13 Mayıs 2010 Perşembe

Altın fiyatlarındaki tırmanış hız kesmiyor

Avrupa Birliği'nin Yunanistan'a yönelik 750 milyar Euro tutarındaki desteği piyasalardaki tedirginliği yatıştırmakta yeterli olmazken, yatırımcıların güvenli limanı niteliğindeki altında tırmanış sürüyor. Bloomberg'in altın piyasası uzmanları ve ekonomistler arasında yaptığı ankete göre, altının ons fiyatının bu yıl sonuna kadar yüzde 21 daha artarak 1500 dolarlık rekor düzeye tırmanacağı öngörülüyor. Altının ons fiyatı yıl başından bu yana yüzde 13 artarken, ons fiyatı 1245 dolarla tüm zamanların en yüksek düzeye tırmandı. Uzmanlar, yatırımcıların güvenli liman arayışının bir sonucu niteliğinde fiyatlarda artış yaşandığını kaydederken, yaklaşan enflasyon ve bütçe açığı riskleri karşısında emtiaya olan ilginin arttığını vurguluyorlar. Avrupa para birimi euro 2010 başından bu yana yüzde 11 değer kaybederken, MSCI Dünya Endeksi geçen hafta piyasalarda yaşanan türbülansın da etkisiyle yılbaşından bu yana yüzde 1.4 geriledi. Uzmanlar, Yatırımcıların enflasyona karşı altın almayı tercih etmesiyle uzun vadede ons fiyatının 1850 dolara kadar tırmanabileceğini de vurguluyorlar.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

İngiltere'de yeni hükümet vergi artırma hazırlığında

Kriz döneminde tüketimi canlandırmak üzere kapsamlı önlemler açıklayan İngiltere, şimdi de bozulan bütçe dengesini iyileştirmek üzere vergi artırmaya hazırlanıyor. İngiltere'de Muafazakar ve Liberal Demokrat Parti'nin kurduğu koalisyon hükümetinin 2011 yıl sonuna kadar Katma Değer Vergisi'ni yükseltmesi bekleniyor. İngiliz yayın kurumu BBC'nin yaptığı bir ankete göre, halen yüzde 17.5 olan Katma Değer Vergisi'nin 2011 sonuna kadar yüzde 20'ye çıkartılması bekleniyor. Bu artışın yıllık vergi gelirlerini 11.5 milyar sterlin artırması bekleniyor. İngiltere hükümeti, 2008 Eylül ayında başlayan kriz sürecinde tüketimi canlandırmak amacıyla Katma Değer Vergisi'ni yüzde 15 düzeyine indirmişti. David Cameron liderliğindeki koalisyon hükümeti, açıkladığı hükümet programına göre yıl sonuna kadar kamu borçlanmasını azaltmayı, harcamaları 6 milyar sterlin azaltmayı hedefliyor. Ekonomistler, İngiltere'de yapılacak kesintilerin halen 166 milyar sterlin düzeyindeki dev bütçe açığını frenlemek aşamasında 'okyanustaki bir damla' niteliği taşıyacağını öngörüyorlar.

İngiltere'de 65 yıl aradan sonra koalisyon kuruldu

İngiltere'nin yeni başbakanı David Cameron'ın lideri olduğu Muhafazakar Parti ve küçük ortak Liberal Demokratlar ülkede 1945'ten bu yana ilk koalisyon hükümetini kurdu. Koalisyon hükümeti İşçi Partisi'nin 13 yıllık iktidarını sona erdirirken, 43 yaşındaki eski bir halkla ilişkiler yöneticisi olan Cameron, İngiltere'nin neredeyse son 200 yıldaki en genç başbakanı oldu. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in yeni hükümeti kurma görevini verdiği Cameron, Buckingham Sarayı'ndan ayrıldıktan sonra başbakanlık binasına giderek Başbakan olarak ilk konuşmasını yaptı. Cameron, "Zor bir görev olacak. Bir koalisyon hükümeti her türlü sorunu ortaya çıkarabilir, ancak ben ülkemizin ihtiyaç duyduğu güçlü ve istikrarlı hükümeti birlikte sağlayabileceğimize inanıyorum" dedi. Başbakan yardımcılığı görevini üstlenen Liberal Demokrat Parti lideri Nick Clegg de bir açıklama yaparak, "Elbette sorunlar olacak, geçici sıkıntılar yaşanacak. Ancak ben yeni siyasetin sadece mümkün olmadığını, daha da iyi olduğunu kanıtlamak için elimden geleni yapacağım" dedi. David Cameron, başbakanlıktaki birinci gününe başlarken koalisyon hükümetiyle ilgili detaylar da ortaya çıkmaya başladı. Başbakanlık açıklamasına göre Liberal Demokratların kabinede Clegg dahil beş sandalyesi olacak. Bazı kaynaklar, Liberal Demokratların itibarlı hazine uzmanı Vince Cable'ın, kabinede bankacılık ve iş dünyasının denetiminden sorumlu bir göreve getireceğini belirtiler. Yeni hükümet bütçe açıklarının aşağı çekilmesi için vergi artışından çok harcamaların kısılması yoluna gidecek. Bütçe sorumluluğu için bağımsız bir makam oluşturulacak ve bankacılık reformu kapsamında bankalara yeni vergi getirilecek.

11 Mayıs 2010 Salı

Yüksek hammadde çelik fiyatlarını artırıyor

Dünya Çelik Üreticileri Birliği, girdi maliyetlerindeki yüksek artışlar nedeniyle çelik fiyatlarına zam yapma kararı aldı. Çelik üreticileri, bu çerçevede ihraç ettikleri ürünlere yüzde 30’a varan zam yapmayı hedefliyor. Fiyat artışında etkili unsurların başında ise çeliğin hammaddesi olan demir cevherinde, son dönemde yaşanan büyük fiyat artışı ilk sırada yer alıyor. Cevher ihracatçıları, bu yıl başında almış olduğu kararla yaklaşık 40 yıldan bu yana uygulanan sabit fiyatlı yıllık kontrat geleneğini terk etme kararı almıştı. Demir fiyatlarını üç ayda bir belirlemeyi öngören kararın ardından, Brezilyalı Vale, Nisan başında Japonya’daki çelik fabrikalarına sattığı demirin fiyatını yüzde 90 artırmıştı. Demir cevheri fiyatlarindaki hizli artışın domino etkisiyle otomobilden makine donanımlarına kadar pek çok sanayi ürününe yansıması bekleniyor. Dünya çelik üreticileri birliği, demir cevheri üreticilerinin fiyat belirlemede kartel halinde hareket ettikleri gerekçesiyle geçtiğimiz ay küresel rekabet kurumlarını göreve çağırmıştı. Diğer yandan, Avustralya'da Madencilik Şirketleri Birliği, madencilik sektörü karlarına getirilen, yüzde 40 oranındaki gelir vergisini görüşmek üzere 13 Mayıs’ta hükümet yetkilileriyle bir araya geliyor. Avustralya'da madencilik sektörü ülkenin ulusal gelirinin yaklaşık yüzde 9'unu oluşturuyor. Avustralyalı Bhp Billiton ve Rio Tinto, Brezilyali Vale ile birlikte, yıllık 200 milyar dolar büyüklüğündeki dünya demir cevheri ticaretinin üçte ikisine hakim konumda.

Mali Kural Haziran öncesi onaylanabilir

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, mali kuralla birlikte Türkiye'de yeni bir dönemin başlayacağını söyledi. Babacan, Hazine Müsteşarlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, Mali Kural Kanun Taslağı hakkında bilgi verdi. Babacan, yasa taslağının Meclis tatile girmeden, yani Haziran sonu öncesinde onaylanabileceğini söyledi. Orta vadeli mali planın tek bir belge olarak 15 Haziran'da açıklanacağını kaydeden Babacan, "Maliye 3 ayda bir mali kural izleme raporu açıklayacak. Sayıştay denetimleri devam ettirilecek" dedi. Yerel idarelerin borçlanmasında Hazine görüşü alınacağını kaydeden Babacan, "Mali Kural sayesinde daha sık denetim gerçekleştirilecek. Yasal düzenleme ile diğer ülkelerin 5 adım önüne geçeceğiz" dedi. Mali Kural'ın üç yıllık dönemde OVP ile uyumlu olacağını kaydeden Ali Babacan, Haziran ayında yenilenecek Orta Vadeli Program'ın bugünkünden çok farklı olmadığını söyledi. Babacan, bütçe dengelerinde olası sapmalar halinde, dönemsel ayarlamalar yapılabileceğini vurguladı. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Babacan, "Mali Kural içinde kayıtdışına yer söz konusu değil. Hedefimiz, uzun vadeyi garanti altına almak" dedi.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

CHP Genel Başkanı Baykal istifa etti

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, 17 yıldan bu yana devam ettirmekte olduğu genel başkanlık görevinden istifa etti. Baykal, internet sitelerinde yer alan gizli kamera görüntüleri ve suikast iddialarına yönelik düzenlediği basın toplantısında istifa kararını açıkladı. Ankara'da CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı yapan Baykal, "Bu bir kaset olayı değildir, komplodur. Komplo, hukuk dışı ahlak dışı bir tertip demektir" dedi. Baykal, ''Bu tablo karşısında bana da bir görev düştüğünün farkındayım. Bu kara kampanyaya teslim olmayacağım. Bu hukuksuz ve ahlaksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim. Eğer bunun bir bedeli varsa ve bu bedel CHP Genel Başkanlığından ayrılmaksa o bedeli de ödemeye hazırım'' dedi. Baykal, kendisi yanı sıra CHP'nin de komplonun hedefi olduğunu ifade ederek, "CHP de bu kirli tezgahlar karşısında yolunu seçmek zorundadır. Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem CHP'yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkan tanıyacak hem de CHP'ye bu komplo ile hesaplaşma fırsatı verecektir'' dedi. Baykal'ın konuşması ardından bir açıklama yapan CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek de, Deniz Baykal'ın kurultaya katılmayacağını söylediğini bildirdi. CHP'nin gelecek hafta Olağan Kurultay'ı bulunuyordu.

Barroso: Piyasalara kararlı bir mesaj verildi

Avrupa Birliği'nin Yunanistan'a yardım etmek amacıyla 750 milyar Euro tutarında yardım paketi açıklaması, piyasalarda olumlu karşılandı. Tüm dünya borsaları Cuma günkü sert düşüş sonrasında toparlanırken, Atina Borsası'ndaki yükseliş yüzde 9.5'i buldu. Yardım paketi konusunda Brüksel’de Bloomberg International'a söyleşi veren AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, piyasalara kararlı mesaj verildiğini söyledi. Barroso, “750 milyar Euro tutarındaki Yunanistan'a yardım paketi piyasalara kararlı bir mesaj niteliğini taşıyor. Piyasaların tepkisi de bu mesajin dikkate alındığına işaret ediyor” dedi. AB Komisyonu Başkanı, Euro Bölgesi'nin temellerinin son derece sağlam olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi: “Euro Bölgesi'nin temelleri son derece iyi görünüyor. Son dönemde bazı ülkelerde yaşanan kırılganlıklar, piyasalardaki aşırı tepkinin bir sonucu.” Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, merkez bankalarının tahvil alımı kararı sonusunda baskı görmediklerini söyledi. Trichet, Brüksel'de Bloomberg'e yaptığı açıklamada, "Avrupa Merkez Bankası bağımsız bir kurum, piyasanın gerektiği gibi çalışmadığı noktada müdahale edebiliriz" dedi.