16 Ekim 2009 Cuma

Faizde indirim kredilere nasıl yansıyacak?

Ekonomiyi canlandırmak ve finans sistemini rahatlatmak üzere son bir yılda aralıksız faiz indirimine giden Merkez Bankası, gecelik faizleri tarihinin en düşük düzeyi olan yüzde 6.75'e indirdi. Ekonomistler, geçen Ekim ayından bu yana 10 puanlık indirim yapan Merkez Bankası'nın indirimlerine ara verebileceğini ifade ediyorlar. Peki bu faiz indirimi, bankaların uyguladığı faizleri nasıl etkileyecek? Tüketici ve konut kredisi faizleri gerileyecek mi? Halen yüzde 0.95 ile yüzde 1'in de altına inen konut kredisi faizlerinin daha da gerilemesinin zor olduğunu kaydeden ekonomistler, bunun için enflasyona ilişkin verilerin önem kazandığına dikkat çekiyorlar. Uzmanlar, enflasyonun kamu zamları ve enerji fiyatlarının etkisiyle yükselmesi halinde, merkez bankasının faiz indirimlerini sona erdireceğini kaydediyorlar. Bu çerçevede Merkez Bankası'nın 27 Ekim'de açıklayacağı enflasyon raporunun önem kazandığını kaydeden uzmanlar, fiyatların azalacağına yönelik beklentilere raporda yer verilmesi halinde bankaların da tüketici faizlerinin indirimlerine hız verebileceğini öngörüyorlar. Merkez bankasının yaptığı faiz indirimleri genellikle bir ay içinde tüketici ve Konut kredisi faizlerine indirim şeklinde yansıyor.

Yabancıya sıfır stopaj uygulamasına iptal

Anayasa Mahkemesi Gelir Vergisi Kanunu'nun yabancı yatırımcıya sıfır stopaj uygulanmasına yönelik hükümlerini iptal etti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kararın resmi gazete'de yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe gireceğini belirterek, "Herhangi bir tereddüt söz konusu değil" dedi. Maliye Bakanı, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının beklendiğini belirterek, "Mevcut uygulama, söz konusu süre içinde yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar aynen devam edecek" dedi. Anayasa Mahkemesi'ne hükümlerin iptali için başvuruda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, verginin eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle bu girişimde bulunduklarını kaydetti. Hamzaçebi, düzenlemenin iptali ardından yaptığı açıklamada, "Yerli ve yabancı yatırımcıların vergisel olarak daha düşük bir oranda eşitlenmesi söz konusu olabilir" dedi. Kararı değerlendiren Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kurumlar Birliği Başkanı Nevzat Öztangut da, "Hükümetin atacağı adımları görmeden piyasaların etkileneceğini düşünmek yanlış olur, hükümetin görüşünü beklemek gerekli" dedi.

15 Ekim 2009 Perşembe

Dow Jones Endeksi 10 bini yeniden aştı

Wall Street'te üçüncü çeyrek bilançolarının beklenenden iyi gelmesi, Dow Jones Endeksi'nin 20 Ekim 2008'den sonra ilk kez 10 bin puanın üzerined kapanış yapmasına neden oldu. Endeksin seans içinde 10 bin puanı aşması brokerlar tarafından alkışlarla karşılanırken, uzmanlar yükselişin banka bilançolarının desteğiyle devam edebileceği görüşündeler. Dow Jones Sanayi Endeksi ilk kez 1999 yılında 10 bin puan düzeyini aşmıştı. Uzmanlar dün JP Morgan'ın 3.9 milyar dolarla tahminlerin üzerinde kar açıklaması ardından bugün de Goldman Sachs'ın 3.2 milyar dolar kar açıklamasının katkısıyla Wall Street'teki artışın süreceğine inanıyorlar.

Yeni memura yolluğun önü açıldı

Görev yeri değiştirilen yeni memurların yolluk alabilmesinin önü açıldı. Türkiye Kamu-Sen, Danıştay'ın başvurusu ile Anayasa Mahkemesi'nin 4969 sayılı yasanın bazı hükümlerini iptal etmesi ardından 22 Temmuz 2003'ten sonra göreve başlayan memurların yolluk alabileceğini açıkladı. Türkiye Kamu-Sen'den yapılan açıklamada, tüm kadrolu ve sözleşmeli memurlarla öğretmenler, araştırma görevlileri dahil olmak üzere bütün üniversite öğretim elemanlarının kurumlarına başvurdukları takdirde bu imkandan faydalanabilecekleri kaydedildi. Kamu-Sen, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı öncesinde başka yere atanıp yolluk alamayan memurların atama sonrasında görev yaptıkları kurumlara başvurması gerektiğini açıkladı. Başvuruya olumsuz yanıt alınması halinde yolluğun ödenmesi için yargı kararlarına atıf yapılarak dava açılabilecek. Kamu-Sen, birden fazla atama ile yer değiştiren memurlar, her bir atama için ayrı dilekçe vererek, her bir atama için ayrı dava açabileceğini de vurguladı.

Viskinin vergisi düşüyor, rakınınki artıyor

Alkollü içkilerdeki vergi oranları Avrupa Birliği ile tam üyelik görüşmeleri çerçevesinde değişiyor. Türkiye ile yapılan tam üyelik müzakerelerinde vergi faslının açılması ardından, AB'ye verilen taahütler çerçevesinde içkilerde alkol derecesine göre vergilemeye geçilecek. AB müzakereleri sırasında rakıya Yunanlıların milli içkisi Uzo gibi özel uygulama isteyen Türkiye, bu şekilde 2018 yılında rakı ile viskinin vergisini eşitlemiş olacak. Halen rakıda bulunan 1 litre alkolden alınan 36 liralık ÖTV, 2012 Nisan ayında 38 liraya, 2018 Nisan ayında ise 40 liraya çıkarılacak. Geçtiğimiz Nisan ayındaki düzenleme ile vergisi 71 liradan 60 liraya düşürülen viskiden alınan maktu ÖTV ise 2012 yılı Nisan'ında 50 liraya, 2018 Nisan'ında ise 40 liraya indirilecek. Alkol derecesi hacim itibariyle yüzde 22'nin üzerinde olan şarapların ÖTV'si de aynı sürede düşürülecek. Nisan ayında ÖTV'nin düşürülmesi ardından viski fiyatları yaklaşık 10 lira azalmıştı. Düzenlemeler çerçevesinde işlenmiş tütün ithalatından alınan 3 bin dolarlık fon da yıl sonunda kaldırılacak.

14 Ekim 2009 Çarşamba

Yunus: Yoksulluğun nedenği finans sistemi

Geliştirdiği mikrokredi sistemiyle yoksulların ekonomiye katılımını sağlayan Nobel ödüllü ekonomi profesörü Muhammed Yunus, Bangladeş'te kredi sistemiyle yoksulluğun ciddi oranda azaltıldığını söyledi. HSBC Bank'ın davetiyle Türkiye'ye gelen Profesör Yunus, Bangladeş'te 8 milyon kişiye kredi verildiğini hatırlatarak, kredi alanların yüzde 65'inin yoksulluk sınırını geçtiğini kaydetti. Kredi alanların yüzde 98'inin krediyi geri ödediğini kaydeden Yunus, geri ödemeyi yapanlara ikinci kredinin verildiğini vurguladı. Bangladeş'te mikro krediyle 4,5 yılda 18 bin kişinin dilenciliği bıraktığını belirten Yunus, “Yoksulluk, yoksul insanların oluşturduğu bir durum değildir. Yoksulluk bizim oluşturduğumuz sistemin ve finansal kurumların oluşturduğu bir durumdur" dedi. Mikro kredi uygulamalarına Türkiye'de destek veren HSBC Bank'ın Genel Müdürü Piraye Antika da, 40 kente 10 bin kişiye kredi kullandırıldığını söyledi. Antika, "2006 yılında aldığımız bir kararla Türkiye'deki bilançomuzun beş milyon dolarlık kısmını bu işe ayırdık, ancak sadece 2 milyon dolarını kullandırabildik" dedi.

BusinessWeek'in yeni sahibi Bloomberg

Finans dünyasının önde gelen haber ve veri yayıncısı Amerikalı Bloomberg şirketi, dergi yayıncılığındaki faaliyetlerini büyütüyor. Bloomberg, Mc Graw Hill bünyesindeki ünlü ekonomi dergisi BusinessWeek'i satın aldı. Satın almanın finansal detayları açıklanmazken, analistler 5 milyon dolar nakit yanında dergiden çıkarılması düşünülen 400 personelin kıdem tazminatının da üstlenileceğini öngörüyorlar. Derginin kontrolünün yıl sonuna kadar Bloomberg'e geçmesi bekleniyor. Bloomberg'in Başkanı Daniel Doctoroff, derginin yeni adının Bloomberg BusinessWeek olabileceğini belirterek, ''Dergiyi yağmalamak için değil, iyileştirmek için satın aldık. Birçok çalışanın işini korumayı umuyoruz'' dedi. Küresel krizle birlikte reklam gelirleri azalan BusinessWeek'in bu yıl 40 milyon dolar zarar etmesi bekleniyor. Bloomberg'in bünyesinde ayrıca ekonomi haberleri yayınlayan televizyonu da bulunuyor. Bloomberg, geçen hafta Türkiye'de de Habertürk'le birlikte televizyon yayıncılığı yapmak üzere anlaşma imzalamıştı. Yılbaşında yayına geçecek olan kanal Bloomberg HT adını taşıyacak.

13 Ekim 2009 Salı

SPK: Tek hisseye dayalı kontratlar anlamsız

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vedat Akgiray, Türkiye'de sermaye piyasası araçlarının çeşitlenmesi anlamında tek hisseye dayalı kontratların değişmesi gerektiğini söyledi. Habertürk'ün yayınına katılan SPK Başkanı Vedat Akgiray, bu sözleşmelerin yerine yeni yatırım araçlarının çıkarılacağını kaydetti. “Tek hisseye dayalı kontratların herhangi bir değeri olduğunu düşünmüyorum. Herhangi bir katma değeri yok. Bunların yerine tek hisse opsiyonları, hisse varantları geliyor” diyen SPK Başkanı Akgiray, “Tek hisseli kontratların yapılmasının yararı yok, hatta zararı var” dedi. SPK Başkanı Akgiray, Türk sermaye piyasalarının yeni her türlü yatırım aracına açık olduğunu belirterek, “Dünyada anlamı olan, yeri olan her ürün bizim piyasalarımızda bir şekilde yer alacak, yer almalı” dedi. Türkiye Borsası konusundaki hazırlıkların devam ettirildiğini kaydeden SPK Başkanı Vedat Akgiray, gelecek 6 ay içinde hukuki çerçevenin netleştirileceğini vurguladı. Akgiray, “Türkiye Borsası bir holding gibi faaliyet gösterecek, tüm borsalara ortak hizmet veren teknoloji, takas, ödemeler sistemi hizmeti veren bir şemsiye yapı oluşturulacak” dedi.

IMF'den Türkiye'ye olumlu mesaj

Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nın İstanbul'da yapılan yıllık toplantıları ardından, IMF'den Türk ekonomisine yönelik olumlu mesajlar sürüyor. Uluslararası Para Fonu'nun Başkan Yardımcısı John Lipsky, Türkiye ekonomisinin gelecek yıldan itibaren başlayacak ekonomik toparlanma sürecinde yeniden güçlü büyüme sürecine geçeceğini öngördü. IMF Başkan Yardımcısı, Türk ekonomisinin sahip olduğu dinamik yapıyla hızlı büyümeye geri dönmesinin işsizlik sorununun çözülmesine büyük katkıda bulunacağını kaydetti. Lipsky, büyümenin ön koşulunun etkin işleyen bir mali sektör ve mali politikalar olduğunu ifade ederek, "Düşük enflasyon ve sürdürülebilir mali dengeler ekonomik büyümeye destek verecek" dedi. IMF, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 6.5 daralması ardından, gelecek yıl yüzde 3.7 büyüyeceğini öngörüyor. IMF'nin enflasyona yönelik tahmini ise bu yıl için yüzde 6.2, gelecek yıl için ise yüzde 6.8 düzeyinde bulunuyor.

12 Ekim 2009 Pazartesi

İngiltere bütçe açığına varlık satışıyla çözüm arıyor

Kriz nedeniyle mali yönden son 60 yılın en zor günlerini yaşayan İngiltere, bozulan bütçe dengesini varlık satışı yoluyla aşmayı hedefledi. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, bu çerçevede gelecek iki yılda toplam değeri 16 milyar sterlini bulan varlık satışına gidileceğini açıkladı. Açıklanan plana göre, finans dışı portföyde yer alan kamu arazisi ve işletmelerinin satılması söz konusu olacak. Planlanan satış çerçevesinde İngiltere ve Fransa'yı deniz altından bağlayan tünelde işletilen demiryolundaki kamu hisseleri yanısıra, kamu kurumlarına ait bina ve arazilerin bazılarının satılması söz konusu olacak. Satılacaklar arasında Almanya, Hollanda ve İngiltere'nin ortak girişimi olan Urenco şirketinde İngiltere'nin yüzde 33'lük payı da yer alıyor. Urenco şirketi, bu ülkelerdeki nükleer santrallarda kullanılan uranyumun zenginleştirmesini gerçekleştiriyor. Brown'un açıklamasına göre, varlık satışlarından ilk aşamada 3 milyar sterlin gelir elde edilmesi hedefleniyor. Açıklanan plan, hükümetin asli faaliyetleri dışındaki alanlardan çekilmesi yönünde atılmış radikal bir adım olarak da değerlendiriliyor. İngiltere Maliye Bakanı Alistair Darling, Nisan ayında yaptığı açıklamada, gelecek iki yılda bütçe açığının yaklaşık 175 milyar sterlini bulacağını öngörmüştü.