7 Ağustos 2009 Cuma

Vergi indirimi otomotive yaradı

Hükümetin krizle duran talebi canlandırmak amacıyla Mart ayında aldığı Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi indirimlerinden otomotiv sektörü kazançlı çıktı. Türkiye'nin en büyük otomotiv şirketlerinden Renault Mais'in Genel Müdürü İbrahim Aybar, "ÖTV indirimi sektöre
nefes aldırdı. Fazla stoklar eridi" dedi. Aybar, üç aylık dönemdeki satışın geçen yıla oranla 50 bin daha fazla olduğunu belirterek, "Bu sektör adına önemli bir kazanımdır" dedi. Otomotiv pazarında 2008 ortasından itibaren yüzde 60'a varan düşüş yaşandığını kaydeden İbrahim Aybar, vergi indirimleriyle 2009'un ikinci çeyreğinde toparlanma yaşandığını kaydetti. Kriz ortamında ülkedeki otomotiv fabrikalarının tam kapasiteyle çalışmaya başladığını hatırlatan Aybar, "Sağlanan imkanlarla vatandaşlar ekonomik araçlar alabildi" dedi. Ticari araç pazarında da iyileşmeye dikkat çeken Aybar, geçen yıla göre satışların yüzde 7 arttığını da hatırlattı.

Fannie üçüncü kez Hazine'ye el açtı

Krizden ötürü batmanın eşiğine gelmesi ardından geçen yıl ABD Hazinesi tarafından kurtarılan mortgage şirketi Fannie Mae, üçüncü kez hükümtten yardım istedi. Fannie Mae, yılın ikinci çeyreğinde 15.2 milyar dolar zarar açıklaması ardından Hazine'den 10.7 milyar dolar yardım talep etti. Fredie Mac ile birlikte morgtgage piyasasında düzenleyici konumundaki Fannie Mae, Mart ayında da Hazine'den 15.2 milyar dolar yardım almıştı. Analistler, gayrimenkul sektöründeki bozulmanın sürmesi ve mortgage borçlarının ödenememesinden kaynaklanan sorunların artmasıyla zarar miktarının daha da artabileceğini ifade ediyorlar. Fannie Mae ve Freddie Mac şimdiye kadar hükümetten 200'er milyar dolar yardım almıştı. Fannie'nin son isteğiyle birlikte bu şirketler Hazine'den şimdiye kadar 96 milyar dolar ek yardım talebinde bulunmuş oldu. Amerikan hükümeti, gelecek yıldan itibaren bu şirketlerdeki devlet kontrolünden vazgeçerek ortak bir yapıya kavuşturmayı hedefliyor.

6 Ağustos 2009 Perşembe

Trichet: Yeni canlanma önlemleri gerekmiyor

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, enflasyon oranının yıl sonuna doğru yeniden artıya geçeceğini söyledi. Trichet, düzenlediği basın toplantısında, yılın kalan dönemindeki daralmanın ilk çeyreğe oranla azalacağını öngörürken, "Uzun bir süre büyüme zayıf kalacak. Kademeli bir toparlanma olacak" dedi. Krizle birlikte artan parasal genişlemenin yeterli sonuç vermediğine işaret eden Trichet, "Bankalar sermaye tabanlarını güçlendirmeli. Ekonominin toparlanmasıyla kriz önlemleri geri çekilecek. Yeni mali canlandırma önlemlerine gerek yok" dedi. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu yaptığı toplantıda kısa vadeli faizlerin yüzde 1 olarak değiştirilmediğini de açıkladı.

TOKİ Seyrantepe'de şartları iyileştirdi

Galatasaray Kulubü'nün maçlarını oynayacağı Seyrantepe Spor Kompleksi'nde sözleşme iptali ardından yeniden açılan ihaleye tek fimanın katılması, Toplu Konut İdaresi'ni çözüm aramaya yöneltti. Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar, açacakları yeni ihalede bir yılda bitirilmek şartını koruyacaklarını belirterek, "İhaleye katılımı artırmak için, TOKİ payının yüzde 5'inin peşin ödenmesi şartını kaldırıyoruz" dedi. Bayraktar, stadyum projesindeki açılır-kapanır çatının ise teslimden bir yıl sonra yapılmasını isteyeceklerini söyledi. TOKİ Başkanı Bayraktar, ihaleyi alan firmaya gerekli kredileri alabilmesi için temlik verileceğini de kaydetti.

Galatasaray, bu sezonun bitmesi ardından Ali Sami Yen Stadyumu'nu TOKİ'ye devredecek. Galatasaray, Seyrantepe'deki yeni stadın VIP ve loca bilet satışından 105 milyon dolar gelir bekliyor. Kulüp, şimdiye kadar biletlerin 43 milyon dolarlık kısmını sattı.

Memur yüzde 10 artış isteyecek

Hükümet ile kamu çalışanlarının maaş zam pazarlığını bu yıldan itibaren yürütecek Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, hükümetin önerdiği yüzde 5.5'lik ücret artışının iki katını isteyeceklerini söyledi. Gündoğdu, Maliye'nin memurlara yüzde 5'lik zam önerisinin kendileri için bir anlam ifade etmediğini belirterek, "Maliye'nin talebin azalmasıyla oluşan sanal enflasyonu dikkate alarak belirleyeceği bir rakamdan hareketle bir cümle kurmamızın bir anlamı yok. Kabul edeceğimiz bir sonuç da değil" dedi. Gerçek enflasyon hesabıyla bir yol haritası çizdiklerini belirten Memur Sen Genel Başkanı Gündoğdu, yüzde 10'nun üzerinde ücret artışı yanısıra en az 80 liralık ek ödeme talebinde bulunacaklarını da kaydetti. Krizden ötürü talep düşüşünün enflasyonu düşük göstereceğini kaydeden Gündoğdu, "Bu alım gücünü artırmıyor. Bu vermemeye niyeti olanın bahanesi olarak ortaya çıkabilir" dedi. Memurların haklarını ararken ricacı konumuna düşürüldüğünü kaydeden Gündoğdu, memurlara vergide adaletli davranılması yanında her altı ayda bir kriz çeki verilmesini istedi.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

İngiltere'de krediler kıpırdamıyor

Durma noktasına gelen kredi piyasasını canlandırmak amacıyla tahvil
alımlarına hız veren İngiltere Merkez Bankası'nın önlemleri,bankaların reel sektöre verdiği kredileri artırmakta yeterli olmuyor. Banka'nın yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 3.7'lik parasal genişleme sağlamasına karşılık, bankaların şirketlere kullandırdığı
kredi miktarı sadece yüzde 2.7 artış gösterdi. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, geçen ay yaptığı bir açıklamada, bankaların özel sektöre kullandırdığı kredileri 2010 başına kadar 70 milyar sterlin artırmayı taahüt ettiğini söylemişti. Ancak açıklanan son istatistikler tüketicilere kullandırılan kredilerdeki artışın 1993 yılından bu yana en düşük düzeyde olduğuna işaret ediyor. Kredilerin canlanmasından endişe eden İngiltere Maliye Bakanı Alistair Darling bankalara bu konuda baskıları artırmaya hazırlanırken,ekonomistler ekonomistler kredilerde hareketlenme olmadan canlanmanın yaşanmayacağını öngörüyorlar. İngiltere ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2.4 daralarak son 50 yılın en kötü performansını gösterirken, hükümetin yıl sonu daralma tahmini yüzde 3.5 düzeyinde bulunuyor.

4 Ağustos 2009 Salı

Otomotivde bozulma hız kesmiyor

Ekonomik krizden çıkışın ilk işaretleri gözlenmeye başlarken, otomotiv sektöründeki bozulma sürüyor. Dünyanın en büyük otomotiv şirketi Japon Toyota, yılın ilk çeyreğinde 818 milyon dolar zarar ettiğini açıkladı. Geçen yıl 4.5 milyar dolar kar açıklayan Toyota, böylece üstüste üç dönemden bu yana zarar açıklamış oldu. Krizle mücadele kapsamında fabrikalarındaki üretimi yarıya indiren, tarihinde ilk kez personel çıkaran Toyota, yıl sonu itibarıyla zararının 7.9 milyar doları bulacağını öngördü. Şirket, en büyük pazarı konumundaki ABD'de daralmanın süreceği tahminini yinelerken, hükümetin desteğiyle Japon pazarındaki büyümenin süreceğini öngördü. BMW'NİN KARI YÜZDE 76 AZALDI Diğer yandan, Alman spor otomobil üreticisi BMW yılın ikinci çeyreğinde karının yüzde 76 azalarak 174 milyon dolara indiğini açıkladı. Bilançosunu açıklayan BMW, otomotiv satışlarının yüzde 20 gerilediğini kaydederken, bazı olumlu işaretlere karşılık sektördeki bozulmanın sürdüğünü kaydetti. Şirketten yapılan açıklamada, "Otomotiv sektöründe üretim ve atışlardaki gerileme devam edecek, yakın gelecekte herhangi bir toparlanma olmayacak" denildi. Şirket dünya genelinde yılın ikinci çeyreğinde 338 bin otomobil sattı.

İngiltere'de servet 6.9 trilyon sterline indi

Mali krizin yarattığı baskı ile İngiltere'de ulusal servet 2008
sonunda 6 trilyon 954 milyar sterline geriledi. Milli servet önceki yıla göre yüzde 2 düşerken, verileri açıklayan Ulusal İstatistik Kurumu böylece 1992 yılındaki son durgunluktan bu yana servetin ilk kez azaldığını kaydetti. Hesaplama ülkedeki tüm binalar, fabrikalar, otomobiller, trenler, makineler ve finansal varlıkların toplamından borç stokunun çıkarılmasıyla yapılıyor. Milli servetin azalmasında 3.7 triyon servetin yarıdan fazlasını oluşturan gayrimenkul fiyatlarındaki düşüş etkili oldu. Gayrimenkul sektöründeki zayıflama yüzde 9'u bulmasına karşılık, hala milli servetin yüzde 56'sını oluşturuyor. Ekonomistler, halkın eriyen servetini yerine koymak amacıyla tüketim harcamalarını kısmaya hız vereceğini öngörürken, servetin 2008 öncesine çıkmasının yaklaşık 10 yıl alabileceğini öngörüyorlar. Milli servetteki azalmaya karşılık, kişi başına servetin 115 bin sterlin olduğu hesaplanıyor. Bu rakam, verilerin toplanmaya başladığı 1948 yılından bu yana servetin beş kat arttığına işaret ediyor.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

İhracatta bozulma sürecek görünüyor

Türkiye'nin ihracatta lider pazarı niteliğindeki Avrupa Birliği ülkelerinin kriz sonrası canlanmayı sağlamakta zorlanması, ihracatın yıllık bazdaki bozulmasının süreceğine işaret ediyor.

Yılın ilk yarısında Türkiye'nin AB'ye yaptığı ihracatın 7 puan düşüşle yüzde 43.6'ya inmesi, AB'den gelen kötü haberlerle ihracatta yıllık bazda daralmanın süreceğini gösteriyor. Merkez Bankası'nın açıkladığı son veriler de ihracatta yıllık bazdaki daralmanın derinleşeceğine işaret ediyor.

İhracat ilk yarıda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30.6 düşüşle 47.7 milyar dolara inerken, bu dönemde Avrupa Birliği pazarındaki daralma yüzde 40.1'i buldu.

Türkiye'nin AB ülkelerine yaptığı ihracat geçen yılın aynı dönemine 13.9 milyar dolar azalarak 20.8 milyar dolara inmişti.

Küresel toparlanmanın ihracatta belirleyici olduğu ortamda AB ekonomisindeki daralma tahminin yüzde 4.4'e çıkması ihracatın zayıflamayı sürdüreceğini gösteriyor.

Wall Street FED'in 'elini görüyor'

ABD'de bankaların özellikle Merkez Bankası ile yaptıkları işlemlerden yüksek kar etmeleri eleştiri konusu oldu. Önde gelen ekonomistler ve Hazine yetkilileri, krizle birlikte bilançosunu büyüterek Wall Street'in büyük oyuncularından birisi haline gelen Amerikan Merkez Bankası'nın özel bankalarla yaptığı işlemlerde yeterince iyi müzakere yapmadığı eleştirisini getirdi.

Özellikle mortgage destekli menkul kıymet işlemlerinde Merkez Bankası'nın Wall Street'in en büyük müşterisi haline geldiği gözlenirken, FED en fazla tahvil alan kurum olarak da öne çıktı. Amerikan Merkez Bankası, yaptığı tüm işlemler öncesinde ve işlem ardından yaptığı açıklamalarla şeffaflığa özel önem veriyor.

Financial Times'a konuşan eski hazine yöneticileri bu şeffaflığın banka aleyhine çalıştığını belirterek, "Herkes Merkez Bankası'nın elini görüyor. Herkes FED'le yaptığı işlemlerle cebini dolduruyor" dedi.

Banka yöneticileri ise şeffaflık olmazsa diğer alanlarda Merkez Bankası'nın büyük eleştirilerle karşı karşıya kalabileceği görüşündeler. Temsilciler Meclisi Mali Hizmetler Komitesi Başkanı Barney Frank, bu işlemlerin piyasalarda fiyat istikrarını sağlamak üzere gerektiğini belirtti. Frank, "Kredi sistemini birilerine para kazandırmadan düzenleyemezsiniz" dedi.

Dövize alım ihaleleriyle örtülü müdahale

Türk Lirası'nın dolar karşısında Mart ayından bu yana yüzde 40'ı aşan değer artışı, Merkez Bankası'nı harekete geçirdi. Doların 1.47'ye gerilemesi ardından, Merkez Bankası Ekim 2008'de sona erdirdiği döviz alım ihalelerine başlayacağını açıkladı. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, yarından itibaren başlayacak döviz alım ihalelerinde günlük 30 milyon dolarlık alım yapılacak. Gerektiğinde de 30 milyon dolarlık opsiyon kullandırabileceğini de açıklayan Merkez Bankası, böylece bir günde en fazla 60 milyon dolarlık alım yapacak.

Merkez Bankası'nın döviz piyasasındaki oynaklık karşısında aldığı bu karar, piyasaya örtülü müdahale anlamına geliyor.

İlk olarak 2002'de yapılan döviz alım ihalelerinden bugüne kadar 39,8 milyar dolarlık alım yapan Merkez Bankası, yaptığı açıklamada döviz rezervlerinin kuvvetlendirmesi için uygun bir ortam oluştuğunu ifade etti. İhale açıklaması ardından bankalararası piyasada 1.47'ye inen dolar 1.4750 düzeyine yükseldi.