17 Haziran 2011 Cuma

Almanya ve Fransa'dan Yunanistan'a ılımlı yaklaşım

Yunanistan kriz karşısında hükümet değişikliğine girerken; Avrupa'nın iki büyük gücü Almanya ve Fransa Yunanistan'ın borç yapılandırması konusunda yeni bir adım atmaya hazırlanıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Berlin'de yaptığı görüşme sonrasında, borç yapılandırmasında özel sektör için çözüm bulunduğunu açıkladı. İki lider yaptığı ortak açıklamada, 2009 yılında tahvillerin vadesinin uzatılması için hazırlanan Viyana Yaklaşımı planının Yunanistan için kullanılabileceğini söylediler. Merkel ve Sarkozy, Yunanistan'da krizin çözülmesi için Avrupa Merkez Bankası ile ciddi işbirliği içinde çözüm bulunmasına çalışılacağını söyledi. Almanya Başbakanı Merkel, borç yapılandırmasında özel sektörün katılımının gönüllülük esasına bağlı olması gerektiğini söyledi. Merkel ve Sarkozy'nin sözleri ardından 2 yıllık Yunan tahvillerinde faiz yüzde 28.8'e geriledi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da, Eurogroup maliye bakanlarının Yunanistan'a yönelik yaklaşım farklılıklarını gidereceğini öngördü. Barroso, Brüksel'de yaptığı açıklamada, Yunan politikacıların yapısal reformlar konusunda işbirliği yapması çağrısında bulundu. Diğer yandan, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Pazartesi günü önlemleri görüşmek üzere AB Komisyonu Başkanı Barroso ve Eurogroup Başkanı Jean-Claude Juncker ile görüşeceğini açıkladı.

13 Haziran 2011 Pazartesi

Cari açık Nisan'da 7.7 milyar dolar oldu

Merkez Bankası'nın kredi artışını frenlemek üzere aldığı önlemler yanında Maliye'nin de önlem alması beklenirken; cari açık Nisan ayında 7.7 milyar dolara çıktı. 7.6 milyar dolarlık piyasa beklentisini aşan cari açık, yıllıklandırılmış bazda Nisan ayı itibariyle 63.7 milyar dolara yükseldi. Geçen yıl Nisan ayında 4.4 milyar dolar olan cari açık, Mart ayında 9.8 milyar dolarla rekor düzeye tırmanmıştı. Hükümet, Orta Vadeli Program çerçevesinde cari açığın 42.9 milyar dolarla milli hasılanın yüzde 5.4'ü düzeyinde kalmasını bekliyor. Ekonomistler, turizm gelirlerinin artmasıyla yaz aylarında cari açığın dengeli seyredeceğini ifade belirtirken, buna karşılık yıl sonu itibariyle açığın milli hasılaya oranının yüzde 8'lik düzeyi koruyacağını öngörüyorlar. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 10 Haziran'da Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamada, aşırı ısınmayı frenlemek üzere önlem alınabileceği sinyalini verirken, kredi hacmini sınırlamak üzere banka bazında da önlemler getirilebileceğini kaydetmişti.

12 Haziran 2011 Pazar

'AKP ekonomiyi soğutmada hızlı davranmayacak'

Türkiye'yi yakından izleyen ekonomistler ve piyasa uzmanları da seçimleri değerlendirmek konusunda hızlı davrandılar. Royal Bank of Scotland'ın Gelişmekte Olan Piyasalar Direktörü Tim Ash, AKP'nin kazandığı seçimle Türkiye'nin kitle partisi olma özelliğini kazandığına dikkat çekerek, piyasaların Anayasa konusundaki reformlar ve makroekonomik politikaların yürütülmesine odaklanacağını kaydetti. Anayasal reformlar çerçevesinde başkanlık sisteminin gündeme getirilmesinin piyasalarda tedirginlikle karşılanabileceğine işaret eden Tim Ash, olası bir değişiklikte Tayyip Erdoğan'ın Rusya Başbakanı Vladimir Putin kadar güçlü yetkilere sahip olabileceğine işaret etti. Anayasa değişikliğinin parlamentoda görüşülmesi ardından referanduma sunulmasının beklendiğini kaydeden Tim Ash, bunun zaman alan bir süreç olacağını vurguladı. Hükümetin makroekonomik reformlara hız vereceğini vurgulayan Ash, aşırı ısınma işaretleri veren ekonomide milli hasılanın yüzde 8'ine ulaşan cari açığın kırılganlık unsuru olduğunu vurguladı. Ekonomiyi soğutacak önlemlerin geleceğini, bu çerçevede faizlerin artırılmasının da gündeme gelebileceğini ifade eden Tim Ash, "Yeni AKP hükümetinin bütçeyi kısacak önlemlere hız vereceğini sanmıyorum. Merkez Bankası'nın da geliştirdiği yeni politika bileşimine bir süre daha sadık kalarak, sonuçlarını görmek konusunda ısrarlı olacağını düşünüyorum" dedi. Munzam artışına dayalı politikanın hızlı sonuç vermeyeceğine işaret eden Tim Ash, "Merkez Bankası bir trader gibi alım satıma çok bağlı ve stop-loss işlemlerinden kaçınıyor. Ama sonunda bunun tüm işlemi riske atması da söz konusu" dedi. Piyasaların ekonomiyi soğutucu kapsamlı önlemler beklediğine işaret eden Tim Ash, bunun gerçekleşme olasılığını zayıf olarak değerlendirerek, bir süre daha beklenebileceğini söyledi.

Erdoğan: Millet Anayasa'da uzlaşma sinyali verdi

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, seçimde milletin kendilerine yeni anayasayı uzlaşma yoluyla yapma mesajı verdiğini belirterek, bunun için ana muhalefet ve muhalefet partilerinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ile de görüşeceklerini söyledi. Seçim sonuçlarının ardından AKP Genel Merkezi balkonunda yaptığı konuşmada Erdoğan, "Milletimiz bize yeni anayasayı uzlaşma, müzakere yoluyla yapma mesajını verdi" dedi ve yeni anayasanın barış ve adalet talebine karşılık vereceğini söyledi. Bugün gerçekleştirilen genel seçimin ardından Türkiye genelinde oyların yüzde 99'u sayılırken, AKP'nin oy oranı yüzde 50, CHP'nin yüzde 25.9, MHP'nin ise yüzde 13 oldu. Erdoğan, "AK Parti'ye oy vermiş olsun ya da olmasın, tüm milletimize şunu tüm içtenliğimle söylüyorum; 12 Haziran 2011 seçimlerinin galibi, hiç ama hiç şüphesiz Türkiye'dir, bu aziz millettir. Bugün bir kez daha Türkiye kazanmıştır. Bugün bir kez daha demokrasi kazanmıştır. Bugün bir kez daha, milli irade kazanmıştır, topyekun millet kazanmıştır" dedi ve ekledi: "Bize oy verenlerin de vermeyenlerin de yaşam tarzını, inanç ve değerlerini, onurumuz, namusumuz, şerefimiz olarak göreceğimizden hiç kimsenin, ama hiç kimsenin kuşkusu, şüphesi, tereddüdü olmasın." Yatırımların hızla devam ettirileceğini ve tamamlanacağını, 2023 hedefleri doğrultusunda da yeni yatırımları hemen başlatacaklarını söyleyen Erdoğan, sosyal kesimlerin taleplerine bu dönemde çok daha fazla karşılık vereceklerini kaydetti. Erdoğan, bölgesel ve küresel meselelerde daha aktif olacaklarını, bölgesel barışın tesisi için daha çok çaba harcayacaklarını belirtirken, "Red, inkar politikalarını biz bitirdik. Asimilasyon politikalarını da bitirdik, bitiriyoruz" dedi.

İki oydan 1'i AKP'ye gitti, Erdoğan 3. kez başbakan

Sandık başına giden Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP'yi bir kez daha iktidar partisi olarak seçti. Bundan önceki iki seçimde de iktidar olan AKP, girdiği üçüncü seçimde de oylarını artırmış oldu. Türkiye genelinde oyların yüzde 90'ı sayılırken, ilk değerlendirmelere göre AKP yüzde 50.2'lik oy oranıyla birinci parti oldu. Bu oy oranıyla, AKP anayasa değiştirecek çoğunluk olan 330 milletvekiline erişemeyerek 326'da kalırken, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP yüzde 25.6 oy oranıyla 135 milletvekilliği elde etti. Böylece Kılıçdaroğlu'nun katkısıyla CHP bir önceki seçime oranla oy oranını 5 puan daha artırmış oldu. Seçim öncesi skandallarla sarsılan MHP ise yine ilk değerlendirmelere göre yüzde 13.2 oy oranıyla barajı geçerken, bu rakam MHP'ye 56 milletvekilliği kazandırdı. Diğer yandan bağımsızların da ciddi oy aldığı dikkat çekerken, TBMM için vize alan milletvekili sayısının 26-28 arasında olması bekleniyor. Anayasa değişikliğini referanduma götürebilmek için AKP'nin sandalye sayısının 330-367 arasında olması gerekiyordu. Bir partinin sandalye sayısının 367'den fazla olması durumunda anayasa değişiklikleri referanduma gerek kalmadan yapılabiliyor. İlk seçim sonuçları çerçevesinde AKP'nin kitle partisi olma yönünde gücünü artırdığı gözlenirken; CHP'nin son dönemde ulusalcı söylemini hafifletmesinin etkisiyle geleneksel olarak güçlü olduğu illerde AKP karşısında oy kaybına uğraması dikkat çekiyor.