rezerv etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rezerv etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Temmuz 2010 Cuma

IMF: Çin'in rezerv değişikliği zamana yayılmalı

Uluslararası Para Fonu Başekonomisti Olivier Blanchard, Çin'in döviz kuru rezervleri dağılımındaki bir değişikliğin zamana yayılması gerektiğini söyledi. Blanchard, Hong Kong'da yaptığı açıklamada, bu değişikliğin yavaş ve sorunsuz şekilde yapılmasının piyasalarda dalgalanma yaratmayacağını öngördü. Blanchard, Çin'in rezervlerinden Japon hükümet tahvillerine yaptığı 7.9 milyar dolarlık rekor yatırım ardından bu değerlendirmede bulundu.

17 Haziran 2010 Perşembe

Rusya döviz rezervlerini çeşitlendirme yolunda

Avrupa'da kriz endişelerinin tırmanmasıyla Euro'nun rezerv para niteliğini kaybetmeye başlaması, merkez bankalarını farklı arayışlara yönlendirdi. Rusya Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Aleksey Ulyukayev, Rusya'nın rezervlerinin bir bölümünü Avustralya Doları ve Kanada Doları'nda değerlendirmeyi planladığını söyledi. Rusya Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, Kanada Doları'ndan rezerv tutma kararı verdiklerini hatırlatarak, henüz bu kararı uygulamaya koymadıklarını söyledi. 4 Haziran itibarıyla Rusya'nın döviz rezervi 458.2 milyar dolar düzeyinde bulunurken, bu rezervlerin yüzde 47'si dolar, yüzde 41'i Euro olarak tutuluyor. Ayrıca rezervlerin yüzde 10'luk bölümü İngiliz Sterlini, yüzde 2'lik bölümü ise Japon Yeni'nde tutuluyor. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, geçen yıl doların Euro karşısında yüzde 34 değer kaybetmesi ardından dolar cinsinden tutulan rezerv miktarını azaltacaklarını açıklamıştı. Avrupa'da bütçe krizinin derinleştiğine yönelik endişelerle Euro dolar karşısında 7 Haziran itibaryıla 1.1877 ile son 4.5 yılın en düşük değerini görmüştü. İkisi de önemli emtia ihracatçısı olan Kanada ve Avustralya'nın para birimleri, ekonomide canlanmanın hızlanacağına yönelik beklentilerle yılbaşından bu yana değer kazanmayı sürdürüyor. Kanada Doları dolar karşısında yılbaşından bu yana yüzde 10 artarken, Avustralya Doları'ndaki artış yüzde 8.6 olmuştu.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Paranın yönü yeniden ABD'ye döndü

Küresel piyasalarda tedirginliğin geri dönmesi nedeniyle, Amerikan hükümetinin çıkarttığı tahvillere ilgi rekor düzeyde arttı. ABD Hazinesi'nin açıkladığı verilere göre, Amerikan tahvil ve hisse senetlerine yapılan yatırımın toplamı Mart sonu itibarıyla 140.5 milyar dolara çıktı. Amerikan menkul kıymetlerine yapılan yatırımın 40 milyar dolar artacağı öngörülmesine karşılık, yatırımların hızla artmasında Yunanistan krizi ile birlikte Avrupa ve gelişmekte olan piyasalara yönelik tedirginliğin tırmanması etkili oldu. Şubat ayında menkul kıymet yatırımlarının toplamı 47.1 milyar dolar olmuştu. Ekonomistler, Amerikan ekonomisinin canlanmasıyla menkul kıymet yatırımlarının hızlanacağını ifade ediyorlar. Amerikan tahvillerine en fazla yatırım yapanların başında Çin yer alırken, bu ülkenin yatırımları 17.7 milyar dolar artarak 895.2 milyar dolara tırmandı. İkinci sırada ise yatırımlarını 16.4 milyar dolar artırarak 784.9 milayr dolara çıkartan Japonya yer aldı.

2 Mart 2010 Salı

Volcker: Dolar rezerv konumunu kaybetmeyecek

Kriz döneminde Çin'in öne çıkmasıyla rezerv para rolünü kaybedebileceği gündeme taşınan dolar, Euro Bölgesi'ne yönelik tedirginliklerin artmasıyla gücünü sağlamlaştırmış görünüyor. Beyaz Saray ekonomi danışmanlarından Paul Volcker doların dünyanın rezerv parası olma rolünün tehlikede olmadığını, ancak merkez bankalarının enflasyon konusunda dikkatli davranmaları gerektiğini söyledi. Abd'nin eski Başkanı Ronald Reagan döneminde ABD Merkez Bankası başkanlığı yapan Paul Volcker, son haftalarda Euro karşısında değer kazanan doların dünyanın rezerv parası olma korumaya devam edeceğini, çünkü onun yerini alacak güçte bir para birimi bulunmadığını belirtti. Halen görevde olan merkez bankası yöneticilerini enflasyon ve ABD'deki açıklama ilgili olarak dikkatli davranmaları konusunda uyaran Volcker, Fed'in fiyatlar yeniden artmaya başladığında geç kalmaması için enflasyon karşısında dikkatli olmasını istedi.

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Dövize alım ihaleleriyle örtülü müdahale

Türk Lirası'nın dolar karşısında Mart ayından bu yana yüzde 40'ı aşan değer artışı, Merkez Bankası'nı harekete geçirdi. Doların 1.47'ye gerilemesi ardından, Merkez Bankası Ekim 2008'de sona erdirdiği döviz alım ihalelerine başlayacağını açıkladı. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre, yarından itibaren başlayacak döviz alım ihalelerinde günlük 30 milyon dolarlık alım yapılacak. Gerektiğinde de 30 milyon dolarlık opsiyon kullandırabileceğini de açıklayan Merkez Bankası, böylece bir günde en fazla 60 milyon dolarlık alım yapacak.

Merkez Bankası'nın döviz piyasasındaki oynaklık karşısında aldığı bu karar, piyasaya örtülü müdahale anlamına geliyor.

İlk olarak 2002'de yapılan döviz alım ihalelerinden bugüne kadar 39,8 milyar dolarlık alım yapan Merkez Bankası, yaptığı açıklamada döviz rezervlerinin kuvvetlendirmesi için uygun bir ortam oluştuğunu ifade etti. İhale açıklaması ardından bankalararası piyasada 1.47'ye inen dolar 1.4750 düzeyine yükseldi.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Çin, ABD'ye doların akıbetini soracak!

1970'lerin başında dönemin ABD Başkanı Richard Nixon'un Çin'e yaptığı ziyaretle 1979'dan itibaren normalleşen ABD-Çin ilişkileri bu görüşmelerin üzerinden 30 yıl geçmesi ardından yeni bir dönemece giriyor.

ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama'nın ev sahipliğinde Washington'da yapılacak Stratejik ve Ekonomik İşbirliği görüşmeleri bugün başlıyor. Görüşmelerin odak noktasını ise küresel ekonomik kriz sürecinde işbirliği oluşturuyor.

Siyasi gözlemciler, iki ülkenin karşılıklı güven tazelemek için bir hayli çaba göstermesi görüşündeler. Düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nden Kenneth Lieberthal, ABD'nin önemli sorunda Çin'le beraber çalışması gerektiğini söyledi.

Lieberthal, "Çin hükümeti, Amerika'nın yükselen Çin'in önünü kesmek üzere adım atacağı endişesini taşıyor. Amerikan yönetimi ise Çin'in küresel güç olduğunun farkına vararak Çin'le önemli sorunlarda birlikte çalışmanın yollarını aramalı" dedi. 

İki gün sürecek toplantılarda Çin'i Başbakan Yardımcısı Wang Şinan temsil ediyor. Çin'in en önemli endişesini doların değeri oluşturuyor. Amerikan Hazinesi'nin çıkarttığı tahvillere yaklaşık 800 milyar dolar yatıran Çin yönetimi, ABD'nin canlanma paketiyle yaptığı anlaşmanın enflasyona neden olarak doların değerini törpülemesinden korkuyor.

Amerikan yönetimi ise, Çin'in düşük maliyetleri karşısında Amerikalı üreticilerin rekabet edememesinden şikayet ediyor. Bu aşamada, Çin hükümetinin para birimi yuanın değerini düşük tutarak kendisine avantaj sağladığı öne sürülüyor.

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Çin'in rezervleri 2 trilyon doları aştı

Mali krizin yan etkilerinden korunmak amacıyla döviz rezervlerini artırmaya ağırlık veren Çin yönetimi, ihracattaki zayıflamaya karşılık rezervlerini 2 trilyon doların üzerine çıkardı.

Çin Merkez Bankası verilerine göre Nisan-Haziran döneminde ülkenin döviz rezervleri 178 milyar dolar arzarak 2 milyar 132 milyon dolara çıktı. Sadece Mayıs ayında rezerv artışı ise 80.6 milyar dolarla rekor düzeyde gerçekleşti.

Dünyanın üçüncü büyük ekonomisine sahip Çin, döviz rezervlerinin büyüklüğü açısından ise dünya lideri konumunda. Ülkenin döviz rezervlerin büyük bölümü ise Amerikan Hazine tahvillerine yatırılmış durumda.

Döviz rezervlerindeki hızlı yükseliş, önceki 6 aya oranla bir rezerv toplama konusundaki eğilimin değiştiğine işaret ediyor. Çin'in döviz rezervi yılın ilk çeyreğinde 7.7 milyar dolar artmıştı.

Yılın ikinci çeyreğindeki yüksek rezerv artışı, Çin'in aynı dönemdeki doğrudan yabancı sermaye yatırımı ve ticaret fazlası rakamlarını da aşıyor. Bu durum, ülkenin rezerv artışında ihracat dışında farklı faktörlerin etkili olduğuna işaret ediyor.

ABD ve Avrupa Birliği yönetimi, Çin'i para birimi değerini düşük tutarak ticarette kendisine avantaj yarattığını öne sürerken; ülkede kontrollü bir döviz kuru rejimi uygulanıyor. Kısmi dalgalanmaya bırakılan para birimi yuan kriz öncesinde dolara karşı yüzde 20 değer kazanırken, o tarihten bu yana yuanın değeri düşük seyrediyor.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

IMF kaynak arayışında tahvil satacak

Kriz nedeniyle gelişmekte ülkelerin kredi talepleriyle kapısını aşındırdığı Uluslararası Para Fonu, kendi kaynaklarını güçlendirmenin yollarını arıyor. G20 ülkelerinin 500 milyar dolar desteğiyle fonlarını 750 milyar dolara çıkarmayı kararlaştıran IMF, şimdi de tahvil ihracına hazırlanıyor.

IMF İcra Kurulu'nun onayını bekleyen tahvil ihracı kararı çerçevesinde 150 milyar dolarlık tahvil satılması bekleniyor. Tahvillerden elde edilecek kaynağın, IMF'nin İzlanda, Pakistan gibi ülkelere sağladığı yardımlara fon oluşturması öngörülüyor. Daha önce Çin, Brezilya ve Rusya IMF'nin ihraç edeceği tahvillerden alım yapacaklarını açıklamışlardı.

Kaynak yaratma çabaları çerçevesinde IMF'nin sahip olduğu 403 tonluk altın rezervinin bir bölümünün de satışı söz konusu olacak. Satışla piyasalardaki dengeleri bozmamayı hedefleyen IMF, ne kadar altının satılacağını Eylül ayına kadar netleştirmesi bekleniyor.

IMF İcra Kurulu, Nisan 2008'de altın rezervlerinin azaltılması konusunda prensip kararı almıştı.

IMF'nin bu satışı doğrudan merkez bankalarına yapma imkanı bulunuyor. Eylül ayında süresi dolacak anlaşmalar çerçevesinde Avrupa merkez bankalarının yıllık altın alım limiti 500 ton düzeyinde bulunuyor.  Bu tarih sonrasında belirlenecek daha yüksek bir miktar, IMF'nin satışlarına hız verebilecek.