Çin ihracatta dünya şampiyonu oldu

Dünyanın üçüncü büyük ekonomisine sahip Çin, ihracatta da dünya lideri konumuna yükseldi. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre, Çin'in ihracatı yılın ilk yarısında 521.7 milyar dolara çıkarken, uzun yıllardan bu yana ihracat şampiyonu konumundaki Almanya'nın ihracatı aynı dönemde 521.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya'nın ihracat performansındaki zayıflama, gelecek ay yapılacak federal seçimlerde Başbakan Angela Merkel'in durumunu güçleştirebilir. Merkel hükümeti, krizle birlikte sarsılan ihracata dayalı ekonomik büyüme modelini güçlü bir şekilde savunuyordu. Almanya'da ihracat Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 7 artmasına karşılık, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22.3 daha düşük düzeyde bulunuyor. Ekonomistler, kurlardaki dalgalanmanın da etkisiyle ihracat performansının değişebileceğine işaret ederken, yıl sonu itibarıyla görünümün değişebileceği görüşündeler. Uzmanlar, doların euro karşısında önümüzdeki aylarda güç kazanması ve ihracatın canlanmasının bu ülkenin performansına olumlu yansıyabileceğini öngörüyorlar.

9 Haziran 2009 Salı

Perakende devi Arcandor iflas korumasında

Almanya'nın en büyük perakende şirketlerinden Arcandor, mali krizin bilançosunda yarattığı bozulmayı aşamayarak iflas koruması kapsamına alındı. Alman hükümetinden yeni yardım alamayan şirket yönetimi bu çerçevede iflas sürecini başlattı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, daha önce Arcandor'un zor dönemi atlatması için mali yardımda bulunabileceklerini söylemesine karşılık, grubun yaptığı son başvuruyu geri çevirmişti. Alman perakende devi Metro Group ardından ülkede ikinci sırada yer alan Arcandor bünyesinde 50 bin kişi çalışıyor. Arcandor'un vadesi gelen borçlarının toplamı 710 milyon euroyu buluyor. Arcandor'un iştirakleri arasında Avrupa'nın en büyük turizm acentası Thomas Cook da yer alıyor. Şirketin Thomas Cook'taki hissesi yüzde 52.8 olurken, iflas sürecinini turizm şirketini etkilemesi beklenmiyor.